Kiziroğlu Mustafa Bey Hikayesi
Bu türküyü dinleyen herkesin kafasında bir soru belirir. Kim bu
Kiziroğlu Mustafa Bey ? Köroğlu ile ne ilgisi var? Bu türküyle ilgili
birçok söylenti var ama en ilginci sanırım bu. Kizir, Kars'ın Susuz
kazasına bağlı bir köydür. Bu köy Kısır dağlarının geniş eteklerine
kurulmuştur. Köyün dört bir yanından ise soğuk pınarlar akar. Köy düz
toprak damlı evlerden oluşmaktadır ve köyün hakim bir yerin de de bir
kale kalıntısı vardır. Köylüler Kiziroğlu'nun kalesi derler buraya.
Kiziroğlu bu köyde yaşamış ve bura da efsaneleşmiştir derler.
Küçükken at binip kılıç kuşanır
Söylentiye göre şimdiki Kiziroğlu Köyünün yerinde bir birinden uzak
yirmi yirmi beş kadar ev bulunmaktaymış. Bölge dağlık ve ormanlık olduğu
için insanları da bu nedenle olacak ki çok serttir. O zamanlar burada
yaşayan insanların başında bulunan kişiye "Kizir" derlermiş. Kizir
Muhtar demektir. Gün gelmiş zamanın kizirinin ünü tüm Anadolu'ya
yayılmış. Tüm kötüler ondan korkar olmuş. Gel zaman git zaman Kizirin
bir oğlu olmuş. Daha küçükken iyi at biner, kılıç kuşanır olmuş. İşte
Kiziroğlu Mustafa Bey bu çocuk. Bütün çocukluğu Kısır Dağında at binip
avlanmakla geçmiş Mustafa'nın. O da babası gibi büyüyünce namlı bir
yiğit olmuş, haksızlık ve adaletsizliklerle savaşmaya başlamış. Zaten
onun bulunduğu çevrede kimse haksızlık etmeye cesaret edemezmiş ya .
Köroğlu doğuya gelir
O sırada doğuya gelen Köroğlu Kısır Dağlarında Ferro deresine yerleşir,
amacı doğudaki haksızlıkları yok etmek. Bir gün Köroğlu bir at
gezisinde Kizir Köyünü görür, "Burada ki adaletsizlikler de benden
sorulur" der ve gider orada bir kale kurar. İşlerinden dolayı bir müddet
köyünden ayrı kalan Kiziroğlu köye döndüğünde Köroğlunun kalesini
görür. Sinirlenir. Köroğlunun yanına gider, sertçe çıkışır "Sen kim
olasın ki benim yurdumda saltanat süresin" Her ikisi de bir birlerini
kötü insan olarak bilirlermiş. Köylülerin söylemesi böyle.
Yiğitlerin kavgası
O zamanın adaletine göre iki yiğit dövüşür, galip gelen diğerini öldürüp
savaşı kazanırmış. Köroğlu ve Kiziroğlu günlerce at üstünde kavga
etmişlerse de yenişememişler. Kılıç kavgasında ve güreşte de
yenişememişler. Mustafa Beyin atı Ala Paça da Köroğlu'nun atı Kıratla
güreş-mekte. Mustafa Bey şöyle bir geri bakmış ki ne görsün atı Ala Paça
Köroğlunun atını alt etmiş duruyor. "Ola benim atım Köroğlu'nun atını
alt etmiş, ben Köroğlu'nu alt etmezsem halim nic' olur" deyip gayrete
gelmiş Köroğlu'nu yere vurmuş. Tam kamasını çekmiş vuracağı sırada
Köroğlu "Dur yiğit, bana biraz mühlet ver yiğitlerimi göreyim karımla
helalaşayım" demiş. Mustafa Bey bırakmış. Köroğlu eve gidip olanları
karısına sazıyla sözüyle anlatmaya başlamış.
Bir atı var Ala Paça peh peh peh
Mecal vermez Kırat kaça hey hey hey
Az kaldı ortamdan biçe
Ağam kim, Paşam kim, Nigar kim,
Hanım kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu
Zor beyin oğlu
diye...Köroğlu geciktiği için evine kadar gelen Kiziroğlu kapı
aralığından türküyü duyunca duygulanır ve utanır. Kapıyı çalıp içeri
girer. Mustafa Beyi karşısın da gören Köroğlu her şeyin bittiğini
düşünürken Mustafa Bey sarılıp onu öper. "Sen benden daha yiğitsin
Köroğlu" der. Köroğlu da "Ben artık buradan gideyim burada senin gibi
mert ve yiğit biri varken kalmak olmaz" der ve köyü terk edip batıya
gider.
Anadolu insanının takdiri
Köroğlu'nun Bolu Dağlarından çıkıp ta Kars'a gelmesi o zamanın
koşullarında olanaksız gibi. Ama halk düşüncesi iki yiğidi Doğu Anadolu
da önce çarpıştırıyor sonra barıştırıyor. Bu, Anadolu insanının
kahramanlarına, haksızlıklara direnenlere verdiği değeri gösterir.
Kiziroğlu öyküsü tepeden inmemiştir, böyle bir yiğit yaşamış ün
almıştır. Halk da bu söylenceyle Kiziroğlu'nu saygı ve sevgiyle
anmaktadır.