|
|
|
Kişilik”le “dişilik” arasında kadın |
YAZI- ALINTIDIR...
Tesettür, tarihte kadına yapılmış en büyük ikramdır. İnsanların önüne çıkaracak bir
erdemi, bir kimliği, bir kişiliği bulunmayan bir kadın ille de farkedilmek
istiyorsa, insanlara “dişiliğini” gösterecektir; kişiliği yerine dişiliğini.
Yani tesettürü emreden Kur’an’ın kadına verdiği açık mesaj şudur: Dişiliğinizle
kendinizi görünür kılmak yerine kişiliğinizle/şahsiyetinizle erkek egemen
dünyada hak ettiğiniz saygın yeri alın. Onun için tesettür, kadının insan
kimliğini teninin önüne koymak demektir.
Tesettür emri, ancak bu yaklaşımla doğru anlaşılabilir. Tesettüre karşı
çıkanlar, bilerek veya bilmeyerek kadını kimliksiz ve kişiliksiz yapmak
isteyenler, onun teninden haksız kazanç sağlamak isteyen, onu metalaştıran, onu
hep edilgen ve zevkine hitap eden bir nesne olarak görmek isteyenlerdir.
Neden böyle isterler? Dikkat ederseniz, kadını kimliksiz ve kişiliksiz görmek
isteyenlerin hemen hemen tam***** yakını nefsine kul olmuş erkeklerdir. Neden?
Çünkü kimliksiz bir kadının bedenini, estetiğini daha çabuk istismar
edebilirler, örseleyebilirler, ondan yararlanabilirler. O sebeple kadının
örtüsüne yönelik her düşmanlık, farkında olunsun ya da olunmasın, aslında
kadının bedenini istismara açmak isteğinden başka bir şey değildir.
Sonuç: Modern kadın, dişiliği erkekler tarafından tepe tepe sömürülmek amacıyla
kişiliği yok edilen kadındır. Eğer Müslüman kadın, tesettürü kişiliğin öne
çıkarılması için dişiliğin örtülmesi olarak görmeyip, onu dişiliğini öne
çıkarmanın bir aracı kılıyorsa, o tesettür tesettür değildir.
Ona “örtülü çıplak” derler.
Siz kendi değerlerinizi dalgaya alıyorsanız, sizi kim ciddiye alır?
selam ve hürmetlerimle...
----- Her bakan göremez, her gören mutlaka bakmistir... |
|
|
|
|
|
|
|