Bildigini zannettigi halde bilincsizce yasayan insanlardan hep uzak kalmisimdir. Zira böylesi insanlar düsüne ve fikirlerinde saplantilidirlar. Kendisi bir beser oldugu halde yine kendisi gibi bir beserin düsüncelerine saplananlar ise, kendi üretkensizligini görmez ve sürekli bir takim kisi ve düsüncelere siginmaya kalkar.
Bir seyleri savunurken mutlak degismez dogrularin gölgesi altinda kalmayi tercih etmeli insan. Zaman icinde degiskenlik arz eden ve göreceli (izafi) olan dogrular, o günde kalir ve gelecege tasiyamaz insani. Bu anlamda mutlak ve degismez dogrularimizin da sorgulanmasi gerekir.
Iki art iki esittir dört eder. Bu degismez bir hakikattir. Dün öyleydi, bugün öyle kalacak ve gelecekte de degismeyecektir. Bu anlamda hangi düsünce ve fikir olursa olsun mutlak gözüyle bakilmamali, zaman, mekan, konum ve sartlara göre degerlendirilmelidir.
Bir müslüman icin degismez hakikatler vardir. Bunlarin asri, zamani, mekani, sarti ve konumu ne olursa olsun degiskenlik arz etmeyecegini bilmelidir. Allah birdir, Kitabimiz Kurandir, peygamberimiz Muhammed Mustafadir. Bunlar degismez hakikatlerdir. Bunlarla inanan insan oynayamaz, yerinden dahi kimildatamaz.
Bu anlamda savundugumuz düsünceler, fikirler veya kisilerde bizim gibi bir insan olmalari hasebiyle, ne düsünceleri ne yasamlari ne de fikirleri ilelebed degismez anlamini tasimazlar. Icinde yasadiklari dönem icin en dogrusunu yapmis olabilirler ancak bunlar kiyamete kadar degismez mutlak dogrular degillerdir. Öyle de görülmemelidir aksi takdirde, medeniyet yokuslarinda tirmanma gayretimiz atil kalir.
selam ve hürmetlerimle...
-----
Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir...