mevlananin altin kirk kurali 1. kural: Yaradanı hangi
kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.
Şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık
geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla.
Yok, eğer, tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan,
sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
2. kural: Hak yol unda
ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil. Kılavuzun daima yüreğin
olsun,omzun üstünde ki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol silenlerden
değil ! 3. kural: Kur’an dört seviyede okunabilir. İlk
seviye zahiri manadır. Sonra ki batıni manadır. Üçüncü batıninin
batınisidir. Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz
kalır tarif etmeye. 4. kural: Kainattatki her zerrede
Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede,
havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi,
onu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.
5. kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl
temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye
tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: Bırak kendini,
ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap
düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa
harap bir kalpte var! 6. kural: Şu dünyadaki çatışma,
önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere
fazla takılma. Aşk konusunda dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz
olur. 7. kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak,
sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini
ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
8. kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar
kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.
Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri
var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği
gerçekleşmediğinde de şükredebilendir. 9. kural: Sabretmek,
öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir?
Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah
aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler
ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
10. kural: Ne yöne gidersen git, doğu,batı,kuzey ya da güney-
çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine
yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır. 11. kural: Ebe
bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz.
Ssenden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara,
sancılara hazır olman gerekir. 12. kural: Aşk bir seferdir.
Bu sefere çıkan her her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa
değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur. 13. kural:
Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca
,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp
kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona
hayran olmaya değil. 14. kural:Hakk’ın karşına çıkardığı
değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil
seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye
endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi
olmayacağını? 15. kural: Allah, içte ve dışta her an
hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış
birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire
eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı
ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
16. kural:Kusursuzdur ya Allah, onu sevmek kolaydır. Zor olan
hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi
ancak sevdiği ölçüde belebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini,
Yaradan’dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir , ne
layıkıyla sevebilirsin. 17. kural: Esas kirlilik dışta
değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar
kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla
çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
18. kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın
içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç
bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara,
dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir.
Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak
Yaradan’ı tanır 19. kural:Başkalarından saygı,ilgi ya da
sevgi bekliyorsan önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini
sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde
dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.
20. kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir
çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir. 21. kural: Hepimiz farklı
sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını
isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı
göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk’ın
mukaddes nizamına saygısızlık etmektir. 22. kural: Hakiki
Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri
aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak
yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
23. kural : Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve
emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki
ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir
kurcalar oyuncağı , kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir , ya kıymet
bilmeyiz. Aşırılıklardan uzak dur. Sufi ne ifrattadırne tefritte. Sufi daima orta yerde…
24. kural : Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en
şereflisi, attığı her adımda Allah’ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu
hatırlayarak , buna yakışır soylulukta hareket etmelidir. İnsan yoksul
düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı
dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
25. kural : Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de
şu an da burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve
pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında. Ne vakit birileriyle
kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme
düşüveririz. 26. kural : Kainat yekvücud, tek varlıktır.
Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin
ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.
Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı
mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.
27. kural : Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da
sana öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf
yankılanır, şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk
gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin herşey
değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir. 28.
kural : Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek
ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne
geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.
29. kural : Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek
değildir. Bu sebepten,”ne yapalım, kaderimiz böyle”deyip boyun bükmek
cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol
ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya
aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında
çaresizsin. 30. kural : Hakiki sufi öyle biridir ki
başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta
iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü
laf etmez. Sufi kusur görmez kusur örter. 31. kural
: Hakk’a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her
insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi
ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp…
Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.
Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ,ne yazık ki
daha da sertleşerek çıkar. 32. kural : Aranızda ki
perdeleri tek tek kaldır ki Allah’a saf bir aşkla bağlanabilesin.
Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak
için kullanma. Bilhassa putlardan uzak dur, dost. Ve sakın kendi
doğrularını putlaştırma. İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük
taslama ! 33. kural : Bu dünyada herkes bir şey olmaya
çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı
olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk
ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
34. kural : Hakk’a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir.
Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.
Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır;
emin bir beldede yaşar. 35. kural : Şu hayatta ancak
tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Allah’a
inanmayan kişi ise içinde ki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana
kadar gıdım gıdım ilerler kişi. Ve ancak tezatları kucaklayabildiği
ölçüde olgunlaşır. 36. kural : Hileden,desiseden endişe
etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, sana zarar vermek istiyorsa,
Allah da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri
düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır
karşılıksız kalır, ne bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile
kıpırdamaz. Sen sadece buna inan ! 37. kural Allah kılı
kırk yaracak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki
sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye
geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır; bir de ölmek zamanı.
38. kural : Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye
hazır mıyım ? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında
olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek
mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık ! Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.
39. kural : Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan
giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın
yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz. Her şey
yerli yerinde kalır, merkezinde… Hem de bir günden bir güne hiçbir şey
aynı olmaz. Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.
40. kural : Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk
peşinde mi koşmalıyım, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye
sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın hiçbir sıfat ve tamlamaya
ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde.. |