93 aktive Mitglieder
Alle Kategorien
Liebe und Flirt
Politik
Religion
Arbeit, Ausb. und Studium
Sport
Kultur und Gesellschaft
Musik und Kino
Promis
Philosophie
Mode und Trend
Kosmetik und Wellness
Familie und Kinder
Küche und Rezepte
Computer und Internet
Auto und Motor
Reisen
sonstige Themen
Lob und Kritik zu Turkbase
Turkbase Bekanntmachungen
Finde ich gut!
1
Beitrag gepostet am 29.03.12, 01:39
Nr.: 1
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Kocam bir mühendisti..
Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim..
Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı.
Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu..
İş ilişkiye gelince oldukça içli, hatta aşırı hassas bir kadınım.. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdumduymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı..
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum.
Şaşkınlıktan gözleri açılarak ‘niye?’ diye sordu..
‘Gerçekten belli bir sebebi yok’ dedim, ‘sadece yoruldum.’
Bütün gece ağzını bıçak açmadı.. Düşünüyordu..
Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim...
Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: ‘seni caydırmak için ne yapabilirim?'
Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu.. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu..
‘İşte mesele tam da bu’ dedim. ‘Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim. ‘
‘Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var..
O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hatta ölümüne mal olacak. Bunu benim için yapar mısın?’
Yüzümü dikkatle inceledi ve ‘Sana bunun cevabını yarın vereceğim’ dedi..
Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu..
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu..
Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı..
‘Sevgilim’ diye başlıyordu,
‘O çiçeği senin için koparmazdım’ Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
‘Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.’
‘Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.’
‘Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.’
[Sadık arkadaşın]ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.’
‘Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var..’
‘Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin – gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.’
‘Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.’
Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu..
Gözyaşlarım mektuba düşüyordu..
‘Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lütfen kapıyı aç canım.. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.’
Koşarak kapıyı açtım..
Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi..
Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi.. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim..
Bu gerçek aşktı...
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz..
Oysa aşk hep vardır.. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil… Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz… Ama hep oralarda bir yerdedir..
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir.. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır..
Hayat tam da böyle bir şeydir..
Evli bir çift'in kendi yaşamlarından gerçek bir öykü..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
Beitrag gepostet am 29.03.12, 02:27
@wirbelstrum
Nr.: 2
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Selam..
Eğer gerçek aşkı ya da,sevgiyi arıyorsam,birine ya da bir şeylere sadık olmam gerekiyorsa,öncellikle kendime sadık olmak zorundayım..
Karşıma çıkan öyle ortalama aşklara ya da sevgileri de silmem gerektiğine inanıyorum..
Silemediklerim ise; benim gerçekten isteyerek yaşamak istediğiklerimdir..
Doğru insan olmasından öte,her iki tarafında buluştuğu ortak paylaşımların,çıkarsız,sevgi dolu,büyük bir emek harcanmış,hala bu emeğe olan saygının sürdürüldüğü,bu sevgi ve saygının paylaşımının ilk gün ki gibi, taze kaldığını hissedirebilecek, her iki tarafında, bu konuda aynı emeği harcamaları ancak doğru bir ilişki tanımını tarif etmiş olacaktır..
İkili ilişkiler de en tehlikeli olan tarafların birbirleriyle olan iletişimsizliğidir..
Herhangi bir çift,bir araya geldiklerinde artık konuşulacak çok şeyleri yoksa,ve eğer onca emek verilip o günlere kadar yaşatılmış bir ilişki ise; bu ilişkinin kolay kolay kopartılmayacağını,kopmaması için de,her iki tarafın fazlaca özveri göstermesi gerektiğini düşünüyorum..
Ama eğer bir ilişki her tür paylaşımı tüketmişse,her türlü çabaya rağmen,artık doğrultulamıyorsa,bunu bir yara gibi algılıyacak olursak,o yarayı daha fazla ilerletmeden,yani kangırene dönüşmeden kesip atmamız gerekir..
Değilse, kangren olmuş ilişkileri eğer kesip atamazsak,kendi sağlam organlarımızı da yitirmiş olacağız diye düşünüyorum..
Yorumun için,teşekkür ederim Wirbelstrum..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
Beitrag gepostet am 29.03.12, 02:47
@arayanyolco
Nr.: 3
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Selam Yolcu..
Yorum sunduğun yazında,sen olması gerekeni,Ali Kılıç'ın kaleminden çok güzel sunmuşsun..Özel ilişkilerin doğru işleyişleri elbetteki böyle olmak zorundadır..
Ama bu konuyu paylaşmamdaki amaç; bu hikayeyi okuduğumuz da, olaya düz mantık ya da olması gereken bir ilişki gibi değil de,gerçek sorunu bulup aydınlatmaktı..
Ve bizlere,çok yakınımızdakilere,çevremizdekilerine öyle yakın bir hikaye ki..
Sadece bencilliğimizin ve önyargılarımızın, bizlerin gözlerini kör ettiğini,bu körlüğe bağlı asıl sorunlarımızı çözemeyişimişimizin altını çizmek istedim..
Bilmem anlatabildim mi?
Katkın için,teşekkür ediyorum Arkadaşım..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
Beitrag gepostet am 29.03.12, 02:57
@can_402
Nr.: 4
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Selam Can..
Birde neden bu kadar çabuk bitiyoru açıklasaydın,çok daha iyi olacaktı..
Yani gariban hanımcık neden bir ton sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor..
Ya da erkek kadının yaptıkları dışında olanları yükleniyor..
Buna rağmen neden monotonlaşıyor?
Evlilikleri, ilişkileri bitiren ve tüketen şeyler nelerdir?
Öncellikle bu sorunların yanıtlarını alayım sevgili Can?
Burada paylaştığımız konular eğer bizlerden birer örnek se,öyleyse herkes kendi adına elini taşa koymalı diye düşünüyorum..Evet doğrudur..Evet yalnıştır demekle biz bu sorunlarımıza çözüm üretemeyiz..
Yanıtlarını beklerken, teşekkür de ediyorum..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
Beitrag gepostet am 29.03.12, 03:25
@arayanyolco
Nr.: 5
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Yeniden Selam..
İşte olması gerken yanıt buydu sayın Yolcu..
Bu hikayede,bir taraf sürekli özveri göstermiş ve karşılığını alamamış..[aynı zamanda haklı taraf sayılıyor]
Diğer tarafdaki kadın ise; artık aşkı,heyecanı,ilk günlerde ki gibi bütün nbu duyguları yaşamayışı..
Ben bu sevgide hiç bir tarafı suçlu görmüyorum..
İkisi de kendi çaplarında bu ilişkiyi kotarmak adına çok çaaba harmışlar..
Ancak yalnış olan,tarafların böyle davrandıkları için, birbirlerinden haberleri olmayışıdır..
Evet ilişki de bir tükeniş söz konusudur..
Zaten tükeniş olmasaydı zaten,ayrılma noktasına gelmeyeceklerdi..
Diyelim ki, sen beni çok seviyorsun..Ben de seni..
Ama birbirimize olan sevigimizi ve sürdürmeye çalıştığımız ilişkiyi, farklı kulvarlarda sürdürmeye çalışmamızdan kaynaklı bir tükeniş söz konusu..
İkimizin de,birbirimize böyle davrandığından haberi yok..
Öyleyse bu böyle sürüp gidecek mi?
Ya da nereye kadar sürüp gidecek?
Bunun adını 'biz çok seviyoruz,biz çok mutluyuz' diye koyabilirmiyiz?
Bu ne kadar acı bir olaydır biliyormusun? Benim anlatmaya çalıştığım buydu..
Hazin olması da,doğru bir ilişki olması da, bizim elimiz de..
Eğer bizim dışımızda gerçekleşen bir takım olaylar varsa,o zaman taraflar, illede birileri ve ya toplum adına,birlikte kalmak için, yaralarını kangrene çevirmek zorun da değiller..
Çok sıkı tuttuğumuzu sandığımız ilişkilerimizinde,günü geldiğin de, elimizden kolayca uçup gidebileceğini de unutmamamız gerekiyor..
Yoksa çok hazin bir aşk öyküsü adına paylaşmadım..
Bu ilişkinin yalnışlarını görüp,kendimize doğru paydalar çıkartmamız,böylesi yalnışları iyi anlayıp görmek, en önemlisi de,ikili ilişkiler bağlamında,her tür çözümün konuşularak,tarafların birbirlerini iyi tanımaları,anlamaları ve dinlemelerinden geçtiğini düşünüyorum..
Yorumların ve katkın için,teşekkür edrim Arkadaşım..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
Beitrag gepostet am 05.04.12, 02:46
@eftelya_00
Nr.: 6
Antworten
eleanor65
Bir kadın ne ister?
Selam Eftelya..
Bu söylediklerim, bir çoğumuzun hoşuna gitmese bile,kendi gerçekliğimizden sıyrılma ve ya 'hayır ben böyle değilim' deme şansımızı içermediği gibi,bizleri bu gerçekliklerden sıyırma şanısınında olmadığını düşünüyorum..
Öncellikle çok kıskanç,bencil,bir çok konuda lider olmak [yani her şeye ben karar vermeliyim,benim iznim olmadan,eşim aşkım,sevgilim,nişanlım ] bir şey yapmamalı der gibi..
En önemlisi de, önyargılarımızın çok fazla olduğu ve bu ön yargılarımız yüzünden, karşımızda bulunan insanlar üzerinde yargı koyup,haksız da olsak,çeşitli teoriler üreterek,bizce haksız olanları infaz etmek gibi..
Bizlere dönüşüm anlamında,yaşadığımız psikolji açısından,bütün bu davranışlarımızın getirileri ve faturası çoğu zaman çok ağır geçiyor..
Öyleki böylesi ağırlığın altından kalmayacak kadar..
Bunlar yerine,her tür olumsuz yaşanan birebir ilişkiler de bile,ilk önce olumlu..
Her tür olumlu değerlendirilmeler sonucunda eğer gerçeğe ulaşamıyorsak,ondan sonra, olumsuz düşünmemiz gerektiğini,bunun zaman zaman çok zor olabileceğinin farkında olarak,bu şekilde davranış sergileyip,düşünmemiz gerektiğine inanıyorum..
Tabiiki bu söz ettiğim;
Genel kadın psikolojisi için de,kendi içimizde sınıflandırdığımız [ doğru ya da yalnış] diye nitelendirdiğimiz kendi kişisel doğrularımız,ve asla onlardan vazgeçemiyeceğimizin kanısıyla, geliştirdiğimiz davranış biçimleri..
Böylesi bir düşünüş şekli tamamen düşünsel anlamda bir kısır döngüdür..
Bu kısır döngülerimiz bizleri günü geldiğin de, içinden çıkamayacağımız,çözüm yollarını tamamen tıkadığımız anlamı taşıyacağından dolayı,olayları ve ya kişileri değerlendirirken,asla ilk düşündüğümüz gibi değil,dönüp dönüp önce kendimizi,sonra karşımızdakini sorgulama hakkını kendimiz de görmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum..Böyle olursa,ki ben buna çok inanıyorum..
Hiç kimsenin kusursuz olmadığı gibi bizlerinde,kusursuz olamayacağı anlayaşını hep bir yerlerde tutup,doğru davranış göstermemiz gerektiğini düşünüyorum..
Düşün...
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter...
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
Ya çare sizsiniz yada çaresizsiniz. ..
NIETSZCHE
Katkın için,çok teşekkür ediyorum,sevgiyle kal!..
-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
1
Antworten
Um Beiträge posten zu können, musst du dich vorher einloggen!
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!