127 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 27.12.14, 23:17 Nr.: 1 Antworten
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!
MEHMET AKİF ERSOY Ailesinin Başına Gelenler.. 


Mehmet Akif’e ailesine reva görülen hayatı hatırlayalım istedik. Kuru sevginin anlamsız olduğunu. vefasızlığın yüzsüzlüğümüzle yüzleşemediğini görelim istedik. 

İstiklal Marşı Şairi, dava ve fikir adamı Mehmet Akif Ersoy’un çocukları bütün hayatlarını büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde geçirerek göç ettiler bu dünyadan… 
İstiklal Marşı Şairi, fikir ve dava adamı Mehmet Akif Ersoy’un çocukları uzun yıllar yokluk ve sefalet içinde yaşadıktan sonra bu dünyadan göçtüler. Yıllardır şiirleri okunan, fikirleri savunulan ve örnek bir şahsiyet olarak gösterilen Mehmet Akif’in çocuklarına sahip çıkılmaması ise manidar bulunuyor. 

Mehmet Akif’in İsmet Hanım’la evliliğinden Cemile, Feride, Suad, Emin ve Tahir isimli beş çocuğu bulunuyordu. Mehmet Akif’in büyük oğlu Emin Ersoy askerlik görevini yaptığı sırada, koğuştaki arkadaşlarına Kur’an okuyup tefsir ettiği gerekçesiyle Divan-ı Harbe verildi. Tutuklanan Ersoy, çavuş arkadaşının yardımıyla askeri cezaevinden kaçarak, o dönemde Fransız manda yönetimindeki Kırıkhan’a kadar geldi. Kırıkhan’da yakalanan Ersoy ve arkadaşı Türkiye’ye iade edildi. Cezasını çeken talihsiz adam uzun yıllar yoksulluk içinde yaşadı. Bunalım içinde yaşadığı bir gün solcu yazar Çetin Altan’a kadar giderek yardım istedi.

İşte Yazar Çetin Altan'ın ağzından yürek burkan o hikaye
İstiklal Marşı´nın şairi Mehmed Akif Ersoy, ölmünün 72.yıldönümünde önceki gün yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı. 27 Aralık 1936 yılında vatan sevgisi, güçlü millet olma ve bu yolda mücadeleyle geçen 63 yıllık ömrünü noktalayan Mehmet Akif´e, ne yazık ki Cumhuriyet tarihi boyunca devlet hak ettiği değeri veremedi.
Hak ettiği değeri vermediği gibi ölüm yıldönümlerinde düzenlenen 5-10 dakikalık kuru anma törenlerinden öteye de geçemedi.


MEHMET AKİF´İN OĞLUNUN YÜREK YAKAN HİKAYESİ

Devlet; Mehmet Akif´e sahip çıkamadığı gibi onun emaneti olan oğluna da aynı şekilde sahip çıkamadı. Mehmet Akif´in oğlu, yoksulluk içinde sokaklarda hayatını geçirdi ve ölümü de aynı şekilde acı oldu. Akif´in oğlunun cesedi bir kış günü çöplükte bulundu.

MEHMET AKİF´İN OĞLU KAPIMI ÇALDI VE...

Yaşanan bu sahipsizliği ve arkasındaki dramı anlatan en acı örneği örneği ise Gazeteci-Yazar Çetin Altan, 2006 yılı başlarında bir bayram sabahı katıldığı programda açıkladı.
Altan, çıktığı programda Akif´in oğluyla ilgili hatırasını anlatırken, ekran başınaki milyonlarca kişi duydukları karşısında isyan ederek, gözyaşlarına boğuldu.
Çetin Altan, Mehmet Akif´in oğluyla ilgili yaşadığı o gözleri yaşartan anları 4 yıl önce şöyle anlatıyordu;
“İstiklal Marşı’nın şairi Mehmed Akif Ersoy’u hepimiz tanırız. Çok ünlü bir vatan şairi olarak biliriz. Çünkü İstiklal Marşı’nı yazmıştır. Yarışmayı kazandığı halde, para ödülünü almayı reddetmiştir. Ama biyografi okumayı bilmediğimiz için mesela yoksulluk içinde geçen bir hayat sürdüğünü pek bilmeyiz.
Size bir anımı anlatayım. 1966 sonları, bir öğle sonrası odamdayım. ‘Sizi biri görmek istiyor’ dediler. ‘Buyursun’ dedim. İçeri tıraşı uzamış, üstü başı bakımsız, yaşlıca, çelimsiz bir adam girdi. Hazırolu andıran bir duruş ve hafif bükük bir boyunla; ‘Bendeniz Mehmet Akif’in oğluyum’ dedi. Bir anda ne olduğumu şaşırdım. Nasıl şaşırdım bilemezsiniz. Eski bir dostluk havası yaratmak istercesine; ‘Oooo buyurun buyurun, nasılsınız?’ türünden bir yakınlık göstermeye çalıştım. O, tavrını bozmadı; ‘Rahatsız etmeyeyim, sizden ufak bir yardım rica etmeye gelmiştim’ dedi. Gökler mi tepeme yıkıldı, yer mi yarıldı da, ben mi yerin dibine geçtim; doğrusu fena, allak bullak oldum. Ve tek yapabileceğim şeyi yaptım, cüzdanımı çıkartıp uzattım. O, bükük boynuyla: ‘Siz ne münasip görürseniz’ dedi. Cinnet cehennemlerinin tüm yıldırımları düşüyordu yüreğime. ‘Durun bakalım neyimiz varmış’ gibilerden cüzdanı açtım; içinde ne varsa çıkardım, fazla bir şey de yoktu, elimde tuttum. Bir iki adım attı. Sanırım sadece bir 10, yahut 20 lira aldı. ‘Çok çok teşekkür ederim, rahatsız ettim’ dedi ve çıktı.
Aradan bir ay geçti geçmedi; gazetelerde küçük bir haber ilişti gözüme: Beşiktaş’taki çöp bidonlarından birinde Mehmet Akif’in oğlunun ölüsü bulunmuştu! "
Çetin Altan´ın anlattığı bu hatıranın sonundaki şu sözleri ise fazla söze gerek bırakmıyordu;
"Mehmed Akif’in oğlunun ölüsünün bir çöplükte bulunduğunu çoğu kimse bilmez! Bu bakımdan burada, kendini devletin sahibi olarak görenlerin, devleti yönetenlerin, vatanı sevenleri ne kadar sevip sevmediği konusu da çok önemlidir!”



Kızını evden atmaya kalktılar 

Babası Mehmet Akif’in emekli maaşıyla geçinen küçük kızı Suat Ersoy da 1991 yılında üzücü olaylarla karşılaştı. Kızları Ferda ve Selma Argon’la birlikte Beyoğlu’nda yaşayan Suat Hanım evden atılmak istendi. Bu üzücü olayın gazetelerde yer alması üzerine dönemin Başbakanı Turgut Özal, Suat Hanım’a Halkalı’da bir daire tahsis etti. Ancak ekonomik sıkıntılar ailenin yakasını bir türlü bırakmadı. Evini satmak zorunda kalan Suat Ersoy Hanım, Kadıköy’de Vakıflara ait döküntü ahşap bir eve taşındı. Suat Ersoy hanım bu evde zor günler yaşadıktan sonra yaşama veda etti. 

Cenazesinde kimse yoktu 

Mehmet Akif’in küçük oğlu Tahir Ersoy ise tercüman olarak çalıştıktan sonra emekli oldu. 2000 yılında da karaciğer ve kalp yetmezliğinden vefat etti. Emekli maaşı yeterli olmadığı için Ankara’da SSK’ya bağlı bir hastanede tedavi edilen Ersoy, daha sonra İstanbul’a getirilerek, Esma Hatun Hastanesi’ne yatırıldı. Ancak hastalık iyice ilerlemiş olduğundan tedavi sonuç vermedi ve Tahir Ersoy hayata gözlerini kapadı. Tahir Ersoy’un cenaze törenine ise ne yazık ki çok az insan katıldı. 


İŞTE BU KADAR SAHİP ÇIKIYORUZ...




-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 28.12.14, 00:13 @argo_mx Nr.: 2 Antworten
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!

Paylasimlarda, bir kisinin bile kalp gözüyle okuyup, gönül rizasiyla hosnut olmasi, bazen binlerce kisinin göz atip gecmesine yegdir. insan ancak yüregiyle baktigi zaman gercegi görür, aklin gözü kördür... Sagol,  Allah senden de razi olsun.

-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 28.12.14, 13:38 @seslenis Nr.: 3 Antworten
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!

istiklal marsi´nin yüregi vatan askiyla carpan büyük sairi Mehmet Akif ERSOY´un emanetine sahip cikamadik... Ben inananiyorum ki! Devlet yetki selahiyetine sahip bir cok kisi yasanan bir cok seyin farkindaydi. Daha önce de belirttigim gibi; Aklin gözü kördür, kafalarinin icindeki binbir hesap hesap hesaplardan, emaneter sahip cikmaya zaman bulamamislar!... 

-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 28.12.14, 17:42 @kurtbeyi Nr.: 4 Antworten
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!

Sagolun, konuya dahil olup, yazan arkadaslar, sizlerinde yüregine saglik...
-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
Beitrag gepostet am 05.01.15, 14:22 @_asil_ Nr.: 5 Antworten
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!

Nezaketinizden ve katiliminizdan dolayi tesekkür ederim asil hanim.

Farkinda misiniz? Burada yapilan tartismalarin suya yazi yazmaktan farki yok! 
Zaten sayica az olan forum paylasimcilari, sanki onbinlerce insana hitap eder gibi söylev vermeye, birbirleriyle üstünlük yarisina girerek, ya hakaret ederek ya da zaaflarini bulup ona ders vermeye kalkiyorlar. Peki! Sizce buradaki tartismalarin, paylasimlarin cogunun buradakilere bir faydasi var mi? 
Yoksa! Sadece zaman kaybimi burada olmak? 

Paylasim nedir? 
Ekmegini, suyunu, bilgini paylasirsin, ekmek karin doyurur, su hayattir, yani hayati deger tasir insan icin, ya bilgi, oda en az ekmek su kadar önemlidir. Burada ise bilgi paylasimini adi altinda sadece kompleks, hakaret, üstünlük gösterisi, fikrisabit, nefret paylasimi var, bir tek bilgi paylasilmiyor. 

Sonuc; Birbirimizden nefret etmeye yetecek kadar bilgimiz var ama sevmeye yetecek kadar bilgimiz yok!

-----
"Birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir"
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
vefasizligin böylesi görülmemistir!