43 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 07.02.14, 19:21 Nr.: 1 Antworten
 
Ölcümüz Nedir...




Yusüf aleyhisselam
gibi büyük bir Peygamberin bile, (Benim nefsim kötü şeyler
istemez demiyorum) buyurduğu hakikatini biliyoruz. Bir
Peygamberin dilinden bu söz sadir olabiliyorsa, bizleinde o halde
oturup düsünmesi gerekmez mi?


Nefse hakim olmak ve
bunun mikdarı herkes için değişir. İnsan bunu kendi bile
anlayamaz. Hele iffet ve namus ve toplum icinde kendini cekmek ve
sakinmak gibi dersini dinden değil de, yalnız aklından alan
kimseye göre, namusun, iffetin, sakinmanin, hayanin ve edebin
kıymeti, namuslu tanınmak düşüncesinden ileri gitmez.


Namusun kıymeti ne
kadar bilinirse bilinsin ve akıl ve düşünce ne kadar yerinde
olursa olsun, insanın yaratılışında bulunan ve herkesi
aldatabilen nefs karşısında, akl başarısız kalabilir. Bunun
için, daha başlangıçta, nefsi kımıldatmamak ve onu tahrik
eden yolları kapamak lazımdır. Madem nefis sözkonusudur o
halde kadin veya erkekde bunun baslangici, kendisine cazip gelen
diger cinste baslar.


Ne kadar masum
görünsede kimse kendinden emin olamaz ve “biz yanlis
yapmiyoruz” diyemez. Nasil ki kumar ve icki kücük seylerle
baslar ise insanin ve özellikle günümüzde cok olagelen Aile
yikimlari da masum seylerle baslar. Yine cagimizin en cok endise
ile takip edilen iletisim ortamlarindan olan Internet, bu konuda
belki en güzel örneklerden biridir. Son yillarda yapilan
arastirmalar göstermistir ki, Internet ortaminda Chat denilen
karsilikli yazisma imkaninin en cok kullanan cins olarak kadinlar
önde gelmektedir. Medyatik bilgilendirmelerin! İnsanlari ailenin
huzur ortamindan, dis dünyaya ceken ve karsi cinse karsi bir
heyecan ve merak duyma eylemine sevk eden bu ortam, Maalesef bir
cok ailenin özellikle yeni evli genclerin bosanmalarina kadar
götürmüstür meseleyi.


Bu konuda inansin
inanmasin, her insan icin gecerli olan bu durum özellikle
müslüman kadinlarinda ilgi duyduklari bir ortam haline
gelmistir. Masum gibi görünen, sohbet, bilgilenme ve kardeslik
duygulari söylemleri ile yappilan bu eylemler aslinda, iyice
düsünüldügünde pek de masum olmadiklari görülmektedir.
Hatta öyle ki hayat da hic görmedigi, tanimadigi ve kendisine
tamamen yabanci olan erkeklerle, “kardesim, abim” gibi masum
gerekcelerle sabahlara kadar yazisabilmekte ve buna üstelik dini
kilif da uydurabilmektedir.


Bir müslüman kadin
nerede bulunursa bulunsun, bu net ortami da olsa ve görünmüyor,
berabert oturmuyoruz gibi bahanelerin arkasina gizlenip
yazismasinin sakincali oldugunu bilmeli, en önemlisi de
karsisindaki erkegin kendisine yabanci oldugunu bilmesi gerekir.
Bu konuda hüküm verecek olan aklimiz degil, Allahdir.


Istisnai halleri
disarida tutmakla beraber, mesela, bilgi paylasimi icin kurulan
forumlar ve sahifeler ki, buralarda hakikaten karsilikli
bilgilendirme ve din adina bir seyler ögrenme gayesi olabilir,
sadece bir arada, bir oda da beraberce karsilikli yazismak,
sakalasmak, eglenmek adina yapilan yazismalarda vardir ki bunun
tasvip edilmesi mümkün degildir.


Kimse birbirini
görmüyor, kardesiz, bir aile gibiyiz gibi güya masum ifadeler,
bizim icin bir gerekce olmamalidir. Bu konuda verilebilecek
örnekler cok olmakla beraber, bir gün resulullah huzuruna gelen
bir Âmanin iceri girmesi neticesinde Hz. Aise Validemizi perde
arkainsa gecmesini söylemesi doin derece güzel bir örnektir. Hz
Aise Validemiz gelenin Âma oldugunu ifade etmesi üzerine
efendimiz (s.a.v) “Sen de Âma degilsin ya” diyerek kendisine
mahrem olan bir kimseyle bir arada olasini, Efendimiz de oda da
olmasina ragmen yasaklamistir. Görmeyen bir kimsenin bir arada
olmasina cevaz verilse idi herhalde bundan daha iyisi olmazdi.
Evet görünmüyor olabilir ancak Net alemi bir Meclis ise, bu
alemin bir arada bulunma sekli yazisma veya karsilikli konusmadir.
Ki bu bir beraberliktir. Meselenin teknik boyutuna gelince!


Nefislerinin,
isteklerine ve lezzetlerine dayanamıyan, iradesi gevşek
kimseler, medeniyetin terakkisi, ilericilik gibi yalan isimlerle,
vicdanların bu frenini koparmış, kendilerine pek tatlı ve
yaldızlı görünen, güya islami kardeslik  hayatı
kurmuşlardır. Nefslerinin zevkleri peşinde koşanlar, bu hayatı
hızla yaymaktadırlar. Bunun ismini de masumane ifadelerle
gecistirmekteler.


Her seyi gören ve
bilen bir Allaha inandigi halde böylesi pek masum ve günahsiz
gibi görünen hususlarda, Peygamberimiz kör olan bir erkege
bakmayi hanimlarina yasaklarken “o görmüyorsa da siz onu
görüyorsunuz diyerek, aslinda günümüzde masum gibi kabul
edilen körlügün dahi mahremiyete engel olmadigini ifade
ederken, bugün sosyal hayatimizda ve hele net ortaminda acaba
bunu ne ile gecistirecek ve huzurda hesab  vereceklerdir.


Kadınlara hak
tanınmasını, onlara hürriyyet verilmesini, kadınlardan daha
çok isteyen erkeklere dikkat edilirse, bunlar, güya din
kardesligi kisvesi altinda aslinda nefislerini bir kac saatligine
de olsa sanal veya sosyal hayatda tatmin etmek durumundalar. Özel
hayatlarinda kendi eslerine göstermedikleri yakinlik ve
samimiyeti yabanci olan kimselere gösterme ve buna islami kilif
bulma da son dönem modalari arasindadir .


Bu zevallılar, başka
erkeklerin de, kendi kadınlarına, kızlarına ve kızkardeşlerine
böyle serbestçe yazabileceklerini düşünmezler. Yahud o
zevklerle, lezzetlerle kendilerinden geçerek, bu can sıkıcı
zararı unuturlar, veyahud zevklerine, nefislerine karsi, onları
feda etmekden de çekinmezler.


Bugün Avrupada,
nikahlı, nikahsız kadından ucuz bir şey yokdur. Müslümanlıkdan
daha dogrusu onun özünden uzaklaşan  kadınlar da, bu hale
sürüklenmektedirler. Ve her isin basi oldugu gibi bu islerin
basi da, aslinda dinin temelinde olan kendini cekmek, sakinmak,
edebli davranis, haya ve yabancilardan hicab etmek gibi
hususlarin, basite indirgenip, bunu yapmaya calisanlari,
gelenekci, dar kafa vs gibi nitelemelerin oldugudur.


Erkekler sormali,
yabanci bayanlarla yazistiginiz gibi kendi hanimizin yabanci
erkeklerle yazismasini, velev ki tanis olsalar dahi kabullenmekte
icinizde en ufak bir sizi duymazmisiniz. Ayni husus kadinlar icin
de gecerlidir


Net ortaminin tamamen
kötü ve bos oldugunu ifade temek degildir niyetimiz. Bizim
kabulümüz olan genel bir kadie geregi “Esyanin asli mübahtir”.
Onu helal veya haram kilan husu ise onun nasil kullanildigdir.
Yine bir kaide geregi “Harama götüren illet de haradir”
geregi sayet kullandigimiz esya helal dahi olsa bizi dinin
onaylamaidigi birtakim eylemler sevk ediyorsa, bunun kendi
kanaatimiz ve düsüncelrimizle gecistirilebilmesi mümkün
degildir. Ancak bu herkes böyle yapiyor demek de degildir.
Yazimizdan maksadimiz, meseleyi böyle degerlendirenler icindri.
Yoksa elbette bu imkan ve nimeti geregi gibi kullanan insanimiz
vardir. Ve bu bir anlamda okumayi sevmeyen bizim gibi toplumlar
icin gelsime noktasinda da iyi bir aractir. Bizim niyetimiz her
gün sayisi artan sohbet odalarinda vakit gecirmekten,
eglenmekten, stres! atmaktan baska bir niyeti bulunmayan ve
saatlerini bosuna geciren insanlari dile getirmekten ibaretdir.


Müslüman erkek veya kadin kiskanc olmalidir. Bu
Efendimizin tesbitidir. Bir erkek veya kadin esinin bu tür, “bir
zaruret” olmadan yazismalarina göz yumabiliyorsa burada durup
su sorunun sorulmasi gerekir. Bu hangi dinin emridir?

selam ve hürmetlerimle...





-----
Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir...
0
 
Beitrag gepostet am 07.02.14, 19:22 @yusufbahri Nr.: 2 Antworten
 
Ölcümüz Nedir...

bu yazilar neden böyle cikiyor acaba, subhanAllah...


selam ve hürmetlerimle...


-----
Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir...
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Ölcümüz Nedir...