99 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 05.04.12, 03:37 Nr.: 1 Antworten
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarımız..
Topluluklar halinde yaşıyoruz.. 

Büyük işyerlerinde çalışıyor, gösterilere gidiyor, toplu taşıma araçlarında seyahat ediyoruz.. 
Ortak eğlencelerimiz, meraklarımız var..

Her ne kadar birlikte yaşıyor gibi görünsek de her birimizin etrafında yüksek yüksek duvarlar, kendimize ait dünyalarımız.. 

Korunma içgüdüsü, biriktirilmiş korkular, görünmeme dürtüsü, zarar görmeyeyim tuğlalarından örülü devasa duvarlar..
 
Şehirleşme dediğimiz yabancılaşma sürecinin ne olduğunun ipuçlarını yaşam alanlarımıza bakarak bulabilirsiniz..
 
Büyük bloklarda yaşıyoruz.. 

İşe gidip geliyor, hergün aynı rutini yaşıyoruz.. 

Çoğu zaman yan komşumuzun bile adını bilmeden, sadece soğuk bir sabah günaydını ile kurulu derme çatma ilişkilerimiz var..
 
Asansörlerde özel alanların dar bir alanda çakışması sonucu ne kadar rahatsız olup herkesin ya havaya ya da yere yönelen bakışlarını bir gözleyin..

Evet, insanoğlu toplumsal bir yalnızlık yaşıyor..

Hepimizin kendine ait değerli şeyleri korumak için etrafına ördüğü duvarları var.. O kadar korkuyor ki kendine zarar gelmesinden, bilinmekten, gözlenmekten..

Dışarıdakiler düşman değil.. 

Hepimiz birer insan olarak hayat dediğimiz yolculukta ilerliyoruz.. 

Eğer kendinize kurduğunuz korku temelli sınırlamalarınzı bir daha yıkılamaz yapılar haline getirirseniz, aynı yolculuğa çıkmış yoldaşlarınızın kendilerine özgü serüvenlerinden öğreneceklerinizden mahrum olursunuz..

Bir düşünün; dünya büyük icatların bize sunduğu olanaklarla, bu günkü haline geldi..
 
Eğer onlar bu değerli kazanımları kendi dünyalarının dışına sunmasaydı, insanlıkla paylaşmasaydı, hala ilkel çağ insanı gibi yaşıyor olurduk..
 
Belki sizin paylaşacaklarınız tekerleğin keşfi gibi dünyayı değiştirecek bir çığır açmaz ama, bir başkasının hayatında önemli bir dönüm noktası olabilir..

Eğer uzun süre kendimizi bir duvar içine hapsedersek, bir süre sonra bu alan bizim konfor alanımız haline gelir..
 
Burada olmak kendimizi güvende hissettirir..
 
Konfor alanı güzeldir, bilinendir, fakat sizin gelişmenizi engelleyen bir uyuşturucu gibidir.. 

Konfor alanınızın dışına çıkmadan büyüme ve gelişme gerçekleşemez..
 
Korkularınızı kenara atın..
 
Korku insanoğlunun birlikte oluşturacağı gücün endişesiyle bize kodlanmış bir durdurucudur..
 
Bu durdurucular sizin ve insanlığın gelişmesini engelleyeceğine, korkularımızı bir kenara atıp kendimizi özgürce ifade etmeye başlamanın zamanı gelmedi mi? 

Eğer kendimize kurduğumuz bu engellerin ardında kalmayı seçersek herkesle gerçeği, ışığı ve sevgiyi paylaşma fırsatını kaçırırız.. 

İçinizdeki güzellikleri etrafınızla paylaşın.. 

Biriyle birşeyleriniz paylaşmanız onları bir görüşe sahip olmak için zorlamak demek değildir..
 
Yaşam paylaştıkça güzelleşir ve yüceleşir..
 
Sizin hiç başınıza gelmedi mi? Paylaştığınız bir görüşünüzün, bir başkasının hayatında çok önemli bir dönüştürücü olduğu zamanlarda; "Çok teşekkürler tam duymak istediğim şey" dediğini deneyimlemediniz mi? Hepimiz hem öğretmen, hem de öğrenciyiz..
 
Başka gözlerin sizin yaşadığınız olaylardaki farklı bakış açılarını görmek sizi geliştirir..
 
Bazen başkalarının hatalarından, bazen de deneyimlerinden çok değerli hediyeler bulabilirsiniz..
 
Diğerleri bizim kendimizi tanıma ve gelişme yolumuzda önemli birer yol gösterici, Evren bize diğer insanlar vasıtasıyla ayna tutuyor..
 
Eğer bu sürece farkındalıkla katılırsak dünyasal gelişimde önemli bir katkı sağlayabiliriz..
 
Yaşadığınız süreç içinde dünya üstünde anlamlı bir değişiklik yapmak istiyorsanız, ışığınızın herkes tarafından görülebilmesi için, etrafınıza ördüğünüz o kocaman duvarları yıkın..
 
Tüm kalbinizle paylaşmayı öğrenirseniz başkalarının buna sabırsızlıkla cevap verdiğini deneyimleyeceksiniz..
 
Beliki yaktığınız ufak bir ışık, bir başkasının karanlık hayatını aydınlatacak temel bir kaynak olacaktır..


Erkan Sarıyıldız-Felsefe Notlarından..



Yaşanılası dünyamızı o hale getirdik ki,artık yalnızlıkları tercih eder hale geldik..

İnsanların,kalabalık ve değersiz sistemler içerisinde,insanı boğmak için oluşturduğu duvarlardan kurtulmak ve nefes almak için,yalnızlık duvarını bilinçli olarak,kendimiz örmeyi tercih hale getirildik..

Bir başkasının hayatını aydınlatmak uğruna,değil miki karanlıkta kalışlarımız? umarsızca..

Hiç bir insan yalnız değildir!..

Toplum öyle yada böyle parçalanmış bireyler vardır..

Ve parçalanmış toplumun,geçmişteki anılarıyla ayakta kalmıştır bireyler..

Bu anılarla kendini yaşamsallaştırıyor..

Yıkalım duvarları,kıralıp kapıları,koparalım zincirlerimizi..

Yalnızlıklara duvar öremeyiceğimiz, özgür alanlara yol alalım hep birlikte!..


-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 06.04.12, 02:25 @arayanyolco Nr.: 2 Antworten
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarımız..
Selam Yolcu..

Tek başına olmak,bir başına olmak ve yalnız olmak durumları arasındaki en büyük fark,farklı noktaların birleşerek oluşturduğu çizgidir..

Tek başına olmak,her zaman yalnızlık anlamına gelmeyeceği gibi,yalnız olmak da her zaman tek başına olmak anlamına gelmez..

Tekbaşınalık,yalnızlıktan farklı olarak,insanın kendisine yetebilirliğiyle ilgilidir..Kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilenler ,bunu tek başına başarmış olan insanlardır..
Zaten ayakta durabilmenin tek koşulu da budur..

Yalnızlık ise;tek başına ayakta duramayandır..
Sorunlarını ve sevinçleri paylaşabilir,ancak bu sorunlar çevresinden kendisine geldiği ve bütün bu mutluluğu yaşadığı sürece,kendisini terk etmeyeceği düşüncesi yerleştiğinde,garanti olan tek şeyden başka şeylere bağlıyor demektir..

Bugün ayakta durduğu,yarın da ayakta duracağı anlamına gelmez..

Yani istediğinde sinemaya tek başına gidebilen bir insan,tek başınadır..

Sinemadan tek başına keyif alamayan insansa,potansiyel yalnızdır..

Evet bu bir kalın çizgidir..Üzerinde sağa,sola,aşağı yukarı gidebilirsiniz..Yönünüzü de siz belirleyebilirsiniz..

Yani seçimin size kalmış olduğunu belirten bir çizgidir..

İnsan yalnızlığını kendi seçerken,tekbaşınalığını hir bir zaman kendi seçmez..

Birinin rahatsızlık,diğerinin ise; kişisel seçim olduğunu söyleyebiliriz..

Umarım yeteri kadar açıklayıcı olmuşumdur..

Her zamanki gibi, katkı ve yorumlarınız için,ben teşekkür ederim..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 06.04.12, 02:40 @arayanyolco Nr.: 3 Antworten
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarımız..
Yeniden Selam..

Çok sevdigim bir grubun, şarkılarından birini paylaşmanız da, beni ayrıca çok mutlu etti..
Hazır eliniz değmişken,yine aynı grubun "Nereye uçar turnalar" adlı şarkısını da, yayınlarsanız çok sevinirim..

Şimdiden yürek dolusu teşekkürler..
En güzel sevgilerle kalın!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 07.04.12, 01:23 @arayanyolco Nr.: 4 Antworten
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarımız..
Selam Yolcu..

Büyük bir zevkle dinledim,yüreğin dert görmesin..

Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada,
Hatıralar bile,
O hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar,
O hatıralar ki tüyden hafif,
Gök mavisinden duru,
Etten kemikten uzaktırlar.
O hatıralar ki,
Bambaşka bir zaman içinde yaşar dururlar,
Gel demeden gelir,
Git demeden giderler.
Nur topu gibi açıldıkları olur bazan,
Sonra sızım sızım sızlarlar.
Her şey çözülüp gidiyor bu dünyada,
Bir biri içinde,
Bir biri peşi sıra,
Bir tad dudakta,
Bir ses kulakta,
Sen toprakta çürürsün canım kardeşim,
Ben ayakta...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Kalabalıklar içindeki yalnızlıklarımız..