55 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 10.04.12, 01:35 Nr.: 1 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?

Milliyet'in 3. sayfasında önemli olduğu kadar,bir o kadar da acı haber : 

"12 yaşındaki kız internette tanıştığı adama kaçtı. "

Sayfayı çevirin:

Edirne'de sevişirken görüntülenen liseli kızın fotoğrafları...

Ve günlerdir Mardin'den Sivas'a kadar Türkiye'nin dört bir yanından 12 -13 yaşında küçük kızlara tecavüz haberleri...

Madalyonun bir yüzünde ağzı salyalı sübyancılar var. Peki diğer yüzünde?...

Alttan alta inanılmaz bir " ergen ihtilali "yaşadığımızın farkında mısınız? Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç?

 Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı,cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba?

Levent'te bir estetik kliniğinde görevli bir uzmanla görüştüm..

Dinlediklerime inanamadım:

' 14 - 15 yaşında kızlar, ana babalarından habersiz gelip kaşlarını kaldırmak, fazla yağlarını aldırmak, selülit tedavisi yaptırmak istiyor muş..'

Geçenlerde bir kız elinde Angelina Jolie ' nin fotoğrafıyla gelmiş ve " Bunun ki gibi dudak istiyorum " demiş..

18' lik bir lolita da göğüslerini büyütmesi için yalvarmış..

" En büyük istekleri " neymiş biliyor musunuz?

Zara'nın ya da Diesel' in 34 bedenine sığmak..
.
Bunun için yarışıyorlarmış:

 Çünkü televizyonda gördükleri mankenler 34 beden giyiyor.. Onu giyebilmek için 44 kilo kalmaları lazım..

Bunun için resmen aç geziyorlar..
 
Gün boyu yedikleri, bir kase yoğurt, iki tas salata, sigara, kahve ve kola...
 
500 kaloriyle yaşamaya çalışıyorlar. O yüzden vücutlarında demir, sodyum eksikliği var.

Yanlış beslendikleri için vücutları hızla deforme oluyor, müdahale için de bize geliyorlar.. 

Uzman, bunun son 3 yılda gözlenen bir " patlama" olduğunu söylüyor:

"Ben de anneyim, 18'lik ' lipolu ' (yağ aldırmış kızları görünce dehşete kapılıyorum..

Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip; ' Dudağımızı şişir' diyenleri ' Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yolluyorum..

Genelde üst gelir grubundan hastaları bulunan bir jinekoloğun gözlemleri daha da çarpıcı:

"Genç nüfusta müthiş bir uyanma var " diyor. 17 - 18 yaşlarında lise öğrencilerinin kürtaj için başvurduğunu söylüyor ve bazı gözlemlerini aktarıyor :

Batı'da ergenlik yaşı 16 - 17' den, 11 - 12' ye geriledi..

Amerika'da 10 yaşa kadar düştü.. Genç kızlar annelerinden çok daha erken adet görüyor artık...

Bunun, iklimden beslenmeye kadar pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedenlerinden biri;

'psiko-seksüel uyarımın artması '...Yani, okulda, çevrede ve özellikle de medyada cinsel teşhirin yaygınlaşması...
 
Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor..

Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve seksi görünme derdine düşüyor..
 
Karşı cinsi de sadece bir seks nesnesi olarak görüyor..
 
Anneleri mi?
 
Onlar da kızlarının ponponlu çorapları ve lastik ayakkabılarıyla genç görünme çabasında...

Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta...

Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz:

İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki?

Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara, 

'Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt ' öğüdü verebiliriz ki?

Yasak çare değil... 

Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var..

Bu toplum nereye gidiyor sizce?

CAN DÜNDAR





-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 10.04.12, 02:45 @beyza Nr.: 2 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Beyza..

Bu gece bu konuyu paylaşmamdaki amaç;

Bizim nedense görmek istemeyipde,bu anlamda,  ötelediğimiz  bir yaramızın olduğu gerçeğiydi..
Nedense,her türlü konuya çok rahat yorumlar yapılırken,asıl içeride yaşadığımız ve yaşattığımız kanayan yaralamızı görmek istemeyişimiz de, önemli bir etken oldu..

Burada yüzlerce anne-babanın olduğunu bildiğim için,özellikle böylesi önemli bir konuda kimlerin,nasıl ve hangi bir bakış açısıyla konuya katkı ve yorum sunacaklarını merak ettim..

Bu merakım elbetteki kişisel değildi,ancak çocuklarımızla olan dialoğlarımızda,neyi doğru,neyi yalnıs yaptığımız,bu yalnışları da, kendimizce hangi doğrulara dayanarak yaptığımızı paylaşıp,doğru davranış biçimini sunmaktı..

Ayrıca,burada asıl yaranın ergen gençlik psikoljisinin büyükler tarafından ihlal edilip,yalnışı tamamen karşımızda görerek,dönüşü olmayan,belki de hayat boyu vicdan muhasebesi yapmaktan bizi alıkoyacak  yalnışlar yapmamızdır.. 

Yalnış algılanıp,doğru adına yalnış davranış sergilememiz [ebeveyn hakları adına ] içinde,tamamen yalnış davranışları sergileyip,bu davranışların sonucunda,hem bizlere,hemde yaşadığımız toplum deger yargılarına göre irdeleyip,
her anne-babanın görmesini,iyi bakmasını,okumasını ve ona göre,davranış sergilemesi gerektiğinin vurgusunu,sizlerin aracılığıyla koymak istedim..

Bura da, bu gençliğimizi eleştirirken,unutmamamız gereken çok önemli bir nokta var..
bu gençliğin gösterdiği  davranış bozuklukları, salt onların suçu değildir..
Burada asıl suçlu olan bizleriz..
Yani anne-babalarız..
Hiç bir çocuk,her tür yalnış ve doğrular gösteren anne-babalarını seçme hakkına sahip olarak bu dünyaya gelmezler..
Birileri onlar adına anne ve babasını seçmiştir ve onlarda dünyaya gelmişlerdir..[anne-baba anlamında] 
Dolasıyla onların her yaptiğı davranış biçimlerinden bizler suçluyuz..
En iyiyim diyen anne-babalar bile olsalar..
Mutlaka bir yerlerde eksik bıraktıkları davranış birikimiyle,bütün bu olumsuzluklar yaşanır..

Buna örnek verecek olursak;

Bir ailenin, sosyoekonomik bozukluğu ve genelde parçalanmış aile çocuklarının çok olduğunu temel etken olarak gösterebiliriz..
Tabii bütün bunların sonucunda,gelen tüm yalnış davranış biçimleri..

Açıklayıcı olmadığım nokta varsa da,bunu belirtirsen sevinirim..
Bende bunu, severek yeniden açıklayabilirim..

Sanırım sende bir annesin..
Duyarlılık gösterip,yorum yaptığın için,teşekkür ederim Beyza..



-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 10.04.12, 03:29 @can_402 Nr.: 3 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Can..

Ne yazık ki bu yorumuna katılamıyorum..

Çünkü doğru anlayış biçimi değil..

Bizler zaten senin yukarıda anlatmaya çalıştığın değer yargılarıyla günümüze geldik..

Ve gördük ki, bütün bu yalnış davranışların önüne böyle düşünerek geçemiyoruz..

Öyleyse ne yapmak gerek?

Böylesi yalnış bakışaçılarımızı değiştirmemiz gerekir,demekki bugüne kadar uyguladığımız baskılar,onları hiçe saymalarımız,bir çok olumlu yönünü görmezden gelmemiz,bu anlamda onure etmek isteyipte,toplumun bize öngördüğü toplumsal baskılar sonucu, anneliğin ve ya babalığın verdiği yaptırım gücüyle,onların doğrularını görmek istmeyişimizden kaynaklı bir sürü neden sayabiliriz..

Sonra da onların karşısına çıkıp,sanki çok doğru davranışlar sergilemişiz gibi de,bütün suçu onlar da arayıp,hem onları,hem de kendimizi cezalandırdığımız gibi..

Bu yüzden öncellikle bakıç açılarının değişmesi gereken biz anne-babalarız..

Bizler değişmediğimiz,her koşulda birilerinin söylemleri ve bakışaçılarıyla hareket ettiğimiz sürece,ne yazık ki,istedigimiz gibi ne çocuk,ne de gençlik yetiştirebiliriz..

Ondan sonra,dudagını da,gögsünü de,kalçasını da, ya büyültür ya da küçültür..

Bütün bunları yapmakla,kendince ailesinin bu istediklerini asla karşılayamayacağı düşüncesiyle, bu boşlukları doldurabileceğine inanarak, yapmak istemesidir..

Çünkü alabildiğine bir doyumsuzluk içerisindedir..

Anlaşılmama,yeteri kadar sevilmeme ve yok sayılma psikolojisi içindedir..

Böyle düşündüğünü değiştirebilmek için de,yukarıda saydığım bu davranış biçimlerinde uzak durup,tamamen kendimizi iyi anlattığımız,onların da bizi iyi anladığını hissetirerek,çoçuklarımızla olan köprülerimizi kurmak zorundayız..

Değilse, sadece dizlerimizi vurarak ömür tüketiriz..

Bunu da, ne çocuklarımıza ne de, bizlere herhangi bir yararı olmaycaktır..

Katkın ve yorumun için,teşekkür ederim Can..




-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 10.04.12, 04:06 @ahududu Nr.: 4 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Forumdaşım..

Önemli noktalara değinmişsin,hemde bunlari birebir yaşayan bir anne olarak..

Ancak biz burada, sen ve senin gibi olmayan ailelerden,yani çocuklarına yalnış davranş biçimleri sunan,karşılığında da yalnış davranışllar sergileyen çocuk ya da gençlerimizden söz ediyoruz..

Yani senin,benim, ya da Beyzanın dışında olan yüzlerce,binlerce anne-babadan..
Yani onlar kimlerdir dersek;

Evlerini terk etmiş ya da uzakta yaşayan anti-sosyal kişilik taşıyanlar..

Alkol ve ya madde bağımlısı olan kişiler..

Anneler de,depresyon ve ya kişilik bozukluğu..

Bütün bunlar alınması gereken temel kavramlardır..

En önemlisi de;

Anne-baba ve diğer aile üyelerinin,çocuklarına göstermiş olduğu tutarsız davranış biçimleridir..
Yani,doğru davranması gereken yerde,yalnış davranış göstermesi gibi..
Çocuğa hiç bir şekilde disiplin uygulanmamış,engellenmemiş,kontrol edilmemiş ve sınır konulmamıştır..

Hal böyle olun ca,karmaşık ve çarpışık aile ortamlarında yetişen çocuk ve ya gençlerimiz de,reddedilmiş çocuklar,öfkeli,istemker ve yıkıcı olmakta ve olgun ilişkiler kurabilmek için,gerekli olan engellenmeye tölerans geliştirememektedirler..

Biyolojik etmenlerde vardır,ama onlar çok azınlıktadırlar..
Örneğin;
kromozom sayılarının azlığı,ya da yüksekliği gibi..

Kısaca sağlıklı,pozitif,ne yaptığını bilen ve hayatın her alanında kendi başına doğru hereket edip,karar almasını bilen çocuklarımız-gençlerimizin en önemli örnekleri bizleriz..

Bakış açılarımızla,davranış biçimlerimizle,en önemlisi yaşları küçük de olsa,onlarında birer birey olduklarını,söz haklarının olduğu,onları dinlememiz,anlamamız gerektiğini,aynı zaman da onlara sorumluluk yüklediğimiz, önce bizim bunu hissetirip,sonra da, bu davranışlarımızı  uygulamaya koymamızdan geçiyor.. 

Katkın ve yorumun için,güzel yüreğine sağlık..


-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 10.04.12, 04:39 @beyza Nr.: 5 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Yeniden Selam Beyza..

Her çocuk dünyaya masum gelir,her şeyden bir haber gelir..
Dolasıyla ben bu çocukları,yumuşak ve her şekle girebilen oyun hamurlarına benzetiyorum..

Neyi istersek,o şekli alabileceği gibi..

Küçük bir örnek;

Anne-babanın sürekli kitap ya da gazete okuduğu bir evde,3 yaşında bir çocuğun yere uzanıp,gazeteyi ters tutsa da,bacaklarını çapraz yaparak gazete okuduğu süsünü verdiği gibi..

Bu yüzden bir çocuğun şekillenmesinde en büyük etken anne-babadır..
Onları örnek alarak,kişilik ve gelişim gösterirler..

Eğer bu bir erkek çocuksa,babası gibi botunu bağlaması..

Kız çocuğu ise; annesi gibi saçını taraması ve süslenmesi gibi..
Buna benzer bir sürü örnek verebiliriz..

Buradaki bayanların bu konu paylaşımları olduğun da,birileri tarafından öyle yada böyle hakarete ugratıldıklarını dile getirmişsin..Doğrudur da..

Ancak bunlar bizim hep ötelediğimiz,ve nedense en son yer verdiğimiz kendi gerçeklerimiz değilmidir? Söz etmedikçe,konuşmadıkça ve paylaşmadıkça bütün bu sorunlarımızı çözmüş olmuyoruz ki?

Yani bizler, birileri bizleri yalnış anlayacak,değerelendirecek diye,bütün bu gerçekliklerden kaçmamız mı gerekiyor? 

Eğer böyle düşünen anneler varsa,bu onların özgüvensizliğinden kaynaklıdır diyorum..

Sorumluluğunun bilincinde olan her anne,hiç bir şekilde bu tür söylemlerden kaçınmamalı..
Aksine gerektiği gibi yanıt vermeli..

O birileri onlar adına annellik yapamıyorlarsa,öyleyse bu anlamda da, karışmaya  haklarının olmadığını düşünüyorum..

Son olarak, çocuklarımıza ulaşmanın ve doğruları kabul ettirmenin en önemli yolu;

sevildiğini,anlaşıldığını,kabul edildiğini,fark edildiğini,gerekli olduğunu,önemli olduğunu,ona bağımsızlık ve sorumluluk verildiğini,en önemlisi de onun çok sevildiğini iyi vurgulayıp hisettirmekten geçtiğini vurgulamaya çalışıyorum..

Sevgi dolu dünyalar için,sevgi dolu çocuklar yetiştirmek umuduyla,
sevdiklerinle birlikte, sevgiyle kal diyorum...
Teşekkür ederim..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.12, 03:08 @--toni--_ Nr.: 6 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Toni..

Olayı sosyal değişim açısından,çok güzel tahlil etmişsin..Senin tahlillerine eş olarak şunları eklemek istiyorum;
Kültür bir toplumu diğer canlılardan ayırmaya yarayan,en önemli unsurlarından biridir..
Bu da diğer canlılar arasında rastlanamaz bir olgudur..
Çünkü kültür,toplumsal dayanışmaların temellerinden birini oluşturur..
Yani, toplumsal bir yapının kalıbını,biçimlenme şeklini,hem de içini dolduracak,biçimlendirecek malzeme olmasını sağlar..
Toplumsal kişiliğin doğuşunda ve gelişimin de, en önemli unsurdur diyebiliriz..
Bu gelişimin doğru sağlanabilinmesi için de,bir çok neden vardır..

Maddi kültür..Maddi olmayan kültür..Kültürleme..Kültürleşme..Alt kültür..Kültür şoku..Kültürel yozlaşma..Kültürel çözülme..Kültürel gecikme gibi etkenleri sayabiliriz..

Bütün bunların eksik ya da yalnış işleyişleri sonucun da ise; ortaya böyle hiç istemediğimiz,topyekün bir toplum çökertmesi yaşarız..

Bu yüzden çocuk yetiştirmede, aile [çekirdek], temel olarak baz alınır..
Kültür aktarımını ilk önce aile sağlar..[Yani anne-baba]
Toplumsal değer yargıları ve normlar, aileden öğrenilir..

Bunun yolu da anne-babanın eğitim düzeyi ve nasıl bir yöntem uygulaşından geçer..
Ailenin ya da bireylerin bütün bunları uygulamamasının bir çok nedeni vardır ama, biz olaya işin temelinden bakmak zorundayız,sonrasını anlamak zaten zor olmayacaktır..

Senin aracılığınla da olsa,bu temelllerin altını çizmek istedim..

Her zamanki gibi,sunduğun katkın ve yorumların için,sana çok teşekkür ediyorum..

Sevdiklerinle birlikte,en güzel sevgilerle kal!..


-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.12, 04:06 @c-yilmaz Nr.: 7 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Sana da selam Yılmaz..

Dile getirdiğin kaygılar çok doğru..

Ancak olayları, yaşanmışlıklarımızı ve anlamsızlıklarını irdelerken,olayın yine temeline inilmesi gerektiğini düşünüyorum..
Bu temelin de, sosyal bütünleşmeden kaynaklı oldugunu düşünüyorum..

Yani toplumsal renk,dil ve ortak kullandıkları değerler..

Bütünleşme demek,toplum içerisindeki bireylerin birbirleriyle  olan ilişkilerini ve bağımlılığını ifade eder..

Bu bütünleşme kendi içerisinde; bireysel çıkar ve mutlulukla,toplumsal çıkar ve mutluluğun kesiştiğini gösterir..Göstermek zorundadır da..

Toplumsal bütünleşmenin zayıflayıp,kaybolması,toplumsal çözülmeye neden olur..

Birbirine böylesi zıt ve zor olan iki sosyolojik yapının ortak noktası güven duygusudur..

Bu duygunun varolması,sosyal bütünleşmenin  yokluğu da,  sosyal çözülmeyi doğurur..

Senin yukarıda belirttiğin sonuçların yaşanmasının  temelinde,bu dediklerimiz yatar..

Dolasıyla özellikle toplumsal olaylardan söz edilirken,olayın temeline inmek gerektiği düşüncesi bizleri daha doğru sonuçlara götüreceği inancındayım..

Yoksa yargılamak,asmak,kesmek  çok kolay..

Toplumsal  güven,bireyin önce kendi ailesi için de,sonra da,  yaşadığı ülkesinin kurumlarına olan bağlılığı yada çökertilmiş güvensizlik duygusu ile tanımlanabilir..

Türkiye'de toplumsal düzeni koruyan,kollayan her türden sosyal kurumlara karşın büyük bir güvensizlik yaşanmaktadır..

İnsanları birbirine daha sıkı sarılmalarını sağlayan bu kurumlara karşı, büyük bir sarsıntı yaşanması, bireyin kendisini tamamen güvende hissetmediği duygusunu fazlasıyla geliştirir..

Ayrışmalar arttıkça da,birbirimize olan bakış açılarımız ve güven duygularımızında çabucak kaybolup gittiğine, hep birlikte tanık olmaktayız..


Bunun anlamı da,psiko-sosyal bunalım olarak adlandırılır..

Yani; toplumsal olarak, ahlaki bozulma diye adlandırılır..

Sosyal olarak bu degerlerin yitirilmesi,sosyolojik olarak çok tehlikelidir..

Çünkü değerlere ve kurumlara olan güvenin sarsılması ile birlikte ,bireyler arası her türlü ilişki bundan çok fazla zarar görür ve psiko-sosyal bağlar alabildiğine gevşer..

Bu yüzden kuraldışı davranışları,olağan davranışlar olarak algılamaya başladığımızla kendisini gösterir..
Ve bireyler normal yolla sonuç alma inançlarını yitirince,yasa ve ahlak dışı davranış biçimleriyle davranış  gösterip,yaşatma yoluna giderler..

Olayların temeline inip,konuları bu şekilde irdelersek,sanırım daha az sinirlenip,daha çok mutlu oluruz kanısındayım..

Belki biraz uzun oldu ama,daha fazla kısa anlatamazdım..

Katkın ve yorumun için,teşekkür ederim..
Sevgiyle kal!..



-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.12, 04:16 @cocaii Nr.: 8 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Sana da Selam Cocaii..

Devrim demişsin..Değişim demişsin..Yaşanılması gerekiyordu ve yaşanıyor demişsin..

Evet Devrim demek,zaten değişimin temelini oluşturuyor..

Ancak, ne adına devrim ve ya değişim olduğunu belirtmemişsin..

Üzgünüm ama,yeteri kadar açıklayıcı olmmaışsın..

Konumuzla ilgili ne tür bir değişimden söz ettiğini,daha açık bir dille tanımlarsan,mutlu olurum,buna göre de,sana yanıt verebilirim..

Katkın için,sana da teşekkür ederim..
Sevgiyle kal!..



-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.12, 04:43 @c-yilmaz Nr.: 9 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Yeniden Selam..

Paylaşacağım konuda,kim ne kadar mantıklı ve doğru tahliller yapıyorsa,onların yorumlarını,düşüncelerine her zaman yer vereceğimden kimsenin kuşkusu olmasın..
ileri demokrasi yaşanıyor adı altın da,bu ismini saydığın kişileri karalama hakkının olmadığını düşünüyorum..

Unutmaki, bu düşünceler sadece sana özgü..

Asla geneli kapsamıyor..

Benim paylaştığım konuyu da, çok dogru tahlil etmiş..

Bende buna dayanarak, dogru düşünce sergilemiş olduğuna inadığım için de, severek paylaştım..
Sevmek zorunda değiliz..Ancak sevmiyoruz diye,karalamak zorunda da değiliz..

Ayrıca, Can Dündar'ın yukarıdaki tahlilleri çok yerinde..

Herhangi bir siyasi düşünce adına da, övgüler yapmamış,bu toplumda yaşayan her birey gibi oda, kaygılarını dile getirmiş..

Bunu bir yerlere çekip,altından başka sonuçlar çıkarmak zorunda değiliz..

Senin alıntı yaptığın ve ya, yorumunu çok beğendiğin kişileri,konularında paylaşmış olman ve beğenmesem de gelip,benim onları karalamam sence ne kadar doğru?

Not: Paylaştığım hiç bir konumun, tiiye alınması için paylaşmıyorum..

Dolasıyla yorum yapacak forumdaşlarımdan da, tiiye almadan yorum yapmasını bekliyorum..

Belkide bunu art niyetle yapmadın, ama ben seni tanımadığım için,bunu bilme şansım yok..

Bu yüzden,konularıma yorum yaparken,yukarıda kullandığın gülme smileyini kullanmamanı rıca ediyorum..

Beni yalnış anlamadığını düşünerekten,katkın ve yorumların için,
sana da teşekkür ediyorum..
Sevgiyle kal!..






-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.12, 12:41 @eleanor65 Nr.: 10 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
özgürlük oluyor bu,farklı yaşam tarzlarına ve tercihlere saygı ve hoşgörü oluyor...
eskiden toplum düzenini ve ahlakını korumak adına bu tür şeyler toplum tarafından çeşitli müeyyidelere maruz kalırdı bu tür gençlerin hem kendileri hem aileleri ikaz edilirdi daha muhafazakar kesimler tarafından kınamalar dışlamalar falan olurdu bu sayede çok kişi cesaret edemezdi böyle şeylere...bir zaman ülkede bu tür müdahalelere karşı bazı sözde aydın ve entel kesimlerein medyanında desteğiyle gösterdiği sert reaksiyon geleneklerine örf adetlerine bağlı insanları sindirdi ve bir vurdumduymazlık bir başıboşluk oluştu bence...ve neticede son sürat gidiyoruz bir yerlere...bunun önüne geçilemez artık...
paylaşım için teşekkürler.
0
 
Beitrag gepostet am 12.04.12, 22:40 @eleanor65 Nr.: 11 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Merhaba Eleanor,
''Toplumumuz nereye gidiyor'' sorusuna herkes kedi kültürel birikimine ve dünyaya bakış açısına göre cevap veriyor sanırım.
Bana görede;
Biz büyüklerin bilinçaltına kodlanmış toplumsal kurallar ve dayatmalarla gençlere yaklaşıyoruz.
Gençler ise, bizim hızına yetişemediğimiz,dışımızda gelişen bir dünyaya ayak uydurmaya çalışıyorlar.
Biz onlara ne kadar kendi bildiğimiz doğruları empoze etmeye çalışırsak çalışalım,onlar,medyanın gücüyle tanıdıkları, renkli ve görselliğe dayalı, dışarıdan ve uzaktan görebildikleri kadarıyla rahat zannettikleri yaşamlara(para,şan,şöhret,itibar) yaşıtları arasındaki rekabetlede hız kazandırıp özeniyorlar.
İnsanın karakteri zordan çok, kolaya daha çok yatkındır.Can Dündar'ın vede toplumun genelinin gördüğü yozlaşma gençlerin kendilerinin uğraşılarının sonucunda değilde birilerinin kendilerine hayatın tüm lükslerini altın tepside sunmalarını istemekten doğuyor.Bu lükse vede dolayısıyla doyuma ulaşamak için kendi bedeni üzerinde toplumun güzel gördüğü şekilde biçim vermek ve bedeni üzerinden prim sağlamak kendilerine o kadar utanç verici gelmiyor.Hatta bunu hayatın bir gereği ve kabul görmenin tek yolu olarak görüyorlar.
Çünkü öyle bir bilinç oluşuyorki,her şeyin pazarlanıp satılabildiği dünyamızda,gençler en kolay satabilecekleri kendi bedenlerini pazarlıyorlar.Rekabeti kendi bedenleri üzerinden yapıyorlar.
Ve toplum nereye gidiyora benim cevabım ise eğer böyle gitmeye devam ederse,gençlik ve onlardan oluşacak yeni nesil birbirinin kopyası, doyumsuz,tembel,kavgacı ve kendi kendini yok edecek bir toplum olacak.

0
 
Beitrag gepostet am 14.04.12, 01:41 @c-yilmaz Nr.: 12 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Yılmaz..

Öncellikle benim sana aktarmak istediklerimi,paylaştığım konunun özünde ne yattığını sanırım anlamamışsın..

Ayrıca ben senin yada bir başka düşünceye sahip olanları 'benim taraf' ve ya 'senin taraf' diye ayrım yaparak bakmıyorum,eğer yapmış olsaydım bu tür konuları hiç bir yerde konu açarak dile getirmezdim..

Yorumlarından,bakış açılarımızın aynı olmadığını ve bir çok politik konularda uzlaşamayacagımızı düşünüyorum,bu da çok doğaldır,aynı düşünmek zorunda da değiliz..
Ve bunu da, herkes üzerinden genelleme yapmadan söylüyorum..

Benim için, yazının kim tarafından yazılmış olması önemli degil,önemli olan anlatılması istenen anafikirdir diyorsun..
İşte seninle ayrıştığımız nokta da, tam burada başlıyor..
Ben zaten anafikir üzerine konuyu,Can Dündar'ın o güzel edebi dili,anlatımı,tespitleri ve tahllilerinin  doğru olduğunu düşünerekten paylaştım..

Bir önceki yorumumda belirttim..

Kimin paylaştığının da elbbete önemi vardır,ama önemli olan konuya doğru bir göz,mantık ve düşünce yapısıyla bakmaktır,yoksa Türkiye'de her kes birşeyler yazmaya çalışıyor..
Ama bu yazdıkları kaçda kaçına ulaşıyor,onu tartışmak gerek..

Gelelim batı-doğu kültürüne;

Yazdıklarından,batı kültürünü de, ya yalnış biliyorsun,ya da, tek bir örnekleme üzerinden değerlendiriyorsun gibi algıladım..

Doğu kültürü: 

Kısaca insan ve insana özgü her türlü düşünceden dan kaçış,sadece tanrıya ulaşma,buna ulaşmak içinde,diğer şeyleri tamamen yok sayma olarak tanımlayabiliriz..
Yani ister klasik dinler,isterse bütün dinlerdeki tasavvuf anlayışlarında,insan hep kaçınılması gereken bir varlık gibi görülür..
İnsana dair her tür anlayışınların silinip,görmezden ge lmeinancının  temel olduğu anlayıştır.. Doğu kültürü kendisi gibi düşünmeyeni,görmeyeni yok sayar ve siler..Kendi düşünce yapısına aykırı ve değişik gelen düşünceyide içinde barındırmaz..

Batı kültüründe ise:

 Asl olan insandır..Her türlü insana ulaşılmaya çalışılır..Bu düşünce batı'da kitleselleşmiştir..
Yaşanır olabilmiştir..
İşte Demokrasi ve özgürlükler bu düşüncenin eseridir..

Örneğin; 
Nietzche,Kafka,Tolstoy,Dostoyevski ve daha binlercesi hep insana ulaşmaya çalışmışlardır..

Ayrıca yalnış bilinen ve önemli bir vurgu da; batıda yaşayan herke batılı değildir..
Doğulu gibi düşünen milyonlar vardır..
Doğuda da aynı,batılı düşünceyi kabul eden milyonlarda burada vardır..
Burada önemli olan;insana ulaşmaya çalışanla,insandan kaçmaya çalışan kültürlerin varlığıdır..

 Batılı insan için; 
Sınırları içinde yaşayan  tümü insanlar için,insan olandan kaçılmaz,insanı olan yaşam çelişkileri neyse,onlar üzerine yoğunlaşıp,şiir,edebiyat ve müzik aracılığıyla ulaşıp etkisini bu yönde geliştirir..

Doğulu içinse;
Batı, her tür insani zaafın yaşandığı yer gibi görülür..
Her iki kültürün kırılma noktasıda burada başlar..

Bana göre;Her iki kültürün bağdaşması çok zor görünsede,insanların birbirlerini tanımaları,anlamaları,karşılıklı görüş alışverişleri yapılmak istenirse zor değildir..
Birebir tanışmalar,bütün bu farklılıkları ve düşmanlıkları kıracak,bu anlamda da gereken yakınlaşmayı sağlayacağına inanıyorum..

Konudan tanım anlamında uzaklaşmış olsak da,senin aracılığınla,batı ve doğu kültürün tanımı yaparak,bilmeyen forumdaşlarımıza açıklık getirmiş olduk..
Karşılıklı saygı ve sevgi ölçüsünde,bakış açılarımız farklı olsa da,biz istediğimiz sürece,çözemeyeceğimiz hiç bir şeyin olmadığını düşünüyorum..
Bu değerleri yok saymayan herkesle sonuna kadar tartışır,eğer yararı olacaksa,o işin çözümlenmesinde,her türlü katkıyı sunmak için,yapabileceğim bir şey varsa,elimden geleni yapmaya çalışacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın..
Yeter ki saygısızlık ve düzeysizlik olmasın..

Yine kısa anlatamadım, bende böyleyim işte..
İstiyorum ki, anlaşılmayacak bir şey kalmasın..

Saygın ve iyi niyetin adına yaptığın yorumların için,ben teşekkür ederim..
Sevgiyle kal!..





-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 14.04.12, 03:55 @gezgin256 Nr.: 13 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Gezgin..

Kişisel tercihlere ve yasam tarzlarının yaşadığımız hizli kültürel değişimle olması gerektiğinin normal olduğunun,otoriteye,her  türlü baskıya,şiddete,ben merkeziyetçi anlayışa her fırsatta hayır denmesi ve gereken eylemleri gerçekleştirilmesi noktasında, karşı konması gerektiğinin farkında olmak,ergen psikolojisinin aileler arasında ve yaşadığımız toplum değer yargıları ölçüsünde,ayrıcalık tanınması,ve ergen psikoloji sürecinin,daha kolay atlatılması yönünde adımlar atılmasının hem aile,hem de yaşadığımız toplumsal değerler adına şart olduğunu düşünüyorum..
 
Ve her fırsatta karşı durulması gerektiğinin altını çizmekle birlikte,elimizden geldiğince bunu her türlü platformlarda savunmak olduğunu düşünüyorum..
 
Ancak benim anlatmaya çalıştığım,bütün bu hizli değişim süreçleri yaşanırken,sosyo-kültürel nedenlerden kaynaklı bir sürü sorun  yaşanırken,kuşak çatışmalarının ve diğer değişimlerin,ailelere ve içinde yaşadığımız toplum değer yargılarına  ters düşse de,en azıyla kurtarmak,onlarla sürekli iletişim halinde olmak,onları iyi anlamak ve onlarında kendibaşlarına birer birey olduklarını hissettirmenin ön koşul olduğunu vurgulamak istemiştim..

Katkın için,sana da teşekkür ederim..
Sevgiyle kal!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 14.04.12, 04:46 @cocaii Nr.: 14 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Cocaii..

Yorumundan anladığım kadarıyla, sen toplumsal değişimden ve bu değişimin yararlarından söz ediyorsun..
Öyleyse; birey, içinde bulunduğu toplumun bir çekirdeğidir..Toplumun alt sistemleri,tek tek bireylerin bütünlüğüyle oluşur..

Yani tek tek bireylerin bütünlüğü alt sistemleri,alt istemlerin işlevsel bütünlüğü ise,sistemi oluşturur..

Sistem kendi içinde kusursuz bir biçim de işleyebilmenin yöntemlerini,kendi doğruları ve kuralları biçiminde oluşturur..

Toplumdaki uyumun algılanabilmesi ve sürdürülebilmesi işlevsel yaklaşımla gerçekleştirilir..
Toplum büyüyerek farklılaşır,fakat özünde değişmez..

Toplumsal değişimlerden yana olan bizler,gençlerimizin tamamen uymasa da, bu değer yargıları görmezden gelerek,ama boyunda eğmeyerek,karşılıklı taraflarca,en iyi bir şekilde kısa atlatılmasını sağlamak,toplumsal çözülmenin [bozulma] öncellikle kendi çevresi,sonrada yakın çevresinde kabul edilebilir davranışlar olmadığı düşüncesinin,ancak  bu şekilde önüne geçebileceğinin doğru düşünme ve davranış biçimi olduğunu söyleyebiliriz..

Örneklere girersem bu sayfa uzar gider..Sanırım konunun özüne ve toplumsal değişim süreci tanımına şimdilik, bu kadar değinmek yeterli..

Bir başka konuda daha ayrıntılı bir bakış açısı sunmak üzere..

Katkın ve yorumların için,teşekkür ediyorum..
Sevgiyle kal!..


-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 14.04.12, 05:00 @su_hayat Nr.: 15 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Sana da selam Su hayat..

Konuya kısa ve öz olarak, çok yerinde yorum getirmişsin ,senin söylemlerin üzerine eklemek istediğim bir şey yok..Zaten eklemek istediklerimi de, yukarıda başka forumdaşlarım aracılığıyla aktarmaya çalıştım..

Paylaşan,emek veren güzel yüreğine sağlık..
En güzel sevgilerle kal!..

Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan,insanlara iyilikle bak..Eğer saçların güzel olsun istiyorsan,bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından..İnce bir bedense isteğin,ekmeğini açlarla bölüş..Ve güzel dudaklara sahip olmak için,sadece güzel sözler söyle..
Audrey Hepburn

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 18.04.12, 01:02 @cocaii Nr.: 16 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam cocaii..

Bu güzel dileklerin ve yorumların için,bende sana teşekkür ediyorum..
En güzel sevgilerle kal!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 18.04.12, 01:25 @hircinkizx25 Nr.: 17 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Bende diyorumki bu toplum sokakta yürürken yerdeki ekmege basmamak icin öpüp basina koyan bu ekmegi yerden kaldiran bu insanlik,simdi yere düsen insani Allahin en degerli yarattigi esrefi mahlukati tepeleyip geciyor. iste bu toplumsal sikintidan vazgecmemiz icin tek care insani sevmekten geciyor.....Insani sevdigimiz taktirde ne toplumda sosyal patlama,ne ekonomi krizi,ne yolsuzluk,ne kavga olur.Dünyada bu baris düzeni bu sayede ancak mümkün olur.Ecdadimizin yüzyillar önce uyguladigi bu recete uygulanirsa sayet Türkiye buna ancak örnek olarak bütün Dünya ülkelerine model olabilir.Fakat ne yazikki mealesef biz Türk milleti olarak önce kendimizi düzelttikten sonra bunlar mümkün olabilir..
0
 
Beitrag gepostet am 18.04.12, 01:28 @eleanor65 Nr.: 18 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Bende diyorumki bu toplum sokakta yürürken yerdeki ekmege basmamak icin öpüp basina koyan bu ekmegi yerden kaldiran bu insanlik,simdi yere düsen insani Allahin en degerli yarattigi esrefi mahlukati tepeleyip geciyor. iste bu toplumsal sikintidan vazgecmemiz icin tek care insani sevmekten geciyor.....Insani sevdigimiz taktirde ne toplumda sosyal patlama,ne ekonomi krizi,ne yolsuzluk,ne kavga olur.Dünyada bu baris düzeni bu sayede ancak mümkün olur.Ecdadimizin yüzyillar önce uyguladigi bu recete uygulanirsa sayet Türkiye buna ancak örnek olarak bütün Dünya ülkelerine model olabilir.Fakat ne yazikki mealesef biz Türk milleti olarak önce kendimizi düzelttikten sonra bunlar mümkün olabilir..
0
 
Beitrag gepostet am 18.04.12, 02:00 @hircinkizx25 Nr.: 19 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam Hırçınkız..

Espriyle de olsa,kısaca iyi tanımlamışsın..
Yorumun için,teşekkür ederim..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 18.04.12, 02:07 @oturanboga Nr.: 20 Antworten
 
Bu toplum nereye gidiyor?
Selam oturan..

Üzgünüm ama, boğa demeye dilim varmıyor..

Her konumda ve her fırsatta yer vermeye çalıştığım sevgi konusunu,
 toplumsal barışın sağlanması ve insanların birbiriyle olan iyi diaoloğlar kurması açısından, sevginin ve hoşgörünün çok önemli olduğu, vurgusunu yaptığın için,sana teşekkür ediyorum..

Sevgiyle kal!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Bu toplum nereye gidiyor?