118 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 17.05.12, 08:22 Nr.: 1 Antworten
 
Münafıkın gözü olmasa idi

Bir gün öğle nemâzından sonra, Cebrâîl aleyhisselâm yetmişbin melek ile gelerek, En'âm sûresini getirdi. Resûlullah hazretleri o gece bütün Eshâb-ı kirâmı Âişe r.a hazretlerinin evinde topladı. Kandil yakıp, Sûre-i En'âmı okudular. Kandil  ışıksız oldu. 

Resûlullah hazretleri Ebû Bekr hazretlerine buyurdular ki, 

- Yâ Ebâ Bekr, kandili ışıklandır. 

Bir sâat sonra yine karardı. 

Hazret-i Resûl-i ekrem yine buyurdu. 

- Yâ Ebâ Bekr, kandilin ışığını çoğalt.

Hazret-i Ebû Bekr, kandili ışığını çoğaltmak için kalkdı. Bakdı ki kandilin yağı tükenmiş. 

Dedi ki, 

- Yâ Resûlallah! Kandilde yağ kalmamış. Bu gece yağ almak imkânımız da yokdur. Kandil bize lâzımdır, kelâm-ı Rabbilâlemîni okuyalım. 

Hazret-i Resûlullah buyurdular ki, 

- Bir mikdâr kendi ağzının tükrüğünden kandile damlat. 

Âişe-i Sıddika hazretleri buyurur ki, 

- Babam bir mikdâr ağzının suyunu, Resûlullah hazretlerinin emr-i şerîfi ile kandile damlatdı. Kandilin ışığı çoğaldı. Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin emr ve fermânı ile şiddetli bir ışık oldu ki, Eshâb-ı kirâmın gözlerini kamaşdırdı. 

Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretleri buyurdu ki: 

- Bu kandili söndürmeyiniz! 

Kırk gün kırk gece o kandil, Âişe-i Sıddîka hazretlerinin evinde yandı. 

Bir münâfık hazret-i Âişenin evine geldi. O kandili gördü. 

- Ne acâib kandil, kırkgün kırk gecedir sönmez, dedi. 

O sâatde o kandil söndü. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi: 

- Yâ Muhammed! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri buyurur: 


"Ben çeşm-i bed [fenâ bakışlı] kullar da yaratdım. Eğer o münâfıkın gözü olmasaydı, kıyâmete kadar o kandil; Ebû Bekrin 'radıyallahü teâlâ anh' ağzının suyunun bereketi ile sönmez idi."

-----
sên ' qönLümün yüKüsün ' omZumun DêqiL...AyPaRCaM 
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Münafıkın gözü olmasa idi