86 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 25.01.15, 21:02 Nr.: 1 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...

Araştırmalar, Türk halkının giderek daha fazla hafıza sorunu yaşayacağını gösteriyor. 

Zira Türkiye Alzheimer Derneği verilerine göre, dünyada 30 milyonun üstünde. 
Türkiye‘de ise 400 bin civarında Alzheimer hastası var ve Türkiye, 2050 yılında dünyada en fazla Alzheimer görülecek ülkelerden biri.

Dedikodu Yapmak Bu Hastalığa İyi Geliyor.Henüz tedavisi bulunamayan alzheimer hastalığına karşı kamuoyunda bulmaca cözmenin değil! “Dedikodu”  yapmanın daha faydalı olduğu iddiası gündeme geldi... “Çünkü dedikoduda ‘yakın hafıza’ yani gün içinde ya da bir önceki gün olanlar daha çok konuşulur. Bulmaca çözmenin ise sanıldığı gibi faydası yok. Çünkü bulmacada da ‘uzak hafıza’ kullanılır. Lisede, hatta ilkokulda öğrenilenler gerekebilir. Bu nedenle bulmaca bu hastalıkta fayda sağlamıyor.”denildi.

DEDIKODU;
Dedikodu en basit anlatımla, bir kimsenin arkasından konuşmaktır. İnsanlar özellikle de birbirini çekemeyen insanlar, kendileri hakkında en ufak eleştiriye dahi tahammülleri yokken başkalarının en özel anlarını konuşarak 
birçok konuda dedikodu yaparlar. 

Birçok insan, dedikodu günah mıdır değil midir sorusuna "elbette günahtır" diye yanit verir. 
Dedikodu yapmamak için insanlar nefs´lerini terbiye etmek yerine başkalarının özel hayatını, sıkıntılarını ve mutsuzluklarını konuşarak beslenirler. 

“Eğer kişi kendi başına var olamıyorsa! Fikirlerinin tartışma düzeyinde kültürel altyapısı yoksa, insanlar hakkında konuşarak var olmaya ve başkaları yererek var olmaya çalışıyor". 
Buna bir de, başka türlü kendini duyuramayacak ‘Kifayetsiz muhterislerin’ gündemde kalabilmek için bilerek olay çıkarmalarını eklemek lazım.

Mesela dünyanin gidisati, teknolojinin insanligin üzerindeki etkisi! Ya da doga´nin kirlenmesinin dünyaya etkileri vb. konuşmak için çok başka değerlere sahip olmanız gerekir. 

Halbuki İbrahim Tatlıses’in kiminle evlendiği, hangi mankenin kiminle ne yaptığı karşınızdaki kişi tarafından da aynı değerlerde olup bilindiği için konuşulması kolaydır. Herkes buna aynı değeri atfeder. Dolayısıyla dedikodu dediğiniz şey aslında buradan başlıyor. 

Gazetenin manşetinde bacak görmekten bir hal olduk, ya da boşandı, ayrıldı, hediye aldı haberlerini artık gazetelerin manşetinde ya da manşet yanında görüyoruz. İsteyin ya da istemeyin bundan haberdarsınız. Yarım saat magazin programı izleyerek, gazetelere bakarak ertesi gün dedikodu icin malzeme elde ediyorsunuz. 

Demek ki! Malzememiz cok! Artik saglik icin dedikodu yapmali mi yapmamali mi? Secim sizin!


-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 25.01.15, 21:28 @-gulbeyaz- Nr.: 2 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...
Sanirim doktorlarin bu tavsiyesi daha hastaligin ilk asamasi ya da hastaliga yakalanmamak icin olmali... Bu aksam haberlerde izledim.Alzheimer hastalığı; tıpta “Demans” (bunama) olarak tanımlanan hastalığın en sık görülen türü. Evre evre ilerliyor ve önce hafızayı, okuma yazma gibi fonksiyonları ve düşünme kabiliyetini etkiliyor, ardından halüsinasyonlar, hezeyanlar gibi davranışsal bozukluklara yol açıyor. İleri evrelerinde sürece eklenebilen damarsal hastalıklar, enfeksiyonlar, beslenme bozuklukları gibi faktörlerle birlikte ölüme dek uzanan sonuçlara yol açan Alzheimer hastalığı, genetik faktörler nedeniyle orta yaşlarda da görülebiliyor.
-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 25.01.15, 21:31 @-gulbeyaz- Nr.: 3 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...
Aşama aşama Alzheimer


Hastalığın 65 yaşında görülme sıklığı yüzde1 iken, bu oran 80’li yaşlarda yüzde 30’a yükseliyor ve yaşla birlikte risk artıyor. Genetik özellik nedeniyle erken yaşlarda bu tanıyı alan hastalarda süreç daha hızlı ilerliyor. 65 yaşında tanı almış hastalarda ise, hastalığın genel olarak 10 yıllık bir süreç içinde ilerlemesi bekleniyor. Bu süreçler her hastaya ve hastanın taşıdığı diğer hastalık faktörlerine göre değişmekle birlikte (diyabet hastalığı, kalp ve beyin damar hastalıkları gibi sistemik hastalıklar süreci hızlandırıyor) genel olarak şöyle bir seyir izliyor:

Önce hafıza etkilenir: Basit unutkanlıklar, yakınlarını tekrar tekrar aramak, sürekli aynı şeyi söylemek veya sormak, randevularını ve yapacağı işleri unutmak ilk belirti olabilir.
Çok iyi bildiği şeyleri yapamamak: Kıyafetleri yanlış giymeye başlamak, yemek, ev işi, alışveriş gibi iyi bildiği şeyleri yapamaması, kişisel öz bakımın azalması (El yıkaması azalıyor, dişini fırçalayamıyor, tıraş olamıyor, banyo ve tuvalet ihtiyacını karşılayamıyor) hastalığın orta evrelerinde gözleniyor.

Kişileri unutmak: Öncelikle görece uzak kişileri unutuyor. Sonra komşularını, giderek akrabalarını ve son olarak çocuklarını da unutmaya başlıyor.
Adresi karıştırmak: Ev adresini hatırlayamama, evin yolunu şaşırma gibi ilk belirtilerin ardından, evini unutma, evindeki odaların yerin karıştırma, o evin kendi evi olmadığını zannetme gibi unutkanlıklar ekleniyor.
Hesap yapamamak, okuyamamak: Kitap ve gazete okumalarında azalma ve televizyona ilgilerinde azalma görülüyor. Hastalar ‘gözüm bozuk ondan okuyamıyorum’ ya da ‘kulağım duymuyor o yüzden seyretmiyorum’ gibi bahaneler söylese de bu tür şeylere ilgileri azalıyor, genellikle müzik kanallarını dinliyorlar. Basit şeylere yönelmeye, kompleks işleri yapamamaya başlıyorlar.
İçe dönüklük: Daha sessiz, daha içe dönük oluyorlar. Fazla konuşmak istemiyorlar.
Davranışsal problemler: Amaçsız hareketler ve diğer davranışsal problemler gözlemleniyor. Sürekli aynı şeyi yapma, gereksiz şeyler biriktirme, dolabı bozup tekrar tekrar düzeltme olabiliyor. Bazen hasta; bağırma, vurma şiddet uygulama, kendine zarar verme gibi davranışlar gösterebiliyor. Bu durumlarda uzmanın önereceği ilacın verilip, bunun bastırılması gerekiyor.
Şüpheler başlıyor: ‘Sen benim paramı çalıyorsun, ilaç verip beni öldüreceksin’ gibi kuşkucu davranışlar gösterebiliyor. Bu dönem bakıcılarla ilgili sık sık sorunlar yaşanıyor. Eve yabancı biri geldiğinde, kendisine kötülük yapacağını düşünüyor.
Aşırı yemek yeme ya da hiç yememek: Bu dönemde görülebiliyor. Bunun yanı sıra cinsel istekte artış gözlemleniyor.
Halüsinasyonlar: Var olmayan şeyleri duyma ve görme hastalığın ileri dönemlerinde görülebilir. Halüsinasyonlar ılımlı olabildiği gibi bir kısmı korku içerebilir. Halüsinasyonlar geceleri daha yoğun görülür. Ölen yakınlarının geldiğini onlarla yaşadığını zannedebilir. Hasta geçmişte yaşamaya başlar.
Uyku bozuklukları: Sık yaşanıyor. Gece gündüz ayrımı kayboluyor. Hastalar gece uyumuyor ve evde gezinmeye başlıyor. Bazıları evden çıkıp kaybolabiliyor.


-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 25.01.15, 21:44 @-gulbeyaz- Nr.: 4 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...
1- Zaten yukarda yakin hafizadan bahsediliyor. (Elestirirken iyi okuyun).
2- Hastaligin baslangici ya da risk tasiyanlar söylemis sanirim doktorlar, dünyada bircok ülkede tavsiye ediliyormus.
3- Yasadiklarinizi daha önce hatirimda kaldigi kadar bir konu icinde okumustum. 
4- Benim amacim kimsenin acisini pekistirmek degil! Böyle bir konu var ve bu konuyu paylasmak! 
5- Hastalarin sayilarina gelince hastaliklarla ilgili sizin bilginiz dahilinde olmasada dünyada arastiran kurumlar var.

-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 25.01.15, 22:13 @a-la-naz Nr.: 5 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...
Teknoloji, temel ihtiyacimiz olan insan faktörünün yerini aldi. Artik insan sesi yerine ekrana yansiyan harflerle zaman geciriyoruz.
-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 26.01.15, 16:01 @_kedicik_ Nr.: 6 Antworten
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi...

Aktardiginiz bilgiler icin tesekkürler...
-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
alzheimerli hastaya dedikodu tavsiyesi....