Hayatımda karşıma çıkan bir çok soruya cevap buldum. Ne mi ?
"Hayır !”… hayır ; tümüyle bir cümle. Ne bir gerekçe ne de bir açıklama gerektirir. Peki neden bu kadar basitken başkalarına karşı kullanmakta zorlanıyoruz?
Korkular… Basbaya korku ile yaklaşıyoruz, “yok diyemem karşımda ki insanı üzerim, kırarım, hayal kırıklığına uğratırım”, yok efendim hayır dersem karşımda ki kişi hakkımda ne düşünür, ”beni egoist sanar” düşüncesiyle beynimizde kendi kendimize deveye hendek atlatmaya çalışıp vazgeçiyoruz…
"Hayır“ demekle ne birini üzmektir ne de egoistlikle alakalıdır çünkü hayır diyebilmek aslında kendini sevme eylemidir…. Ben kendim için, siz kendiniz için duygusal ibremiz öyle gösteriyorsa hayır diyoruz. Böylece en yakın bağımız yani kendimiz ile olan ilişkiyi güçlendiriyoruz.
Bunu anlamam çok zor olmadı çünkü başkalarına yardım ile yola çıkarak kendimize çok fazla zarar verdiğimizi anladım. Mantıklı baktığımızda kendimizi tüketerek daha ne kadar yardım edebiliriz ki ya da insanlar senin tükenmişliğini görerek mutlu mu olacaklar sanıyorsunuz? Mümkün değil!!!
En sağlıklı sıralama bu olsa gerek “sen iyi ol ki başkalarına da faydan olsun” gerçek şu ki başkalarına kullandığın bir “hayır” kendine olan bir “evettir!” Biliyorum zor, şahsen ben de bir çok kez hayır diyemedim, bazende dediğim için vicdan yapıp kendimi çok kötü hissetmişliğim oldu. Çok değil yakın zaman içerisinde de bu hatayı yaptım, hayır diyemedim... sonuç koskocaman bir yorgunluk, hiç bir şeye yetişemiyorum hissi ve üzüntü...
Sonra anladım ki bu durumda değerlerimi yaşamıyorum, yani içimden “yapmayacağım” geçerken yine de dişimi tırnağıma takıp koşturduğum için kendime çok büyük haksızlık ettim. Herkesin kendine göre mutlaka değerleri vardır, bu hayatta örneğin benim sıralamamın başında özgürlük geliyor ve o an hayır diyemediğim için özgürlüğümden ödün vermiş bulundum. Acaba ne çok şey feda ediyoruz hepimiz bir “hayır” diyememek ile bir düşündünüz mü?
O “ hayır” kelimesi aslında değerlerimizin karşılığıdır çünkü gerçek hissimizi ifade edemediğimiz zaman içimize bir öküz misali oturur… Herkes bunu illa ki hissetmiştir, başka düşünüp ama aksine hareket ederken iç huzurunun kaçtığını kesin anlamışızdır di mi? Çünkü hepimiz kendimize göre doğrudan yanayız ve bu hakikata zıt hareket ettiğimizde içimizde bir sıkıntı başlar, kendimizi huzursuz ve kötü hissederiz. Başlarda belki algılayamıyoruz ama 1,2,3 kereden sonra bu içimizdeki baskının gittikçe büyüdüğünü anlarız… Biliyor musunuz depresyonun anlamı da böyle oluşuyor; “de-pression” yani içe dönen baskı, tabi ki depresyonun türlüsü ve nedeni çok ama netice olarak niye kendimizi hasta edelim.
Hayır demek antrenman edilebilir bir unsurdur aslında, misal bir kek ikram edildiğinde o an canımız istemiyorsa sırf ayıp olmasın diye evet demeyin ne gerek var ya da iki dilim
isteyin yiyin gitsin ne olacak…
Şöyle bir gerçek var, şimdi bunu bir spor dalına çevirmeyin de ama ne kadar “hayır” dersek bir o kadar “evet” dediğimizde takdir kazanacaktır bunun bilincine varmamız dileğimle hayır’lı
günleriniz olsun
isabella
-----
memento mori - memento vivere..