16 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 13.02.14, 08:26 Nr.: 1 Antworten
 
Sanattan, Sanatciya...

...






Siz hic bir insanin, bir hayvani isaret ederek, „bu
hayvan bana nazar etti“ dedigini duydunuz mu?
Hayvanlar nazar
eder mi?
„Koyun bana nazar etti“, cümlesi ne kadar gülünc
bir mana tasiyor.
Bakmak degil, herseye „Tevhidi nazar“ ile
bakabilenler yine herseyde „Bir“ olani göreceklerdir.
Görülen
O „Bir“‘in ise her seye samil oldugunu anlayacaktir.
Kainati
bir bütün olarak kabul edecek olursak bu, her seyin bir bütün
olmasi ile, bu bütünün her seyi temsil etmesi manasini
tasir.
Bakislarimizla takili kaldigimiz noktayi genisleterek,
tüm kainati, kainati tefekkürümüzle de yine O bütünü
görürüz. Yalin ve sade olarak bir yere takili kalmak, bütün
olandan bir parcayi yok sayarak „olmasa da olur“ demek gibi
bir mana verir ve bu „bir insanin bir eli olmasada olur“ gibi
arizi bir mana tasir.
Kainat bütününden dünya gezegenini
cikardigimizi düsünelim, böyle oldugu takdirde milyonlarca
yaratilmislardan bir parcanin alinmasi demektir.
Dünyayi
kainatdan uzaklastirdigimiz zaman, bu mesele bir insanoglu icin
yasamayi manasizlastirir. Binler hatta milyonlar parca dahi olsa
bir bütünü olusturan, hic bir parcayi o bütünden uzak
düsünemez, ayiramayiz.
Sunu rahatlikla ifade edebiliriz.
Bütün, parcalardan olusur, parcalar ise bütünün vazgecilemez
birer lazimidir. Biri olmadan digeri olamaz.
Bir kitabin
sahifelerine ne kadar bakarsaniz bakiniz, ilim elde edemezsiniz.
Zira ilim sahifelelerden dogmaz. Her sahifeye kelime kelime, cümle
cümle, satir satir, nakis nakis islenmis manalar, „bilgi“
sahibi olunmasina vesiledir. Yani parcalardan olusan bir bütün.
O bütün ise (kitap), parcalarsiz (kelime ve cümleler) bir mana
tasimiyor.
Her eserin bir müellifi (yazari) oldugu icin,
okunan eser kisiyi kitabin müessirine (ustasina, yapanina)
götürür.
Aynen bunun gibi Kainat kitabinin sahifelerini sade
ve yalin bir bakisla seyreden kiside, bu muazzam kitabin müellifi
(yazari, ustasi) olan Sanii Zu’l Celaline ulasamaz.
Ne zaman
ki, yalin bir bakisin ötesine gecerek, tefekkür boyutlu bir
bakis ile (nazar), bu sahifeleri okumaya yönelir ve anlamini
kavrar, bilir ve düsünür, iste bu boyutdaki manevi nazar,
kisiyi Kainat Kitabinin Müellifi Sanii’ne (sanatkar olan
yazarina, yapanina) götürür.

selam ve hürmetlerimle...

NOT: Yazilar neden böyle cikiyor, bilemiyorum. Sahsimdan kaynaklanmadigini bildirir, özrümü beyan ederim...


-----
Edebli edebinden susar, Edebsiz ise ben susturdum sanar...Me
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Sanattan, Sanatciya...