Ben ve İsmail 8 yaşındaydık. Mahalledeki varlıklı çocukların atı olurduk. İsmail hepimizi, bütün atları geçerdi. Bir gün sonuncu oldum diye o zengin çocuğundan dayak yediğimde, dokundu İsmail'e. Ben duvarın dibinde sümüğümü çekerek ağlıyorken, İsmail tuttu omzumdan, bir daha dedi, hiç kimsenin atı olmayalım.
Yilmaz Güney, Çetin Emeç’in yayın yönetmenliğini yaptığı Ses dergisinde zar zor iki sütunluk bir habere konuk olabiliyorsa, nedenlerini araştırır. Ve bilir ki, salon filmlerinin sinekkaydı traşlı jönlerinin köşeleri tuttuğu bir dönemde, Emeç’in değerlendirmesiyle, “sokaktaki adam”dır…
Ama Güney, ne zamanki Kulüp 12’de bir tartışma sonucu üç kişiyi bıçakla yaralar, işte o zaman gölgesi yüzüne vuran dolma burunlu, kavruk yüzlü, kırsal kökenli oyuncuya, silme dört büyük sayfa açılır
Yilmaz Güney’in sinemacılığı;
Yılmaz Güney 114 filmde oyunculuk, 26 filmde yönetmenlik, 15 filmde yapımcılık, 64 filmde ise senaristlikyapmıştır. Ayrıca bir filmin yazarı "Düzen 1978)" olup, bir filmin de "Yol, (1981)" kurgusunu yapmıştır. ilk filmi, “İkisi de Cesurdu” adını taşır. Ve bir sürü döküntü filmden sonra, yönetmenliğini yaptığı “Seyyit Han”la ilk kez aydınların dikkatini çeker.
Kemal Tahir’in bu konuda söyledikleri hayli ilginçtir:
"Yılmaz Güney, gerçekten halktan yetişmiş, halkın bir şeyi nasıl görmek istediğini belki derin ilmiyle değil, yaşantısıyla bilen bir halk sanatçısıdır. Benim böyle sanatçılardan bir aydın olarak öğrenecek çok şeylerim olduğuna inanıyorum."
İki yıldan fazla cezaevinde kalan Yılmaz Güney aynı yıl Arkadaşfilmini çekti. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü ve yurt dışında ve yurt içinde büyük ilgi gören ve Şerif Gören tarafından Yol çekildi. Cezaevindeyken GÜNEY adlı bir sanat-kültür dergisi çıkardı. Yol'un kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivali'nde ödül aldı[6]. Yurt dışına kaçtıktan sonra Fransa'da Duvar filmini çekti. Güney'in, 1976 yılında Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde tanıklık ettiği, çocuklar koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyanın sinemaya aktarıldığı Duvar onun son filmi olmuştur.
Duvar filmi icin, Propaganda filmi çekti, gitti bizi Avrupa'ya rezil etti, madem o kadar devrimciydi, neden Türkiye'deki devrimcilerin çektiklerini değil de, çocukların filmini çekti diyenlere karşı: Bir ülke düşünün çocuklarına bunu yapıyor, gençlerine ne yapmaz? Artık herkes bunu kolayca tasavvur edebilir. demişti.
DİYET- Siirinin kime ait oldugunu yazsaydin. NAZIM HIKMET