92 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 28.03.12, 01:31 Nr.: 1 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
 [Ev ziyareti ; biraz resmi, biraz gayriihtiyari, biraz zorunluluk… Öğretmenliğin görevlerinden biri, tanıma, tanıtma, kaynaşma da denilebilir…]


Bodrum katı; yılların eskittiği bir ev… 
Merdivenlerden inerken geldi yoksulluğun, yoksunluğun kokusu… 
Küçük kız açtı kapıyı, boynuna sarıldı, atladı; öğretmenim gelmiş diye, sarıldılar sevinçle, sanki yıllardır görüşmemiş eski bir akraba gibi, teyze gibi, hala gibi, hatta anne gibi…
 
Dün okuldaydılar aslında, bugün kar tatili fırsat çıkarmasaydı ziyarete, biraz zor gelirdi misafirlik… Candan, samimi, böylesine gülümsetebilmek için bir çocuğu, bu kadarlık fedakarlık, değer diye düşündü tatilde televizyon karşısında pineklemek yerine…
 
Halbuki sınıfta bu kadar candan değildi küçük, çekingendi, tutuktu…  Şaşırdı, sevindi …

Kapıda ayakkabıları çıkartırken daha, kim bilir kaç yılın eskittiği kilim desenli halı ve boş duvarlarla birlikte soğuk çarptı yüzüne… 
Dışarının soğuğu kesemedi içerinin serin kışının bütün azametini… 
Evin içinde almış baş köşe yerini kara kış, acımasız kış... Zalim kış… Hemen içeriye odaya girdiler, kaçar gibi… 
Bir kuzine soba, üstünde güğüm, belli ki misafirin hatırına ısınılacak bu gece… 
Kömür yanacak, soba gümbür gümbür… 
Yeni yakılmış belli öğretmen gelecek diye… 
Isıtmış bütün gücüyle odayı… 
Kimbilir odunsuz kaç kağıt parçası, kaç dakika harcanmış da tutuşturabilmişler sobayı… 
Annesi bakkala gitmiş, kaçıncı kez ekmek parasını , ikram edeceği birkaç bardak çayı, veresiye yazdırmak için belki… 

Yoksulluğun yüzü dışardaki soğuktan daha kötü çarptı birden bire yüzüne;  tokat gibi… 
İnsan varlık içinde yaşarken gerçekten bu kadar yokluk olabileceğine inanamıyor, bilmiyor, unutuyor, diye farkına vardı birden…

Ev arkadaşı vardı, karşıladı sevinçle… Belki lüks bir villada, bir köşkte misafirliğe gidilse bu kadar ilgiyle, hevesle karşılanmaz misafir, diye düşündü öğretmen…

Başarılı bir öğrenci değildi öğrencisi, hatta okumayı bile daha geçen yıl bin bir zorlukla öğrenmişti… 
Ama çok güzel resimler yapıyordu, gülen çocuklar, mutlu çocuklar, sıcak yüzlü samimi çocuklar… 
Ders esnasında bile derse değil, önünde hemen iki dakikada karaladığı resme odaklandığı için çok uyarılmıştı ama, seviyordu resim yapmayı ...
 
Gelir gelmez daha oturmadan öğretmeni, hemen çıkardı resimlerini, yetenekse bu, gerçek bir yetenek diye düşündü öğretmen… 

Hem de bu şartlarda mutlu çocuk resimlerini yapabilmek, kimsenin harcı değil… 
Gülümseyerek, gururlanarak övdü resimleri, daha güzellerini yapabilsin diye, daha mutlu resimleri yaşatsın diye çocuk… 
Gülsün diye, umutsuzluğun içinde umut etmeyi öğrensin, coşkuyla sarılsın, daha bir sıkıca tutunsun diye yaşama, o beyaz resim kağıtlarında bulsun diye kendini…

İki yabancı, iki kader arkadaşı bir yufkacıda çalışırken kesiştirmişler yolları.. 
Benzer çıkmazlarından yola çıkarak, birlikte yürümeyi seçmişler aynı yolda, aynı evi, yemeği, aşı, aşsızlığı, aşksızlığı, belki yokluğu da paylaşmak için, omuz vermek için birbirlerine, sırt sırta vurarak destek olmak için, düşmemek için, tökezlerse birimiz, diğeri tutsun, kaldırsın diye… 

Yol seçmişler yolsuzluğu, yoksunluğu, sevgisizliği…

Yanlış zamanlar, yanlış insanlar seçtiklerini bilmeden mutlu olmak adına ayrı evlilikler, ayrı ayrı hüsran ve hayal kırıklığı, ayrı terörlerde , ayrı ayrı şiddetler içinde yetişmiş iki çocuk… 
Büyümeden çocuklar, en azından kendimize saygımızı kaybetmeden ayrılalım demişler eşlerinden. Ayrılmışlar…  
Birlikteyken kadrini kıymetini bilmeyen ayrılınca senden doğanı sahiplenir mi?.. İlle de bir ceza çekmeli kadın dediğin, ayrılmasını bildiyse, ben de varım, değerliyim, kendimi seviyorum dediyse, çekmeli sonuna kadar… 
Çünkü hakkı yok kadının sevgisiz, saygısız yaşama isyan edip başkaldırmaya…

 Ayrılıkla zulüm bitmemiş, daha çok artmış, yokluk ve yoksunluğun suçu ve günahı iki küçük masum çocuğa ödetilirse daha çok acıtır, acıtsın, hatta kanasın dermişçesine daha fazla üstüne üstüne yürütmüşler eşleri zulümü…
  
Zalimliğin adresi belli mi?.. 
Vefanın ve kadirşinaslığın adı var mı? … 
Demeden…

12 yıldır görmemişti babası, şimdi istiyor çocuğunu, elimden alacak, dedi bir tanesi boynu bükük, çaresiz… 
Bir  diğerinin hiç görmediği gibi ne aramış ne sormuş yıllarca ve hala habersiz, nerede nasıl yaşıyor, umursamazmış babası… Ne demeli şimdi?...  
Sahiden bazen kelimeler yetmez bir çok şeyi anlatmaya, dinledi… 
Dinledikçe bin bir parçaya bölündü yüreği öğretmenin… 
Tuttu gözbebeklerine biriken yaşları, içine aktı…

Asgari ücretle iki kadın üç çocuk, çalışarak bir yere varmaya uğraşırken, işten çıkmış birisi… 
İş arıyormuş, nerede, nasıl olursa… 
Kira, kapıya dayanan kış, odun da bitmiş en sonunda… 
Allahtan bakkal yazıyor veresiye, köyden de geliyor birkaç kuru, dese de bir tarafı kırık yalan belli… 
Yalan da kurtaramaz bazen seni, yoksunluğunu… 
Belediyenin verdiği bir ton kömür nereye kadar yetecek, kömürü tutuşturmaya odun gerek, yürekleri ısıtmaya sevgi…

Aklına iki gün önce neden banyo yapmadın diye hem de iki kez sitem ettiği geldi çocuğa… 
Utandı kendinden… Bilseydim dedi içinden, bilseydim… 
Sordu çekinerek;’’ Banyo yapma şansınız?’’  … ’’Bir aydır, yıkanamadık’’, dedi kadın, odun yoktu, kömür yeni geldi belediyeden, ısınamıyoruz ki yıkanalım… 
’’Allah kerim, bu günlerimizi aratmasın…’’

Sustular , bazen susmak çok şey söylemektir, der gibi….

Kendi evinde her gün işten gelir gelmez girdiği duştan utandı kadın… 
Kendi memur maaşının yoksulluğundan ettiği şikayetten, maaşın yetmediğinden, evin eksiklerini alamadığından ettiği serzenişlere kızdı, içinden kendine kızdı, hayıflandı…
 
Bazen ne çok şeyimiz var, göremeyiz, hiçbir şeysiz kalmayınca… Ne gereksiz şeylerden mutsuzluk yaratırız kendimize?... Neden şükretmeyi bilmeyiz?...
 
Neden bu kadar acımasısız kendimize, neden mutlu olmasını bilmeyiz, elimizdekilerle yetinemeyiz?...

Niçin babalarından istemiyorsunuz, onların da çocuğu, vermiyorsa dava açın, nafaka v.s haklarınız var diye sorunca asıl, o zaman ürperdi verilen cevapla gelen; kadın denilip geçilen, çoğu zaman aşağılanan, küçümsenen kadının gücünden, azametinden, yüreğinden…
 
Hiçbir şeyimiz yok ama, onurumuz var; dedi iki kader arkadaşı, ikisi birden, bilmiyorlar mı, düşünemiyorlarsa, söylemeyiz. Kuru ekmek yeriz, battaniye altında veririz kışa karşı savaşımızı, onurumuzu kaybetmeyiz…

İki asil yürek, işte iki büyük kadın!...

Kimbilir  her gece karanlığında evlerin yanan ışıklarında saklı kaç kadın var böyle yürekli, böyle büyük…

Başını eğdi öğretmen… 
Ellerinden öpmek istedi bu iki büyük kadını… 
Birkaç kuruş bıraktı çaktırmadan ikisine de oturduğu koltuğa, onun da son kuruşuydu halbuki cüzdanındaki… 
Kendine kızdı biraz da, benzer bir yaşamda onlar kadar onurlu, olamadığı için belki de… 
Dualarla kalktı belki az önce veresiye bakkaldan alınan birkaç bardak çay ikramının arkasından …

Kadın olmak böyle bir şey galiba.. Sevgisiz ve saygısız, hatta onursuz yaşamaktansa, yoksunluğun içinde zengin bir kalp taşıyabilmek…

Kadın olmak böyle bir şey!

Kaçımız bu kadar kadınız ?...

 
 
12 Ocak 2012-Sınıf öğretmen'in günlüğünden..

Hikaye gerçek yaşamdan,bir öğretmenin kaleminden yazıya aktarılmıştır..
Biraz uzun olsa da,iki onurlu,yürekli,yaşama ve çocuklarına dört elle sarılmış iki kadının hikayesi..
Hiç yabancı olmadığımız hikaye olmasından öte,herkesin kendisinden ya da, yakın çevresinden okuyacağı kesitler,bizleri bir kez daha düşündürecek mesajlar içermesidir..


Sen kasırgalara dayanmışsın,rüzgarlamı yıkılacaksın!
Başka çaren yok yüreğim;
Dosta,düşmana karşı ayakta kalacaksın..

Can Yücel







-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 28.03.12, 02:36 @can_402 Nr.: 2 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam CAN..
Elbet vardır..
Bizler öylesi anaların,ne kadar kültürlü ve kendimizi yetiştirmiş olursak olalım,bütün deneyimlerimize  rağmen,onların ellerine su bile dökemeyiz Cann..

Ve ben bunu her koşul da gururla söylüyorum..

Bizler o anaların,[herkesin yaşadığı koşul,kendisine ağırdır] olsa da,bizler asla onların gösterceği özveriyi gösteremeyiz..

Çünkü bizler onların yaşadıkları zor koşulları yaşamadık..
Hep en kolay olanları yaşadık..

Kolay olmayan bir sorunla karşılaştığımız da, da hep birilerini suçladık,günah keçileri aradık ve kendimizce de, sözüm ona savunma yaptık..

Dolasıyla bu anlam da, onlarla boy ölçüşmemiz mümkün değil..

Bunun bir çok nedeni var..

Kısaca değişen dünya düzeni,teknoloji yani her istediğimizin elimizn altında olması,aynı zaman da bizleri çok fazla bencilleştirdi..

Kendi rahatlığımızdan,sadece bana,ya da hep bana hep bana ilkelerinden kaçamaz olduk..

Bu bizlere sunulan rahatlık,arkasından kimseye boyun eğmemek ilkesi..

Boyun eğmemek evet her koşul da boyun eğmemek ilkemiz olmalı..

Söz konusu analarımız için olmamalı..

Analarımızın özverisinin,her koşulda bizlere bir deneyim ve bu deneyimlerini,sıra bizlere geldiğinde göstermemiz gerektiğinin altını çizmek istiyorum..


Güzel katkın ve yorumların için,sana teşekkür ediyorum Arkadaşım..




-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 28.03.12, 03:04 @arayanyolco Nr.: 3 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam sana Arayanyolcu..

Resül Alinbasin aracılığıyla, bizlere sunduğun bu hikaye, şiir demiyorum o kadar güzel tahlil edilmiş ki,ifade zorluğu içerisindeyim..

Ve bende anında şu çağrışımı yaptı;

 Erkeklerin yanında,kadınları bu kadar güzel,yerinde,ve  olması gibi tarif eden bir erkeğin,kadınlara dair yaşamışlığı ve bütün bu yaşamışlıklardan çıkardığı güzel ve yerinde bir sentez yapması..

Zaten bütün bunları yazması için,kadınları ne kadar çok sevdiği,onlara değer verdiği,ve bu değerin aynı zaman da,şu an yaşadığımız toplumda,hakkettiği değerleri yaşamadığının da altını çizmekte..

Biliyoruz ki,karşı cinslerin birbirlerine  olan yakınlıkları ve ilişkilerinin temelinde,onlarla çok fazla haşır neşir olmaları ve yaşanmışlıkları yatar..

Bu yaşanmışlıklar kimisine olumsuz,kimine de olumlu yansır..

Ama bizler her nedense bunun farkında bile olamayız..

Sonra da başlarız dövünmeye..

Taa ki o kişiyi kaybedinceye kadar..

Sonrasında da zaten işişten geçmiştir..

Yani bir konuya bu kadar yerinde bir yanıtla,bizlere döndüğün için,seni yüreğinden kutluyorum..
Harika bir konu karşılığıydı..


En güzel sevgilerle ve hep hakkettiklerinle kalman dileğimle..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 28.03.12, 04:19 @coco21 Nr.: 4 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam coco..
Elbette güzel olurdu..
Ancak bu bir öğretmenin birebir yaşadığı,günümüze dair bir hikaye ve gerçeklik..
Yani yukarıda anlatıldığı gibi,bir sınıf öğretmenin böylesine içten,gerçekçi ve yaşanmışlık örneğini onun gibi sunamam ki..

Herkes en iyi kendi alanını sunar ve anlatır..

Eğer bizler onların diliymiş gibi anlatmaya kalkarsak,bu hem haksızlık,hemde sanki onlarmışız gibi olur..

Buda bizim anlatmaya çalıştığımız gerçekliklerden,bizi uzaklaştırmaya neden olur..

Konunun altında ben bunu zaten belirtmiştim,sanırım dikkatinden kaçtı..

Sorun değil,önemli olan varoluşları ve yaşanmış olmalarıdır..

Kimin nasıl anlattığı ve ya sunduğu önemli değildir..Önemli olan yaşanmışlıkları,özünden ayırmadan,olduğu gibi sunmaktır..

Ayrıca sunumlarından çok önemli olduğunu düşünüyorum..

Doğru görsellikler ve yorumlarında olaya çok daha fazla katkı sunduğu düşüncesindeyim..

Yorumun için,ben teşekkür ederim..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 29.03.12, 00:59 @schtark Nr.: 5 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam..

Neden okumadın? Çok mu uzun geldi? Okumadıysan neden eline sağlık diyorsun Schtark?
Bu arada ne zor bir ismin var..bütün sessiz harfler bir araya toplanmış,yazması da zor tabiiki)
Konularımı takip ettiğini,katkılarından dolayı biliyorum,ama rıca ediyorum okumaya çalış,sonra elime sağlık dersin olurmu?

Yinede katkın için,teşekkür ediyorum..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 29.03.12, 15:01 @eleanor65 Nr.: 6 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
cok  güzel  paylasim   herzama  okurum  tek  kelimeyle   süper
0
 
Beitrag gepostet am 29.03.12, 16:14 @eleanor65 Nr.: 7 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
daha kisasini bulamadinmi
-----
NOKTA KADAR MENFAAT ICIN VIRGÜL KADAR EGILMEYIN..
0
 
Beitrag gepostet am 30.03.12, 00:21 @askimsin0 Nr.: 8 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam Aşkımsın...
Yukarıda ki konuya,getirebildiğin tek yorumun bumuydu?  İstersen bir daha oku ve düşünme biçimini biraz sorgula derim..

Teşekkür ederim..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 30.03.12, 00:34 @-sivasingulu- Nr.: 9 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam Sıvasıngülü..

Bende sana sürekli takip edip,okuduğun için,çok teşekkür ediyorum..
Sevgiyle Kal!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 30.03.12, 01:06 @schtark Nr.: 10 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam Schtark..

Önemli olan,az ve öz olması diyorsun..
Haklısın ama sen yinede paylaştıklarımı okumaya çalış..

Katkıların için de, sana teşekkür forumdaşım..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 30.03.12, 04:19 @gulumsebiraz Nr.: 11 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam Gülümse..

Fazlaca olan sorumluluklarımızdan kaynaklı,kendi yaşam biçimlerinimizi belirleyişimiz, bu hedeflerimizin bize olumlu katkılar sunarken,olumsuz bir takım getirilerinden,çoğu zaman omuzlarımızı dogrultamadığımız,kimi zaman da, altında kambur olduğumuz anlarımız ne yazik ki çok oluyor..

Zaten hayat tam da bu değilmidir?

Hayat tüm bunlara rağmen,inadına bir gün fazla yaşamak,
dik durmak,onurlu olmak ve bu onurluluğun devamını sağlamak değilmidir?

Katkın için,sana da teşekkür ederim Gülümse..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
Beitrag gepostet am 30.03.12, 04:42 @gulumsebiraz Nr.: 12 Antworten
 
İki yürekli Kadın..
Selam..

Aynen öyle Gülümse..

Sevgisizliğin yerini şiddet,öfke,kan,taciz,tecavüz ve anlamsız savaşlar alıyorsa,istesek de gülümseyemiyoruz..

Bazen söylenecek o kadar çok şeyiniz olur ki,ama an gelir nutkunuz tutulur,söylemek istedikleriniz boğazınız da düğümlenir..

Ve susarsınız...

Ancak bu haklı bir suskunluktur,içi boş suskunluklara benzemez..

Bu suskunlukların içerisinde çok haklı yaşanmışlıklar ve haklılıklar vardır..

Böylesi suskunluklardan korkmak gerek..

Yorumların  ve katkıların için,tekrar çok teşekkür ediyorum..
Sevgiyle kal!..

-----
Herkes İnsanlıgı Degiştirmeyi Düşünür Ama,Kimse Önce Kendisi
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
İki yürekli Kadın..