Birtakim söylem ve telkinatlarin kurbani olduk, mukallitcilik yaptik...kendi degerlerimizi hice saydik, bize ait olmayan degerlere sarildik...Din denilince korktuk, öcü dedik, daha dogrusu dedirttiler...Din-Bilim catismasi ortaya attilar, bizler kaptik...halbuki ne dinden haberimiz vardi ne de bilimden...
Din nedir, Bilim Nedir? Her iki alaninda gercekleri ve potansiyelleri nedir...Murakabe ve gözetim kime aitdir..hangisi hangisini kontrol eder, birbirlerine yakinmidir, uzak midir, arastirma geregi duymadik, bize aktarilanlarla yetindik...oysa kendi menfaat ve cikarimiz olan maddi meseleleri didik didik ettik, uzman kesildik, din meselesinde ise baskalarini taklit etmekten, dediklerini kabullenmekten öteye gecemedik fakat yine uzman edasi ile konustuk durduk...hasili yanlis üstüne yanlis yaptik…
Böyle devam etmeyecegi de kesin bir gercekti zira yanlislar birike birike biryerde cekilmez hale gelir ve yikilir, aynen sicagin en hararetli noktaya ulasmasindan sonra sogumaya gecmesi gibi...ve temennim odur ki, bugünlerde „arastirmaci ruh“ lar gelisiyor…yarinlarimiza ümitle bakiyorum...
seam ve hürmetlerimle...