Sıla… daha körpecik bir genç kızdın, hayallere kapıldın… sosyal medya üzeri ile biriyle tanıştın, aşkı ya da aşk sandığını belki de ilk kez tattın.. pembe gözlükler işte nereden bilecektin… bilincinde olmayıp hata ettin. Korktun belki ailenden ya da çok umut bağlayıp kopmak istemedin sevdandan. Uzaktınız birbirinize yüzlerce kilometrenin engelini kaldırmak istedin ve ona kaçtın… ailen endişe içinde sana ulaşmaya çalıştı, şikayetçi oldu, çocuktun çünkü ve bu bir istismardı… çok uzun sürmedi kavuşman, sevdan tutuklanıp ceza evine gönderildi.. öfkeliydin ailene onlara dönmek istemeyince sevgi evine sığındın… anne, baba yüreği işte yokluğun onlara ızdırap, sırf sen dön diye, mutlu ol diye Hüseyin’i damat olarak kabul edip seni o yaşında belki de el alem ne der düşüncesiyle onunla nişanlayıp evine dönmen için ikna etti… şikayetler geri alındı, aşkın serbest bırakıldı, yüzükler belki de gün gelir kendin vazgeçersin diye takıldı ve senden mutlusu yoktu bu dünyada…. Çok sürmedi yine tabi, mesafe ağır geldi, kıskançlıklar diz boyu başladı, soğudun ondan nişanı attın ama karşında bunu kendine yediremeyen bir (delikanlı olduğunu acı bir şekilde öğrendin … tehditler, hakaretler karşısında dünyan alt üst oldu, korktun… ailen tam destek arkanda yine adalete sığındı yine şikayetçi oldu ama tutuklanmadı… bir gün ansızın kapının önüne kadar geldi, konuşmalar, tartışmalar faydasız bunu sen anlayamadan bile savurdu cani seni oradan oraya, soğmadı içi gözü dönmüş dizilerden özenti şerefsiz,  bıçağı  alıp kesti boğazını… ah Sıla ah adın gibiydin doğduğun büyüdüğün yere kavuşamadan mahşere göçtün gittin… şimdi ben neye yanayım? Çocuk halinle öldürüldüğüne mi, çocuk gelin olmana mı, bu kadar ataerkil barbar bir dünyada olmamıza mı, bu kadar dine bağlı her köşeye bir ibadet yeri  inşa edilmesine paralar saçıldığını görüp  ama ilaçla hadim cezasını getiremeyen devletlerin oluşunu izlememize  mi? Yoksa her kaybın ardından vadedilen sözde çözüm önerileri havada asılı kalmasına mı? Bu kafalar ile  biz yeni kayıplarla sarsılmaya devam ediyoruz ve edeceğiz üzgünüm Sıla mekanın cennet olur inşallah…. 
-----
memento mori - memento vivere..

Insanin yutkunmakta zorlandigi, cok zorlandigi aci hikayelerden bir yenisi daha.... Sayisini ben de bilmiyorum artik, kac konu actin, kac hikayeyi bizlere tasidin, susmadin, sessiz kalmadin... Kadina siddet ile bizleri yüzlestirdin, nasil bir toplum icinde yasadigimizin aynasini tuttun bizlere, olur da bizler de cevremizde bu tarz olaylara sessiz kalmaz, aile es dost akraba arasinda olabilen, görmezden gelinmeye calisilan bu tarz olaylar ile karsilastigimizda artik bizler de sessiz kalmayiz, onlarin bir sesi oluruz, belki de bi hayat kurtaririz amaciyla.....Sessizligimizi bozmaya devam lütfen....
-----
31 cesit hobisi olan adam elbette ki heryere burnunu sokar

Teşekkür ederim face.. nice hayatlar bir hiç uğruna soluyor göğüs kafesimize bu acılar sığmıyor yinede bitmiyor, sessiz kalındıkça da değişmeyecek düşüncesindeyim...
-----
memento mori - memento vivere..

sıla gibi ne canlarımız gitti allah bın belarını versın ve agırlatılmıs cezacalar olmudakıca bu ulkede ne yapsak bos
-----
Bir yıldız gibi kayarım hayatından, yapabileceğin tek şey; d

sessiz kaldikca zaten meydani bos buluyor, insanlik suclarini kendilerince kendilerine hakli cikarmaya calisiyorlar....Buna her tür sart ve ortamda dur denmeli de zaten
-----
31 cesit hobisi olan adam elbette ki heryere burnunu sokar

Maalesef öyle Demir ..
-----
memento mori - memento vivere..

İşin acı yanı fanatizm biraz empati biraz insan hayatı düşünülse bu kadar sessizlik olurmuydu
-----
memento mori - memento vivere..

susturulmaya, körelmis zihniyetlerin hüküm sürmesini saglamaya calisan bir düzenin icinde cogu insan be isa....cesur insan sayisi cok az, sus pus kalanlarin yaninda
-----
31 cesit hobisi olan adam elbette ki heryere burnunu sokar

Amin sitarem çok acı her bir kayıp yazıyorum ama gel birde içime sor
-----
memento mori - memento vivere..

Amin Hemşom gönüller ister adalet yerini bulsun ama pek umudum yok
-----
memento mori - memento vivere..