129 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 21.07.17, 10:27 Nr.: 1 Antworten
 
Analiz

Cumhuriyet dönemi ülke ekonomisi yokluklar üzerine kurulmuştu. Sanayi devrimini ıskalayan, toprakları ve halkları dağılan, nüfusunun verimli iş gücü olabilecek kesiminin çoğunu savaşlarda ve göçlerde kaybeden ülkemiz, kuruluş döneminde içeride binbir güçlük yaşarken aynı zamanda dünya konjonktürü de büyük bir kaos yaşıyordu.

İnönü döneminde, 1. Dünya savaşı’nın vurduğu ekonomik darbelerin üstüne ayrıca dünyayı kasıp kavuran 1929 Bunalımı ve onun üstüne de 2. Dünya savaşı gibi Avrupa’dan Pasifik’e kadar devam eden tarihin en kanlı savaşı gerçekleşmiştir.

O dönem yeni kurulan, Osmanlı’dan ciddi bir ekonomik alt yapı mirası olmayan Türkiye Cumhuriyeti, 2. Dünya savaşının korkunç kamplaşması içerisinde bağımsız kalmaya çalışarak her ihtimale karşı yine de savaşa hazırlanmıştır.

İnönü, hem ülkede üretimi kıt , hem savaş ve kriz yüzünden ithalatı çok zor olan buğday  ve ekmek tüketiminde kotalar koyarak halkı karneye bağlamıştır. Bütün amaç bu kıtlık ve belirsizlik içerisinde hem kaynakları israf etmemek hem de savaş ihtimalinde orduyu besleyecek stok oluşturmaktır.

Sıkı durun..

2. Dünya savaşının o en buhranlı günlerinde halkı ekmek ve yiyecek karnesine bağlayan tek ülke Türkiye değil; aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü olan İngiltere, öteki Avrupa ülkeleri ve ABD’de aynı politikaları harfiyen uygulamıştır. Hem krizden, hem savaştan dolayı büyük güçlükler ve yokluklar yaşayan Avrupa’da insanlar uzun süre karneyle yiyecek,elbise, petrol almıştır


-----
Gel,dedi bana,Gör,dedi bana,Öl,dedi,bana.Geldim,gördüm,Öldüm
0
 
Beitrag gepostet am 21.07.17, 10:29 @babey Nr.: 2 Antworten
 
Analiz

İsmet İnönü de, Türkiye’nin katılacağı bir savaş ihtimaline karşı elinden gelen önlemleri alarak zaten kaynakları kıt olan ve ciddi bir üretim ekonomisi olmayan, yeni  devleti felaketlere karşı korumaya çalışıyordu.

O dönem savaşa girmemek Türkiye için büyük bir şans ve lütuf oldu. Büyük savaşlardan büyük yıkımlarla ve acılarla çıkan halkın ve ülkenin yeni bir savaştan galip çıkacak gücü azdı.Ülke hastalıklarla, önceki savaştan kalma yaralarla uğraşıyordu.

Çok tuhaftır, İngiltere’den, Fransa’ya, Almanya’ya, ABD’ye o dönem dünyanın bütün büyük devletleri yiyeceği, giyeceği, petrolü karne ile dağıtmak zorunda kaldığı için ülkelerinde hiçbir zaman yargılanmadılar, eleştirilmediler. O dönemki koşullardan ülkelerini başarı ile çıkartan Avrupalı liderler hiçbir zaman karneyle, yoklukla eleştirilmemiş; ülkelerini o zor şartlardan çıkarttıkları için hep saygı duyulmuşlardır.

Biz de ülkeyi savaşa sokmamayı başaran o dönem ki CHP yönetimi, bugünkü AKP iktidarı tarafından alkışlanmak yerine; hoyratça “ CHP halkı ekmek karnesine bağladı, yokluğa mahkum etti” diyerek eleştirilmekte, kitleler bu söylemlerle hipnozlanmaktadır.

Konuyla ilgili pek bilinmeyen önemli bir notu paylaşmak isterim.

Menderes’in yardımcılığını ve İç İşleri Bakanlığı’nı yapan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu bir konuşmasında İsmet İnönü’yü 2. Dünya savaşına girmediği için “ İsmet inönü milletimizin erkekliğini öldürdü.” diyerek eleştirmiştir. 2. Dünya Savaşı’nda bütün dünyanın büyük kıtlıklarla ve yıkımlarla yaşadığı o acı dönemde ülkemizi savaşa sokmadan çıkartan o dönemki yönetime şükranlarını sunmak yerine, dünya gerçeklerini halktan saklayıp sadece ” karne dağıttı, yokluk vardı ” diye anlatmak gerçeğe tecavüz etmektir.

Nitekim İnönü’nün kendisine ” Sen bizi ekmeksiz, şekersiz bıraktın.” diyen bir çocuğa verdiği ” Ben sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım.” cevabı dönemi en güzel özetleyen ifadedir. Buna benzer bir ikinci kara propagandayı da konu benzerliği varken ele alalım.

KARA PROPAGANDA 2: 1970ler’de CHP döneminde yine Petrol,Yakıt, Şeker ve Yağ kuyrukları vardı

Bu da hoyratça sadece CHP’ye mal edilen kuyruklu yalanlardan birisidir. Erdoğan’ın meydanlarda yıllardır yuhaladığı 1970ler’deki CHP hükümetlerinin tarihi çok kısadır. MSP ile ( o dönem Erdoğan’da MSPli idi) 20 Ocak 1974’de kurduğu ortak hükümet 17 Kasım 1974’te 10 ay sürerek bitmiştir. 2. Ecevit hükümeti ( Dışarıdan milletvekili desteği ile) 5 Ocak 1978’den 12 Kasım 1979’a kadar sürmüştür.

Bahsettiği petrol, benzin, yağ, şeker gibi maddelerin yokluğu sadece CHP iktidarlarında değil, aynı zamanda Demirel’in 70ler’de kurduğu Milli Cephe hükümetleri zamanında da yaşanmıştır.

Öyle ki, Demirel’in o zamanlarda söylediği ” Benzin vardı da biz mi içtik. “ gibi sözleri ta bugüne kadar halk arasında devam edip gelmiştir.

demirel

1970ler’deki kıtlığın 2 ana nedeni vardır.

1. neden Tarihte “ Yom Kippur “ savaşı olarak bilinen Ekim 1973’de başlayan Arap – İsrail savaşı petrol fiyatlarını 1 yıldan kısa bir sürede 4 kattan daha fazla arttırır. Bu savaş sırasında Petrol Üreten ve İhraç eden Arap ülkeleri İsrail’e destek veren ülkelere petrol satmayacağını ve petrol ihracatını kısacağını açıklar. Bu gelişmelere bağlı olarak Global Borsalarda çöküşler başlar.

1973’te başlayan bu savaşın üzerine Ecevit hükümeti 1974’te Kıbrıs’a askeri harekat düzenler ve bu harekat sebebiyle büyük devletler ülkemize ekonomik ambargo koyar. Hem Arap – İsrail savaşları ile bir anda petrol fiyatlarının fırlaması, gelişmiş ülkelerdeki borsalarda başlayan krizler ve Kıbrıs Harekatı nedeniyle konulan ambargo ülke ekonomisinde çok büyük hasarlara yol açmıştır.

İşin Türkiye’de bilinmeyen yanı, bu süreci sadece Türkiye değil, hem Avrupa hem de Amerika petrol ve temel madde kıtlıklarıyla yaşamıştır.


-----
Gel,dedi bana,Gör,dedi bana,Öl,dedi,bana.Geldim,gördüm,Öldüm
0
 
Beitrag gepostet am 21.07.17, 10:39 @babey Nr.: 3 Antworten
 
Analiz

Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir. SSK, bakkal dükkanı ya da holding değildir. Kar değil, hizmet anlayışına dayanır. Birçok ülkede SSK’lar zarar eder ve finansmanı kamu bütçesinden sağlanır.

AKP zihniyetinin mantığıyla olayı ele alalım ve kar etmesi gerektiğini düşünelim. SSK’nın genel politikalarını müdürü değil, iktidar belirler. Eğer ortada zarar ya da bir başarısızlık varsa iktidar partilerinin politikalarını uygulayan bürokrat yöneticiler değil, iktidar partisi bizzat sorumludur.

Kılıçdaroğlu 1992 -99 SSK Müdürlüğü döneminde çoğunlukla AKPliler’in o dönem oy kulandığı ANAP, DYP gibi partilerle çalışmıştır.

Eğer bir zarar hesabı sorulacaksa AKPliler’in o dönemlerde aktif destekledikleri bu partilerinden sorulmalıdır. SSK’nın o dönemdeki zararlarında en etkin faktör Özal tarafından çıkartılan erken emeklilik ve 1990li yıllarda Merkez Sağ partilerin popülist politikalarıdı


-----
Gel,dedi bana,Gör,dedi bana,Öl,dedi,bana.Geldim,gördüm,Öldüm
0
 
Beitrag gepostet am 21.07.17, 21:48 @babey Nr.: 4 Antworten
 
Analiz
Kimseye haksizlik etmemek adina yakin siyasi tarihimizden örnekleri analize ettik.
Bir takim önyargilari yikmak adina,yakin siyasi tarihimizi iyi ögrenmek adina bir nebze faydali olduysak,ne mutlu bize,zira genc nesil bu gibi gercekleri kulaktan dolma olarak bilmekteler.
Yasanmis olaylarin nedenlerini analize etmek,gercekleri ögrenmek her zaman faydali olacaktir.

-----
Gel,dedi bana,Gör,dedi bana,Öl,dedi,bana.Geldim,gördüm,Öldüm
0
 
Beitrag gepostet am 22.07.17, 09:39 @babey Nr.: 5 Antworten
 
Analiz
Tùm.olumsuzluklara ragmen .cumhuriyetin cagdas dunya maratonuna birkac  adim geriden baslamasina neden olan gerekceleri ifede etiyiniz icin kutlarim siiz....iyiki varsin guzel.insan.
0
 
Beitrag gepostet am 22.07.17, 11:47 @yarensiz Nr.: 6 Antworten
 
Analiz
Tesekkür ederim arkadasim...
Uzunca bir alinti yazi oldu,daha da uzun ,ben özetini aldim diyebilirim.
Kimi bu gercekleri kasti olarak menfaati dogrultusunda carpitmakta,yanlis bilgiler altinda,bir kara lekeymis gibi göstermeye calismaktadir.
Oysa o günkü sartlar öyleydi, ülkemizi o zor sartlardan yara almadan cikarmayi basarmis liderlere
sükran borcluyuz. Elbette halk da o zor sartlardan nasibini almistir
O yoktu bu yoktu demek isin kolay tarafi...zor tarafiysa "niye yoktu" sorusunun cevabini dogru olarak ögrenebilmektir.

-----
Gel,dedi bana,Gör,dedi bana,Öl,dedi,bana.Geldim,gördüm,Öldüm
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Analiz