24 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 24.04.12, 22:52 Nr.: 1 Antworten
 
Defne Tuncer
sie lebt in der Türkei,8.klasse Schülerin und hat schon klasse im bereich Literatur.
Son katildigi öykü yarismasinda birinci
öykü
tabiat,insan,tabiat
okumanizi
görüslerinizi bildirmenizi
tavsiye ederim.
Sie hat still und charakter im
schreiben
gratuliere
von hier aus
.............................................................

YAŞLI AĞAÇ EV


“Kaptan! Kara göründü!”
Yaşlı ağaç ev, koyu mavi sular etrafında köpürürken bir kez daha korsan bayrağını çekmişti. 
Küçük
bir çocuk heyecanla evin dallarına tırmanıyordu. Yüzündeki gülümseme,
elini ileri uzatarak görünmez bir adayı işaret ettiğinde kahkahaya
dönmüştü. Başında siyah bir bez, elinde ise tahtadan bir kılıç vardı.
Sarı kıvırcık saçlarının arasından koyu yeşil gözleri ise çocuksu bir
neşeyle kaptanını arıyordu. Ve bir kez daha seslendi.

“Kaptan! Kara göründü!”
Tam
o anda gür ormanın içinde bir ses yankılandı ve sedir ağaçlarının
arasından; başında geniş bir şapka, tek gözünde ince bir ipe bağlanmış
siyah bir kumaş olan, elindeki tahta kılıcı ileri uzatıp neşeli
kahkahalarla gülen küçük kız yani kaptan ortaya çıktı. Kısacık siyah
saçları güzel yüzünü çevreliyor; şapkasından sarkan gelişigüzel
yapıştırılmış renkli tüyler ise gri gözlerini gölgeliyordu.
Hayali dalgalar eski ağacı sarmalarken birlikte kendi küçük hayal dünyalarına yelken açtılar…
Zaman geçti ve bir gün yolları ayrıldı. Ama zaman er ya da geç iki eski dostu tekrar birleştirecekti.

25 yıl sonra…
“Geri çekilmediğiniz takdirde yasal yollara başvurmak zorundayız.”
Ağaçların
çevresini endişeli bir uğultu kapladı. Dev dozerler ormanın girişinde
bekliyor, bir sürü işçi ise sıkkın bir tavırla eylemcilere karşı koymaya
çalışıyordu. En öndeki ağaca, eylemcilerin başı olan 30’lu yaşlardaki
genç bir kadın bağlıydı. Gri gözlerindeki kararlılık, giydiği tişörtte
yazan slogan kadar netti.
“Son ağaç kesilip, son nehir kirletilip, son balık da tutulduktan sonra insanlar paranın asla yenmediğini anlayacaktır.”

Eylemciler, hep bir ağızdan sloganlarını haykırmaya başlamışlardı ki beyaz bir araba
dozerlerin olduğu yola park etti ve bir adam arabadan indi. Koyu yeşil
gözleri sinirli bir ifade ile kısılmış, sarı kıvırcık saçları ise zarif
bir şekilde alnına dökülmüştü. Lacivert kotun üstüne kareli bir gömlek
giymişti, üstünde de gri tonlarında deri ceket vardı. Baştaki işçiye
yaklaştı ve aralarında kısık sesle bir şeyler konuştular. Bir yandan da
gözleri eylemcilerin üstünde dolaşıyordu. Birden yüzünde garip bir ifade
belirdi ve işçinin orada kalmasını işaret ederek öndeki ağaca yöneldi.

Eski dostlar birbirlerini fark etmişlerdi.

Genç
kadın, eyleme devam edenleri unutup; gözlerini patrona dikmişti. İkisi
de böyle bir karşılama beklemiyordu. İlk toparlanan genç kadın oldu.
“Sen… Bu şeyden…” yüzünde bir tiksinti ifadesi belirdi ve doğru kelimeyi bulmak için duraksadı.
“Bu katliamdan sen mi sorumlusun?”

Adam cevap vermeden ona baktı. Yüzünde hiçbir ifade yoktu.   

Bir
süre sadece birbirlerine baktılar. Daha sonra adam arkasını döndü ve
işçi başına başıyla işaret verdi ve arabasına binip uzaklaştı. Bir süre
sonra da polisler etraflarını sarmıştı. Eylemciler geri çekilmek zorunda
kalmış, dozerler koca ormanı ezip geçmişti. İnşaatlarsa hemen bir hafta
sonra başlamıştı.

25 yıl sonra…
“Antalya kıyılarında
geniş bir ormanlık alan daha yok oldu. Ormanların yerine otel yaptıran
milyoner, şimdi sahilde; kendi villasında oğluyla birlikte yaşıyor.
Ağaçların kesilmesinden ve yoğun yapılaşmadan kaynaklanan hava kirliliği ise Antalya’da
hayatı yaşanılmaz kılmaya başladı. Bütün bunlar deniz kirliliğini de
beraberinde getiriyor. Karetta karettalar, deniz kaplumbağalarıysa artık
sahillere uğramaz oldu. Eylemciler bilinçlenme adına yöre halkını
örgütleme çalışmalarına devam ediyor ama çabaları sonuçsuz kalıyor…”
Doktor,
hastasıyla göz göze gelmemeye çalışarak günün gazetesini dikkatle
katladı ve konuşmasına devam etti. Ama bu sefer hastasına hitap
ediyordu.
“Bizi biraz babanla yalnız bırakabilir misin?”
İşte
şimdi gazetede okuduğu milyoner, karşısında oturuyor ve ona umut dolu
gözlerle bakıyordu; çocuğunun kanser olmadığını, öksürüklerinin sadece
soğuk algınlığından kaynaklandığını, ilaçla kısa bir sürede
geçebileceğini söylemesini bekliyordu. Hava kirliliğinin sonunda
çocuğunun zayıf akciğerlerini iflas ettirdiğini ona nasıl söyleyecekti?
Sonunda derin bir nefes aldı ve diğer odadan çocuğun öksürükleri devam
ederken kendini adamın gözlerine bakmaya zorlayarak tek bir kelime
söyledi.
“Kanser.”

1 ay sonra…
“’Milyonerin vasiyeti; Özür dilerim…’
Oğlunun
ölümünden sonra yıkılan milyoner, kalp krizi sonucunda hayatını
kaybetti. Görevliler onu bulduklarında elinde bir fotoğraf tuttuğunu
belirttiler. Onun küçüklüğüne ait bir anı olduğunun yanı sıra fotoğrafta
küçük bir kızın da olduğu biliniyor. Bu eski fotoğrafta dikkat çeken
bir diğer şey ise, vasiyetinde yazan ağaç evin de orada olması.
Vasiyetine,
Özür dilerim, sözcükleri ile başlamış milyoner. İlk isteği; bütün
parasının, evinin ve otellerinin ağaçlandırma vakfına bağışlanmasıymış.
Son sözlerini de zarif ve büyük harflerle sayfanın sonuna eklemiş.
'Sizden
bir ağaç ev yapmanızı istiyorum. Üstünde küçük bir bayrak olsun. Korsan
bayrağı. Ağaç büyük olmak zorunda değil, sadece o beni hatırladığı
sürece yaşlı dünyamız gibi sonsuza kadar yeşerecek bir ağaç olsun.’
İmzasının altına eklediği söz ise vakfın yeni sloganı olarak tarihe geçti.
‘Zaman bir gün dünyayı tekrar yeşillendirecektir. Yalnızca çok geç kalmamışsak.’”
Gerçekten
de başardı, diye düşündü. Gri gözleri bir kez daha dolu doluydu. Evine
doğru yürürken, belki binlerce kez okumuş olduğu sözleri içinden
tekrarlıyordu.
Ve son kez arkasına, güneş batarken ihtişamıyla göz kamaştıran yaşlı ağaç eve baktı…


Defne TUNCER



-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
Beitrag gepostet am 25.04.12, 00:06 @selamsiz Nr.: 2 Antworten
 
Defne Tuncer
galiba
herkes
okumus
silinebilir

-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
Beitrag gepostet am 25.04.12, 21:30 @beyza Nr.: 3 Antworten
 
Defne Tuncer
rica ederim,
23 Nisanlari kutlayip geciyoz,
Aslinda bu bayramlar cocuklarin
gelecegini haklarini
tartismamiz gereken bayramlar.
Forumlarda kutlamalarla
bayraklar asmakla sorunlar asilmiyor.
Seninde yazdin gibi cocuklar
kesfedilmeyi bekleyen kutular
fakat ilgi olmayinca
 Defne Tuncer le
avunuyoz.
Artik uyanmamiz gerekmiyormu?

-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
Beitrag gepostet am 27.04.12, 19:52 @-alkan- Nr.: 4 Antworten
 
Defne Tuncer
duruma görede okul imtihanlarda
sifir cekenide görmek lazim.
Son imtihanda 50bin kisi sifir cekmis

-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
Beitrag gepostet am 27.04.12, 20:19 @beyza Nr.: 5 Antworten
 
Defne Tuncer
beyza
tskler güzel icten yorum icin,
TB deki forumlar bizlerin yansimasi,
tmm eglenelim gülelim,
 hersey bir program cercevesinde olsun.
Malesef bazi bilenler bilmeyenleri
kuzu gibi istedigi yöne
yönlendirebiliyor burda.
Cocuklara gelince verilmeyen ilgi, buralara
daha sikca veriliyor.
Benim kendi händimde 150ye yakin cocugun tel
nr si var.Acik söyleyim hannover genelinde
Türk ailelerin bile sinifta kaldigi tek konu bu.
Cocuklar bile yetersizligin farkinda,bunun farkinda olmalari
cocuklari depressif edip, moralsiz birakiyor.
Halbuki yönlendirilen bir cocukta hep bir hedef olur,hedef amactir.
Amac olmayinca bombos, nargilelerde dumanalti olup
günü yatmak uyumakla gecirince kollektif bir toplumada uyumda
geri kaliniyor.
Egitim ve ilgi cokmu zor vermek?

-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
Beitrag gepostet am 27.04.12, 20:58 @beyza Nr.: 6 Antworten
 
Defne Tuncer
beyza yok, üzülmeye baslarsak
simdiden konuyu kapatalim istersen
Armut armuta bakarakmi cürürmüs öylemiydi?
Ben kimsenin burda stress atmasina karsi deilim,
kendimde yaparim yeri gelince.
Ama pratik düsünelim,cocuklar Büchereiylara gider
üye olunur,4haftalina bir kitabi evinde tutabilirsin.
Aileler icinde gecerli bu imkan.
Bir anne veya Baba gitse oraya,cocuk egitimi konusunda
kitap alip kademe kademe bir cocugun yetismesi nasil olur
diye ögrense.bu pratik degilmi?
 bir örnek daha vereyim,abimin cocuklari su an uni deler.
ve cogu fach-etüdlerinde yanlarinda oldum.hem ben ögrendim
hem onlar.
Mesela.kindergartenlarin almanyaya italyadan geldini ögrendim.
yoksa teknik düsünce olarak,
forumlarda su fachhochschule absolvieren ettim,
 sunu terkettim,
su uniyi bitirdim demekle
herkes kendi egosunu tatmin eder,sanada
banada forumada bir faydasi olurmu bunun.




-----
sponsorum Ask,acim profesyonel
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Defne Tuncer