59 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 18.02.14, 00:20 Nr.: 1 Antworten
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fark etmeliyiz…
Hayat bir takim zorluklari icinde barindirir. Bu zorluklar her insanin basina zaman zaman tevafuk eder. Kimi insanin basina cok zor sartlar altinda gelebilirken yine kimi insanlarin basina da kolay atlatabilecekleri halde gelir.

Özellikle yasamini inanc dogrultusunda yönlendirmeye calisan ve bunda samimi olan insanlarin basina gelen bazi bela, musibet ve imtihan geregi olaylar agir hatta cok aci cektigi türden de olabilir. Ancak bunlara muptela olan insanin bu durumlar karsisinda ümitsizlige kapilmasi ve kendini caresizlik icinde bulmasi ve görmesi de dogru degildir.

Bir insan düsününüz, hayatinda degisik türden yanilmalar, hatalar ve günahlar islemistir. Yaptigi yanlislari ve hatalari bilen bu insanin imani geregi vicdan azabi cekmemesi düsünülemez. Kendisini bu yanlislardan kurtarma icine girmis olmasi ve yaptigi tevbeler ve dualarla rabbinden yardim talebi ve bu yönde gayreti ,bu noktada o kisinin bunlardan kurtulma noktasinda gösterebilcegi en samimi ve ciddi atilimlar olmaktadir.

Unutulmamasi gereken bir diger husus ise, kim olursa olsun yaptigi samimi tevbelerin de imtihana tabi tutulmasi sözkonusu olabilir. Yani kisi dua eder, istigfar eder fakat yine de tatsiz ve aci olaylarla karsilasmasi mümkündür. Burada akla getirilecek konu ümitsizlik degil bilakis, yaptigi samimi tevbe ve dualarinda bir denemeye tabi tutuluyor olabilmesidir.

Yani insan rabbine münacaat eder, affini istirham eder, dogru yola hidayet etmesini taleb eder. Bu durum karsisinda rabbimiz o kisinin duasini kabul etmek ister ve fakat yine de onu samimiyeti noktasinda bazi denemelerden gecirebilir. Diger bir ifade ile yine bazi musibetlerle imtihan edebilir. Bu durumda kisinin yapacagi sey, basina gelen bu olaylarin yapmis oldugu dualarin kabulüne dair bir imtihan olabilecegu, sinandgi bilinci ile bu noktada da sabir göstererek bunlari asmaya caslimasi olmalidir.

Biz isin hikmet yönünü kavramakta zorlaniyoruz. Yaptigimiz samimi dualarin neticesini elde etmek icin, rabbimiz duamizi kabul etmistir lakin bizim daha da olgunlasmamiz ve arzuladigimiz kivama gelmemizi istedigi icin bu yollardan da gecmemizi istiyor olabilir, hatalarimizi idrak etmek, yanlislarimizi, kendimize gelmek ve idark etmek gibi muradinin olabilecegini de hesaba katmak durumundayiz.

Her sey bizim istek ve arzumuz dogrultusunda olmayacigini da bilmek durumundayiz. Sikintisiz, tasasiz, elemsiz, kedersiz, her seyin tozpembe oldugu, hayatimizi diledigimiz gibi yönlendirdigimiz, her hayal ve arzumuzun gerceklesecegi bir hayat arayanlar bu dünyada bunlari ne kadar arzu ediyor olsalar dahi, böyle bir hayat ancak ebedi hayat dedigimiz cennetde mümkündür.

Bu dünya imtihan dünyasidir. Tabi ki elem ve kederi olacaktir. Karsilastigimiz her türlü sikintiyi, öfke ve sabirsizlikla karsilamak samimi olan bir insanin yapabilecegi bir is degildir.

Önce bizim yanlisimizi idarak etmemiz gerekiyor. Yani sebebler ve bahaneler aramak degil kendi yaptigimiz hatalarin farkinda olmak. Bizi uyaranlarin, ikaz edenlerin, nasihatde bulunanlarin sözlerini dikkate almadan tabir uygun ise sayet kendi bildigine ve hatta dikine dikine gitmek, yapmis oldugumuz samimi tevbe ve dualara ragmen basimiza bir takim elem ve kederleri beraberinde getiriyorsa, o halde oturup düsünmemiz gerekir.

Rabbimizin muradi önce kendimizi düzeltmemiz gerektigini, baskalarina veya degisik sebeblere bahane bulmaktansa önce kendi yanlislarimizi görmemiz istiyor olmasini gerektirebilir.

„Siz üzerinizdeki özellikleri degistirmedikce rabbinizde sizin üzerinizdeki bazi özellikleri (durumlari) degistirmez“. (Ra’d Suresi 11) Insan hatasini biliyor olabilir ancak düzeltme noktasinda isi sadece dua ve tevbeye birakiyorsa bu yetersizdir.

Yapmasi gereken önce baskalarini veya sebebleri suclamak degil, kendisini sorguya cekmesidir. Yaptigi yanlisin farkinda olmasida yetmez, nefsine agir dahi gelse hatasini kabul etmesi, idrak etmesi ve bunu düzeltme gayretinde bulunmasidir. Baskalarini bahane etmek, sebebler aramak, kendisi ayni hatalara devam ettigi müddetce bunlarin düzelmesine vesile olmayacaktir.

Kisi önce kendisini düzeltecek, yanlis ve hatarini telafi yoluna gidecek ve sonrasinda yaptigi dua ve tevbelerin neticesini elde etme ümidi icine girecektir. Aksi takdirde ne kadar dua ve tevbe etse de bu hep eksik kalacaktir.
 

selam ve hürmetlerimle...


-----
Edebli edebinden susar, Edebsiz ise ben susturdum sanar...Me
0
 
Beitrag gepostet am 18.02.14, 08:18 @digital Nr.: 2 Antworten
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fark etmeliyiz…

Uyarin icin Allah Razi olsun kardesim...ama icimden gelmisti yazdim...bir dahaki yazilarimi kisa tutarim insaAllah...


Allah senden Razi Olsun, seni Peygamberimize komsu eylesin...


selam ve hürmetlerimle...


-----
Edebli edebinden susar, Edebsiz ise ben susturdum sanar...Me
0
 
Beitrag gepostet am 18.02.14, 12:09 @yusufbahri Nr.: 3 Antworten
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fark etmeliyiz…

Her zaman icin ozelestiri yapmak yada yapabilmek,

Aslinda kendini bilmek ile esdegerdir,

Hâliyle kendini bilen elbette Yardani da bilecektir,

Guzel paylasim ...


-----
Benim de bir adým var,Ezan ile okundu Sela ile bitecek...
0
 
Beitrag gepostet am 19.02.14, 09:50 @devrialem Nr.: 4 Antworten
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fark etmeliyiz…

Katkiniz icin tesekkür ederim. Allah Razi Olsun...


selam ve hürmetlerimle...


-----
Edebli edebinden susar, Edebsiz ise ben susturdum sanar...Me
0
 
Beitrag gepostet am 19.02.14, 09:51 @mmuurraatt Nr.: 5 Antworten
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fark etmeliyiz…

Bu güzel paylasimdan dolayi Rabbim razi olsun Murat Kardesim...


selam ve hürmetlerimle...


-----
Edebli edebinden susar, Edebsiz ise ben susturdum sanar...Me
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Kendi yanlislarimizi ve hatalarimizi fa...