Diyelim solcusunuz, Chavez’i çok beğeniyorsunuz ve yolunuz Venezüella’ya düştü; İspanyol sömürgecilere karşı mücadele vermiş, topraklarından kovmuş, anayasayı yapmış, kitaplar yazdırmış, yeni bir ülke inşa etmiş “Kurtarıcı General” Simon Bolivar’a kötü bir söz edin bakalım, söylettiriyorlar mı?

Diyelim solcusunuz, Castro’yu çok beğeniyorsunuz ve yolunuz Küba’ya düştü;

İspanyol sömürgeciliğine karşı mücadele vermiş şair komutan Jose Marti’yle ilgili kötü bir söz edin bakalım, söylettiriyorlar mı?

Sadece Simon Bolivar ya da Jose Marti değil, gidin Şili’ye, Arjantin’e “özgürlüğün prensi” Jose de San Martin’e nasıl saygı duyduklarını göreceksiniz.

19’ıncı yüzyılda sömürgeciliğe karşı mücadele veren Latin Amerika’daki ulusal kahramanlar dindarıyla dinsiziyle, sağcısıyla solcusuyla latin Amerika halklarının kahramanlarıdır. Bir alehte söz söyletmezler; söyleyenlerin sömürgecilerden yana taraf olduğu düşünürler.

Ve fakat:

Türkiye’de öyle mi?

Son dönemde ABD’de New York aydınlarının, CIA ajanlarının propaganlarıyla ülkemizde bir Atatürk düşmanlığı yaratılmaya başlandı.

CNN Türk kanalında bile milyonların önünde Atatürk’e “diktatör” denildi.

O Amerika hayranları Washington’a gidip bir tv kanalında; Bağımsızlık Bildirisi’nin yazarı Thomas Jefferson’a; İngiliz sömürgecileri ülkesinden kovmuş George Washington’a; siyahların yanında yer almış, Amerikayı parçalanmaktan kurtarmış Abraham Lincoln’e bir laf etsin bakalım!

Hiçbir halk “Kurtarıcı Baba”sına söz ettirmez.

Fakat bizim ülkemizde her önüne gelen “Kurucu Baba” Atatürk’e hakaret eder oldu.

Kimi de böyle söyleyerek solculuk yaptığını sanır!

Gitsinler, Mustafa Kemal’i Castro’ya, Chavez’e sorsunlar.