"İnsanları tanıdıkça, Gölgeme sarılasım geliyor..."
Fazlasiyla arabesk bir laf. Buna benzer bir cok klise laflar var. Beyza'nin "insanlari tanidikca hayvanlari daha cok seviyorum" lafi gibi. Ya da söyle bir sey; "Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin"
Kisi dünyayi algilama bicimini belli bir felsefik (bilimsel) temele oturtmayip tamamiyla günübirlik iliskiler cercevesinde gelisistirirse insana bakis acisi da arabesklesir. Aslinda bu türden laflari edenlerin icten ice kendilerini övdükleri ortadadir. Bu ruh halinde olan insanlar, erdemlerin en yücesini kendi kisliklerinde var oldugunu nedense geri kalan insanlarin önemli bir kisminin bu degerlerden uzak oldugunu anlatarak, kendilerine hak etmedikleri daha yüksek bir deger bicerler. Ben, insanlari tanidikca sözde hayal kirikligina ugrayanlarin ücbin yillik insanlik tarihinden zerre kadar bilgilerinin olmadigina eminim. Insan iliskileri konusunda sanal aleme takilan herkes gibi kerameti kendinden menkul beylik bir laf etmem gerekiyorsa söyle söylerim; "Insanlari tanidikca kendimi daha iyi taniyorum"
Ben hepimizin içinde, insanlığın bütün artılarınıda, eksilerinide barındırdığına inanıyorum.Diğer insanları tanımak,aslında, içimizdeki farkında
olmadığımız güzellikleri yada kötülükleri görmemizi sağlıyor.
Ve bu tanıma,yetiştiriliş tarzımıza,hayatı algılayış biçmimize göre şekilleniyor.
Eğer kendimiz ve insanlığın varoluş sebepleriyle kavgalı değilsek,kötülüklerin
aslında kendi korkularımızdan kaynaklandığını,bu korkuları yenebilirsek özümüze dönebileceğimize inanıyorum.
Aslında hepimiz biriz,sarıldığımız gölgemizde insanlığımızın yansımasıdır.