Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükûmet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistem.[1]Başkanlık sisteminde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.
Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükûmet sistemidir. Başkanlık sistemi, Başkanlık hükûmeti sistemi olarak da adlandırılmaktadır.
Başkanlık sistemi uygulandığı kimi ülkelerde yolsuzluk, otoriterlik, nepotizm (tanıdık kayırma), diktatörlüğe araç olma[2] ve çoğulculuk karşıtı uygulamalar gündeme geldiğinde eleştirilerin ana odağı olmaktadır.
Başkanlık sistemine getirilen eleştiriler dört ana noktada yoğunlaşır:
Diktatörlükler toplum tarafından kabul görmüş yasa ve nizamlara göre tesis edilmez salt gücü ele geçiren kişi diktatör olur.
Gücün ve iktidarın el değiştirmesi toplumca kabul görmüş bir kurala bağlı olmadığından gücü ele geçiren kişi potansiyel rakiplerinin devamlı tehdidi altındadır. Neticede diktatörlükler de güç her an herkes tarafından ele geçirilebilir. Muz Cumhuriyetleri ve burdaki Diktatörlük rejimleri sık sık sabah erken kalkanın darbe yaparak kontrolü ele geçirdiği şiddet olaylarına sahne olur. İşte bu yüzden diktatörler her türlü potansiyel tehdidi engellemek için büyük bir istibdad uygulamak zorba ve zalim olmak zorundadırlar.
Diktatörlerin emekliliği yoktur genellikle iktidara gelişleri de gidişleri de kanlı olur. Kenan Evren gibi çok az diktatöre emekliliğinde resim yapmak nasip olmuştur .
Bir diktatörün sonu ya darağacı, ya suikast ya da hapishanedir bu yüzden de diktatörler iktidarlarını korumak için çok zalimane davranırlar çünkü bilirler ki iktidarlarını kaybetmenin bedeli şerefli bir emeklilik değil kan dolu bir gayya kuyusudur.