|
|
|
yapıcı olmak herkesin harcı değil |
Bu gün sizlerle çok güzel ve bir o kadar da özümüze dönüp,
benliğimizi sorgulamamız gerektiğini hatırlatacak bir hikayeyi paylaşmak
istedim.
Meşhur bir ressamın öğrencisi sonunda eğitimini tamamlar. Büyük usta
öğrencisini uğurlarken kendisine bir tavsiyede de bulunur. Yaptığı resmi
şehrin meydanına koymasını, yanına da kırmızı kalem bırakmasını ister. Resmin
yanına da, halktan resimde beğenmedikleri yerleri çarpı işareti ile
işaretlemelerini yazan bir levha koymasını önerir. Öğrenci bunu aynen yapar.
Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiği zaman, resmin her tarafının
çarpılar içinde olduğunu görür ve üzülür. Ustasına giderek "Resmim
beğenilmedi" diye dert yanar. Usta öğrencisine, yeni bir resim daha
yapmasını ve tekrar aynı meydana koymasını söyler. Fakat bu kez tablonun
yanına bir paket boya ile birkaç fırça koymasını söyler. Tablonun yanına bu
kez tabloda beğenilmeyen yerlerin boya ve fırça ile düzeltilmesini isteyen
bir levha koymasını söyler. Ressam bunu da yapar. Genç ressam birkaç gün
sonra resmin yanına gider. Bir de bakar ki ne görsün! Resme hiç dokunulmamış.
Seviç içerisinde ustasına gider. Ustasına bunun sebebini sorar, aldığı cevap
şaşırtıcıdır: "Birinci resimde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar
eleştiri yağmuruna tuttuklarını görmeni istedim. Hayatında hiç resim yapmamış
insanlar senin resmini karaladı. İkincisinde ise, onlardan yapıcı olmalarını
istedin. Oysa yapıcı olmak kolay değildir, herkesin harcı da değildir. Yapıcı
olmak eğitim gerektirir. Akıl gerektirir. İnsanlar bir konu hakkında fikir
yürütürler ama iş onu yapmaya gelince bir çok kimse cesaret edemez...
ALINTI
|
|
|
|
|
|
|
|