136 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 25.09.12, 23:52 Nr.: 1 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...
Neşet Ertaş (Garip)





Neşet Ertaş Bilemedim
Kıymatını Kadrini
Hata Benim Günah Benim Suç Benim
Eliminen
İçtim Derdin Zehrini
Hata Benim Günah Benim Suç
Benim

Sana Karşı Benim Bir Sözüm Yoktur

Haklısın Sevdiğim Kararın Haktır
Garibim Derdimin Dermanı
Yoktur
Hata Benim Günah Benim Suç
Benim



I
Halk müziğimize kaynaklık eden mahalli
sanatçılarımızın eserleri ve yapmış, oldukları çalışmaların yanı sıra,
biyografilerinin de araştırılarak ortaya çıkarılması büyük önem taşımaktadır. Şu
anda hayatta olmayan mahalli sanatçılar hakkındaki bilgileri ikinci üçüncü
şahıslardan öğrenmekteyiz. Söz konusu mahalli sanatçılar hakkındaki edindiğimiz
bilgilerde bir takım soru işretleri oluşmakta ve açıklığa kavuşturulması gereken
bazı konular ise yeterince açıklık kazanamamaktadır. Özellikle bu biyografik
çalışmaların mahalli sanatçılar hayatta iken kendilerinden alınan bilgiler
ışığında yapılması en sağlıklı olanıdır.

Orta Anadolu türkülerini ve
bozlaklarını gerek sazı gerekse sesi ile getirdiği yorum ve icra biçimleri
sonucunda ün yapmış, mahalli sanatçılarımızdan biriside Neşet
Ertaş'tır.

Neşet Ertaş 1943 yılında Çiçekdağı'na bağlı eski adıyla
ABDALLAR yeni adıyla GIRTILLAR köyünde doğdu. 7 kardeşi olan Neşet Ertaş ailenin
2. çocuğudur ve kardeşlerinden müzikle ilgilenen yoktur. 5-6 yaşlarında bağlama
ve keman çalmaya bağlayan Neşet Ertaş babası Muharrem Ertaş ile birlikte
gittikleri düğünlerde babasına kemanla eşlik ediyordu. Geçimlerini düğünlerde
aldıkları paralardan temin eden Ertaş'lar birlikte 8 yıl Kırşehir, Nevşehir,
Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezerek bu işi
sürdürdüler. Neşet Ertaş bu işlerle uğraşmaktan okula da hiç
gidememiştir.

14 yaşında çalışmak için İstanbul'a giden Neşet Ertaş'ın iş
bulması kolay olmadı. Karın tokluğuna çalışacağı bir işe dahi razı olan sanatçı
bir gün Şençalar Plak adında bir şirkete gider. Şirketin sahibi olan Kadri
Şençalar Neşet Ertaş'ı dinler ve çok beğenir. ''Neden Garip Garip Ötersin
Bülbül'' adlı ilk plağı 1957 yılında Şençalar plak tarafından piyasaya
çıkarılır. Neşet Ertaş bu arada Beyoğlu'nda da bir gazinoda sahneye
çıkmaktadır.

2 yıl İstanbul'da çalışan Neşet Ertaş daha sonra Ankara'ya
gelir ve sahne hayatı burada devam eder. Ankara' da çalıştığı gazinoda Leyla
isminde bir kızla tanışır ve hemen evlenirler. İki kız bir erkek çocukları olur.
Ama bu evlilik mutlu sürmemektedir. Neşet Ertaş bu arada askere gider. 1962'de
İzmir Narlıdere'de askerliğini yapan Neşet Ertaş askerlik dönüşünde Leyla Ertaş
ile süren 7 yıllık evliliğini bitirip ayrılır. Plak üzerine plak yapan Neşet
Ertaş konserleriyle de bir çok şehri 6-7 defa gezdi. Beste ve plaklarıyla çok
meşhur olan Neşet Ertaş her yerde aranan bir sanatçı olmuştu. Özellikle orta
Anadolu düğünlerinin değişmez sanatçısıydı. Neşet Ertaş düğünlerdeki içkili
sofraların sayesinde alkolün dozunu da artırmıştı. Dolayısıyla sıhhati de
bozulmaya bağladı ve 1978 yılında parmakları felç oldu. Müzisyenlikten başka
mesleğide olmadığı için işsiz ve parasız kaldı. Çok perişan bir hale gelen Neşet
Ertaş tedavi olacak parayı dahi bulamadı. Çareyi 1979'da Almanya'da bulunan
kardeşinin yanına gitmekte bulan Neşet Ertaş, tedavisini de orada yaptırdı.
Eşinin yanında olan 3 çocuğunu da daha sonra yanına aldıran sanatçı mesleğine de
Almanya'da tekrar başladı. Türklerin bulunduğu yerlerde gazino ve düğün
salonlarında çalıp söylemeye başladı.

Kaset ve sahne çalışmalarına
Almanya'da devam eden sanatçı kendisi okula gidemediğinden dolayı çocuklarının
okumaları için elinden geleni yaptı. 1 Oğlu 2 Kızı olan sanatçı ; oğlunu hem
üniversitede okutmakta hem de iyi bir müzisyen olarak yetiştirmektedir. Evli
olan kızı da eşiyle birlikte üniversitede öğrenim görmektedirler.

Neşet
Ertaş'a babasının hayatı ve sanatı ile ilgili bir soruya;
"Babam Kırşehir'den
çıkmış, Keskin"e gelmiş, anamınan evlenmiş. Çiçekdağı'nın Gırtıllar eski adıyla
Abdallar köyü denilen 20 haneli küçük bir köye gelip yerleşmiş. Ben o Abdallar
yeni adıyla Gırtıllar köyünde dünyaya gelmişim.

Babam sazıynan sesiynen
tanınmış engin gönül , hoşgörüsüynen sevilen bir sanatçıydı. Saz çalmasını Yusuf
Usta'dan öğrenmiş. Geçinmemizi sazıyla temin ederdi. Anamı Keskin'den almış,
kendisi Kırşehir'li olmasına rağmen uzun yıllar Keskin'de kalmış, Hacı Taşanı
yetiştirmiş. Kırıkkale ve Yozgat'ın köylerini, İç Anadolu'nun birçok köylerini
sazı omzunda gezmiş, her yerde türküler avazlar bırakmış. 5-6 yaşımda babam beni
yanına aldı. Gittiği yerlere beni de götürürdü. Birlikte 8 yıl Yozgat, Kayseri,
Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Keskin ve Yerköy'ü köyleriyle beraber gezip düğün
çalardık. Geçimimizde
verilen bahşişlerden olurdu.

En sonunda
Kırşehir'e gelmiş 1980 de mi 1981 de mi rahmete kavuşmuş oldu." şeklinde cevap
vermiştir. Neşet Ertaş'a bağlama çalmaya kaç yaşında başladığını sorduğumuzda
ise; "Ben dünyaya geldiğimde sazı göbeğime koymuşlar'' şeklinde cevap vermiştir.
Bağlama öğrenmesinde babasının çok etkisi ve emeği olduğunu söyleyen sanatçı,
Bayram Aracı, A. Gazi Ayhan, Refik Başaran gibi bağlama ustalarını da çok
beğenerek dinlediğini ifade etmektedir. Sanatçı; bir bağlamada hangi özellikleri
arıyorsunuz? şeklindeki sorumuza ;
"Oyma saz ve çok perdeli olsun." diye
cevap vermiştir.

Bağlamalarını da oyma tekne yapan ustalara yaptırmayı
tercih eden sanatçı, bağlamalarına da 7 tel takıp, kendi sesine göre akort
yaptığını söylemektedir.

Sanatçının bağlamasından duyduğumuz bazı
sesleri, başka bağlamaları dinlediğimizde duyamamaktayız. Sanatçı bunun nedenini
bağlamasındaki perde ayarlarını kendisinin yapmasından dolayı meydana gelen bir
farklılık olduğu ifade etmektedir.

Sanatçı bestelerini, sôz ve müziği
aynı anda düşünerek yaptığını, şimdiye kadar kaç bestesi ve kaseti olduğunu
hatırlayamadığını ve kendi eserlerini en iyi icra eden sanatçıların da Gülşen
Kutlu, Nezahat Bayram, Neriman Altındağ Tüfekçi olduğunu
söylemektedir.

Neşet Ertaş'a bir çok eserlerinde adını kullandığı ve ona
türküler yaktığı Leyla'nın kim olduğunu sorduğumuzda;
"Eski eşim ve
çocuklarımın anası Leyla Ertaş'tır. Ama ayrıldıktan sonra türkülerimde Leyla
ismini artık kullanmıyorum."diye cevap verdi. Neşet Ertaş, kendisine ait
türkülerin son kıtalarında "GARİP'' mahlasını kullanmaktadır. Kendisi bunun
nedenini şöyle açıklamaktadır.
"Soyadı yokken bize Garipler derlermiş.
Gerçektende biz garip, yani ezilmiş, hor görülmüş, Abdal diye nitelendirilmiş,
aşağılanmışızdır. O gariplik bende kaldığı için garibim diyorum. Sanatçı
BOZLAK'ın tanımını da Feryattır, Ağıttır." olarak yapmıştır.

0
 
Beitrag gepostet am 25.09.12, 23:54 @1malik Nr.: 2 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...
Kendi el yazısından Neşet Ertaş'ın hayatı




II
Kimdir Neşet Ertaş? Sarısözen'in tabiri ile bir zamanlar sadece ve sadece "Kırşehirli Mahalli Sanatçı" olarak bilinen Neşet Ertaş'ı binlerce, hatta milyonlarca saz çalıp türkü söyleyen diğerlerinden ayıran nedir? Onun sazımn ve sesinin insanı büyüleyen sırrı nereden gelmektedir? Neredeyse yarım asra varan bir süreden beri gerçek anlamda gönül telimizi titreten, ruhumuzu ürperten bu esrarlı sesin, sazın ve yorumun arka planında neler ve kimler vardır?

Sazı gümbür gümbür ses veren, adeta davula eslik edercesine sazının göğsünde pençesiyle sesler çıkaran, hep samimi ve kendi halinde yüreğinin acılarını ve kendi iç gurbetlerini seslendiren; hiç bir medyatik tutumu olmayan, kalabalıklardan ve şöhretten adeta köşe bucak kaçarak pek ortalıklarda görünmeyen; mezhep, parti ve etnik kimlik çağnsımlanna pirim vermeyen, sazından, sözünden ve sesinden gayri hiç bir şeyden medet ummayan bu "Garip" insanı tanımak kadar tanımlamak da gerçekten zor.

Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanlar için Neşet Ertaş, belki de tam bir "yaşayan efsane"; meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu...

Neşet Ertaş'ın bir iki cümlede özetlenebilecek resmi biyografisi bize belki sadece ipuçları verebilir. Onun "1938 yılında Kırtıllar Köyü'nde Döne'den doğma Muharrem Ertaş'ın oğlu" olduğunu; Kırşehir, Yozgat ve Keskin'in çeşitli köylerinde geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarının ardından, 15 yaşında çıktığı gurbet hayatinin hala devam etmekte olduğunu bilmenin fazla bir anlamı olmayabilir. Neşet Ertaş'ı tanımak, asıl onun ruh ve gönül macerasım bilmeyi gerektirir ki burada hemen karşımıza, Neşet Ertaş'la en rafine üslubuna kavuşan Orta Anadolu Abdal Müziği geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalanndan olan babası Muharrem Ertas karşımıza çıkar.

İşte Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu'daki en olgun seviyesine erişen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini ve tanınmasım sağlamıştır.

1960'lardan itibaren binlerce yıllık sazımız bağlama ile birlikte anılan; sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi musiki çevreleninin ve gerçek türkü dostlarının da gündeminden hiç düşmeyen Neşet Ertaş'ı farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor- Çünkü o aslında bir anlamda tam bir yöre sanatçısı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak, hem babası Muharrem Ertaş'tan, hem de bu geleneğin diğer usta isimleri olan Hacı Taşan ve Çekiç Ali'den de ayrılır. Bir başka söyleyişle onun sanatı için, başta Muharrem Usta olmak üzere. Hacı Taşan, Çekiç Ali ve Abdal/Türkmen Müziği geleneğinin çeşitli yörelerde farklı tavır ve üsluplarda karşımıza çıkan diğer ustaları da dahil olmak üzere hepsinin üst seviyede bir sentezi ve esrarlı bir bileşkesi denilebilir.

Neşet Ertaş'ın sanatı hayatı ile hayatı sanatı ile o kadar içice ki, çalıp çığırdığı türkü ve bozlaklarında bütün bir hayat hikayesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda da o içli türkülerin, acılı bozlakların nelerden nasıl doğduğunun ipuçlarını elde ederiz hemen. Onun yokluk, yoksulluk ve acılarla dolu hayatım "Garip" mahlasıyla yazdığı koşma tarzında usta işi şiirlerle anlattığı ozan yönünü yıllarca kimse farketmedi bile. Babasından tevarüs ettiği geleneksel ve anonim türkülerin, bozlakların dışında, sözleri kendisine ait türküler, bozlaklar söylediğini de farkeden olmadı yıllarca. Sözü ve müziği ile, anonim türkülerdeki erişilmez sadeliği ve estetik seviyeyi yakalayan sayısız türkünün, bozlağın altına attığı mütevazı imzasını kimselere söylemedi bile.

Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni baştan öyle bir yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karşı karşıya olduğunuzu dahi sanabilirsiniz. Bu durumu, yeteneği, kültürü ve birikimi oldukça sınırlı sığ ve sıradan sanatçıların yorum adına yaptıkları "dejenerasyon" ile karıştırmamak gerekir. Çünkü Neşet Ertaş kendisine ait olmayan bir türküyü bile öyle bir okur ve yorumlar ki, o türkü o şekliyle yıllar öncesine ait bir Neşet Ertaş türküsü gibidir artık.

Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneğe hakimiyeti, gelenekten kopmadan yeniye bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten diri ve uyanık tecessüsü ile Neşet Ertaş, hep gündemde kalmış bir sanatçıdır. O, ismi bağlama ile özdeşmiş ve adeta bu dünyaya türkü söylemek için gelmiş gerçek bir türkü ustası... Türküyü bağlamaya, bağlamayı türküye bu kadar yakınlaştıran ve yaklaştıran, adeta birbirlerinin içinde -kendisi ile birlikte- eritip yok eden ikinci bir sanatçı bulmak öyle sanıldığı kadar kolay olmasa gerek.

Neşet Ertaş'ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiç bir yapmacıklığa tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze dökmesidir.

Neşet Ertaş, 25 Eylül 2012 sabahı aramızdan ayrıldı...

Bayram Bilge Tokel


Eserlerinden bazıları : Neredesin sen, Zülüf dökülmüş yüze, O şirin gözlerine,......





Neredesin Sen

Şu Garip Halimden Bilen İşveli Nazlı,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.

Tatlı Dillim Güler Yüzlüm Ve Ceylan Gözlüm,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.

Sinemde Gizli Yaramı Kimse Bilmiyor,
Hiç Bir Tabib Su Yarama Merhem Olmuyor.

Boynu Bükük Bir Garibim Yüzüm Gülmüyor,
Gönlüm Hep Seni Arıyor Neredesin Sen.



Gönül Dağı Yağmur Yağmur

Gönül Dağı Yağmur Yağmur Boran Olunca
Akar Can Özümden Sel Gizli Gizli
Bir Tenhada Can Cananı Bulunca
Sinemi Yaralar Yar Oy Yar Oy Dil Gizli Gizli

Dost Elinden Gel Olmazsa Varılmaz
Rızasız Bahçanın Gülü Derilmez
Kalpten Kalbe Bir Yol Vardır Görülmez
Gönülden Gönüle Yar Oy Yar Oy Yol Gizli Gizli

Seher Vakti Garip Bülbül Öterken
Kirpiklerin Oku Yar Yar Cana Batarken
Cümle Alem Uykusunda Yatarken
Kimseler Duymadan Yar Oy Yar Oy Gel Gizli Gizli



Hata Benim

Bilemedim Kıymatını Kadrini
Hata Benim Günah Benim Suç Benim
Eliminen İçtim Derdin Zehrini
Hata Benim Günah Benim Suç Benim

Bir günden Bir Güne Sormadım Seni
Körümüş Gözlerim Görmedim Seni
Boşa Mecnun Eylemişim Ben Beni
Hata Benim Günah Benim Suç Benim

Bilirim Suçluyum Gendi Özümde
Gel Desem Gelirdin Benim İzimden
Her Ne Çekti İsen Benim Yüzümden
Hata Benim Günah Benim Suç Benim

Sana Karşı Benim Bir Sözüm Yoktur
Haklısın Sevdiğim Kararın Haktır
Garibim Derdimin Dermanı Yoktur
Hata Benim Günah Benim Suç Benim



Evvelim Sensin

Cahildim Dünyanın Rengine Kandım
Hayale Aldandım Boşuna Yandım
Seni İlelebet Benimsin Sandım

Ölürüm Sevdiğim Zehirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin

Sözüm Yok Şu Benden Kırıldığına
İdip Başka Dala Sarıldığıma
Gönülüm İnanmıyor Ayrıldığına

Gözyaşım Sen Oldun Kahirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin

Garibim Can Yıkıp Gönül Kırmadım
Senden Ayrı Ben Bir Mekan Kurmadım
Daha Bir Gönüle İkrar Vermedim

Batınım Sen Oldun Zahirim Sensin
Evvelim Sen Oldun Ahirim Sensin
Zülüf dökülmüş Yüze

Zülüf dökülmüş yüze aman,
Kaşlar yakışmış göze aman aman.
Usandım bu canımdan aman aman,
Dert ile geze geze.

Bu ellerde gez gayrı aman,
Kâtip ol da yaz gayrı aman aman.
Bir kazma al bir kürek aman aman,
Mezarımı kaz gayrı.

Gün doğdu aştı böyle aman,
Gönüldür coştu böyle aman aman.
Sen orada ben burda aman aman,
Ömrümüz geçti böyle.

0
 
Beitrag gepostet am 25.09.12, 23:58 @1malik Nr.: 3 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...
1943----------25.09.2012 -------------74yasinda
0
 
Beitrag gepostet am 26.09.12, 00:24 @1malik Nr.: 4 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...
emegine saglik, bilmeyenler bilgilendi,allahtan rahmet diliyoruz mekani cennet olsun
-----
Meleklerime küfret de şeytanlarım haz alsın!
0
 
Beitrag gepostet am 26.09.12, 00:27 @1malik Nr.: 5 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...

0
 
Beitrag gepostet am 26.09.12, 01:22 @1malik Nr.: 6 Antworten
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eylesin mekani cennet olsun...
NESET ERTAS Isminde <x yanlislik oldu yazdim pc tuslarinda bozukluk vardi..... herkezden özürdiler......
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Nertas Ertas i aniyoruz Allharahmet eyl...