Allah’ın dini; yeri göğü, ölümü ve hayatı açıklar, ama bizim yaşadığımız din karı koca, gelin kaynana arasındaki ihtilafı bile çözmüyor. Yaşadığımız din, biraz atalarımızdan bozula bozula gelen, biraz bugünkü heva ve heveslerimiz, biraz da gelecek hayalleri ile uydurduğumuz bir din. Oysa Allah’ın dini, biz daha ilk yaratılış zamanında bizim için seçtiği din olarak İslam’dı.. O seçilen din, bizim aklımızla vicdanımızı barışt
ıracak, bunun sonucu insan insanla, insan tabiatla ve insan fıtratla barışacaktı. Bu barış bizi Allah’la barışa götürecektir. Biz ise bugün sanki İslam dünyası olarak büyük ölçüde Allah’la savaştayız.
Başımıza gelen belalar, büyük ölçüde Şeytanın hilelerinin ya da Şeytanın dostu olan düşmanlarımızın hilelerinin keskinliğinden çok, kendi zaaflarımızdan, günahlarımızdan kaynaklanmaktadır.
Karanlığa küfretmeyi bırakalım, Allah rızası için kalkıp bir mum yakalım. Zira karanlık aydınlığın yokluğudur.
Şunu unutmayalım: İman ettim demekle yakamız bırakılmayacak. Hatta Müslümanlık diye yaptığımız birçok şey Allah’a ve O’nun dinine iftiradır.
Vay o namaz kılanların haline ki, onlar yetimin hakkını yerler. O yetimi horlar ve aşağılarlar, malına zarar verir ve ona el koyarlar, onu iradesi dışında birilerine nikahlarlar. Vay onların haline.
................