Mona Roza, siyah güller, ak güllerGeyvenin gülleri ve beyaz yatakKanadi kirik kus merhamet isterAh, senin yüzünden kana batacakMona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsi kirli çakallarÜrkek ürkek bakar tavsanlar dagaMona Roza, bugün bende bir hal varYagmur igri igri düser topragaUlur aya karsi kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çekMona Roza seni görmemeliyimBir bakisin ölmem için yetecekAnla Mona Roza, ben bir deliyimAcma pencereni perdeleri çek..
Zeytin agaçlari sögüt gölgesiBende çikar günes aydinligaBir nisan yüzügü, bir kapi sesiSeni hatirlatiyor her zaman banaZeytin agaclari, sögüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açarVe vardir her vahsi çiçekte gururBir mumun ardinda bekleyen rüzgarIsiksiz ruhumu sallar da dururZambaklar en issiz yerlerde acar
Ellerin ellerin ve parmaklarinBir nar çiçegini eziyor gibiEllerinden belli oluyor bir kadinDenizin dibinde geziyor gibiEllerin ellerin ve parmaklarin
Zaman ne de cabuk geciyor MonaSaat onikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyanaBakma tuhaf tuhaf göge bu kadarZaman ne de çabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslariKonar bahcenin incirlerineKiminin rengi ak, kimisi sariAhhh! beni vursalar bir kus yerineAksamlari gelir incir kuslari
Ki ben Mona Roza bulurum seniIncir kuslarinin bakislarindaHayatla doldurur bu bos yelkeniO masum bakislar su kenarindaKi ben Mona Roza bulurum seni
Kirgin kirgin bakma yüzüme RozaHenuz dinlemedin benden türkülerBenim askim sigmaz öyle her sazaEn güzel sarkiyi bir kursun söylerKirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Artik inan bana muhacir kiziDinle ve kabul et itirafimiBir soguk, bir garip, bir mavi siziAlev alev sardi her tarafimiArtik inan bana muhacir kizi
Yagmurlardan sonra büyürmüs basakMeyvalar sabirla olgunlasirmisBirgün gözlerimin ta içine bakAnlarsin ölüler niçin yasarmisYagmulardan sonra büyürmüs basak
Altin bilezikler o kokulu tenCevap versin bu kanli kus tüyüneBir tüy ki can verir bir gülümsesenBir tüy ki kapali gece güneAltin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güllerGeyve'nin gülleri ve beyaz yatakKanadi kirik kus merhamet isterAaahhh! senin yüzünden kana batacak!Mona Roza siyah güller, ak güller
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,İkincisinde, daha çok hata yapardım.Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.Temizlik sorun bile olmazdı asla.Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.Farkında mısınız bilmem.Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
uuyy sevdiceğim.
Uuuyy nazlı telaşim.
Söylenmezim.
Kim bilir ,hangi dağın yasak çiçeğisin.
Uuyy bilinmezim.
Gözleri kara sevdam.
Ellerin harran ovasinda.
Karanfil mi toplar.
Ooyy gülüm gülüm.
Beklemek ne kelime?
Bir kere sarilsam Amin derim..
Sen güzel.
Bense şair.
En çok bize yakisirdi yalnızlık.
Bize keder.
Bize uzak.
Bize dünya musallat.
Seni seviyorumlarimin edebiyatı.
Ayrılık gözlerine benzer.
Diyor ya şair,gözlerin hani?
Üç dilde ağıt yaksam ,gelirsin muhabbetindeyim.
Diclenin kenarında hazır.
Bilmem,kaçıncı asirdayiz.
Kanayan bir yara kabuğu olurdum.
Memelerinde.
Yaşlı bir şeyh olurdum, susardim bütün akşam ların nezaketinde.
Anlatırdım yinede.
Hüznü ve sevdayi.
Kurdistanda soylu bir şehrin karanlığında.
Ve yemin edebilirim.
Sana sevdalanmadim.
Sana sevda oldum.
Bütün yoksul muhabetlerde.
Seni anlattım şiirce.
Kömürlü ellerimle.
Sana aşkı yazacağım desem .
Herşeyi biraz eksik.
Herşeyi biraz incinmiş.
Biliyorum.
Ve öpsem.
Dudaklarında.
Bir sabah uyandığında.
Ülken işgal altında.
Ben kızıl.
Çimento torbasına üç kere adını yazıyorum.
Utanmadan.
Anlalatabilsem;gözlerini .
Butun 18 temmuzlarda,soğuk.
Bu yoksul sevdayaG.
Gel de gülme feleksiz.
Gözlerine amin.
Yalnızlığa şükür.
Ayrılığa amenna.
Diyorum ki;günahım olsan.
Girsen koynuma.
Biliyorum hiçbir dinde yerim yok.
Olsun.
Allah bilir ya.
Nasıl imani gevreye sevmişem seni.
Bir şiir okumak güzel.
Birde seni sevmek.
Öyle uçsuz bucaksız.
Yara bere içinde.
Öyle asil ve yoksul.
He canım.
ankebut sûresindeki saklı adamlarınsesini duyardım her gece.yüzümü döktüğüm kuyulardan çektiğimdeher gece yıldızlar üşüşürdü üstüme.
asil bir öyküyü imleyen zühreylezüleyha’nın kalbindeki adam, her gecebir yıldız aşırırdı uykularımdan.
eğri demirin paslı masumiyetindegözlerimi içime sakladım her geceyağız atlıların kılıçlarına boynu takılantavus kuşunun imanıyla. bunucellâtların düşlerine dahi fısıldamadımyalnız her gece, engerek sesiyle gelenkâbil’in suçunu fısıldadım kalbime.
her gece ansızın uyanan çirkin yüzümharem cariyelerinin mahçup şehvetiyleürkek ürkek anlatırdı kendini.taş aynalara saklarken yüzümüeyüb’ün cüzamla sınanan elleribeni bir dağ ceylanına aşklandırannaçar ürperişlerimle ayırmalısınmecnunun zavallı kelamlarından. bunukalbimin rahvan sesiyle fısıldadımallaha. kendimi kendimden kovduğumdan berisu sesinde gül yaralıyorum. veşarkıları çağırıyorum ölümlerimeher gece gladyatör direnmelerindenisa’nın ellerine ve ayaklarına benzeyenhazin kelimler devşirirkenleyla’nın efsunlu yüzüne çarpan dudaklarımlabeni af edin sokaklara yayılan mayıs işçilerideli dudaklarını dişleyen kutsal fahişelerkalbimi mühürleyen esmer akşamlarda.
ey esmer akşamlar akan ve yalansimli yıldızlarına söyle de gitsinleryoksa o hilkat garibelerinin lacivert yüzüşu irinli soluklarımla boğulacak.hallacın yaralı dili inkâra yaslanandabendim. öyleyse kindar göğsümü parçala, esrikgözlerime dokunarak boz bu ılgıt sihriçöl ikliminden kalan susuzluğumla acıyanyerlerimi bir hurma dalıyla serinlet ya dabırak gölgesine yaslandığım yapraklarsaklı yerimdeki esmer akşamlardamülteci bir asayla iki yana düşsün.