Önce şunu bilelim: Aşk, teslim olmaktır.. Yüreğinizi sevgilinin avcuna usluca bırakmalısınız.. Doğru kişiyse, hiç sakınmadan o da aynısını yapacaktır.. Bu karşılıklı teslimiyet, aşkın en önemli dinamiğidir.. İki sevgili de aşka yatkın bir ruh taşıyorlarsa; adalet, dürüstlük ve üretken sevgi anlayışıyla yaşamın olmazlarını olur yapmak için çok önemli bir dayanışmaya girmiş olurlar.. Bireyselliklerini koruyarak birbirlerinde eridiklerinde

Erich Fromm aynen bunu söyler) artık aralarında hiçbir ayrım kalmamıştı.r. İkiyken bir, birken iki olmuşlardır.. Bu nedenle birinin varlığı, ötekini çok başarıyla temsil etme hakkını kendiliğinden kazanmış olur.. Aşk, her şeyden önce eşitlerin birlikteliğidir ve tartışmasız bir şölendir.. Aşkın bir hastalık olduğunu ileri sürmek, neden-sonuç ilişkisini yanlış algılamaktır.. Aykırı değer yargılarıyla aşkı taşımaktan uzak bir insan elbette hasta olabilir.. Ama onun hasta olması, değer yargılarındaki sakatlıktan kaynaklanır.. Zakkumdan kansere ilaç da üretebilirsiniz, çiçeklerini dalından kopartarak doğrudan yerseniz zehirlenirsiniz de.. Bütün sorun, eyleminizdedir.. Bu durumda, zehirlenmenize neden olarak zakkumu gösterirseniz, yanılgıya düşersiniz.. Aşk nedeniyle hasta olan çok kişi gördüm.. Bunun nedeni, yaşamın insanı sınamalarında yanlış yargılara kapılıp dış dünyayla bütün bağlarını kopartan insanın kendi iç çatışmalarında sürekli yenik düşmesidir.. Genel olarak yaşamı, özelde ise aşkı doğru bilmiş olsaydı, yaşanan her şeyin bir süreç olduğunu, yitik sevgiliye takılıp kalmalarının gereğinden uzun zaman almasının kendisini yanılgılara sürükleyeceğini algılayabilseydi, serpilip kendine gelecek, bütün yaşadıklarını bir deneyim olarak kabullenip yeni bir aşka hazır olacaktı.. Yanlış yüreklerde aşk bir sömürü aracına da dönüşebilir.. Bu durumda faturayı plastik yürekli sömürgene değil de en kolayını ama en yanlışını yaparak aşka kesmenin neresinde adalet anlayışı barınabilir ki? Aşk, ne hastalıktır ne de hastalıklı bir şölendir.. Yaşamasını bilene, aşk bir şölendir. Birken iki, ikiyken bir olmanın en müthiş ve gizemli şölenidir.. Madde putunu kırmış yürek işçileri, kelebeğin kanadına dokunurken hiç incitmezler...