Cok güzel.Ilkönce bana niye geldi diye düsünürdüm,keske gelse

utancimdan yerin dibine girerdim galiba

İnsanların Peygamberlerden
öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!”
sözüdür.

Buhârî, Enbiyâ, 54;
EbuDâvûd, Edeb,

Allah sizin ne dış
görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Müslim,
Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;

Ahmed b.
Hanbel, 2/285, 539

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise
bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O,
kalptir.

Buhârî, Îmân, 39;
Müslim, Müsâkât, 107

Bence bu sitedekilerin cogu ona küfür dahi ederdi. Cünkü mevcut durumdan memnunlar. Resulullah s.a.v. zamanindaki düzenbazlarda öyleydi, Peygamberligini kabullenemediler, fazla geldi. Simdiki Türkiyedede aynisi olurdu diye düsünüyorum. Ama bana nasip oldu, onun mezarini ziyaret etmeye(aglamaktan utanmiyorum)

öyle bir hissi yasamayanlar cok bizim millette. Onu sevemedi bu cahil millet. Ondan iyimser yorum yazamam

bir ümit var
hadis-i $erifde buyurdugu gibi
Ne mutlu o kimseyeki,Ayibi baskasinin ayiplatiyla
kendisini ali koyar.
ve diger bir hadis-i serifde
 her i$ittigini ba$kalarina anlatmak(söylemek) insanin kendisine günah olarak yeter.
eger efendimiz.s.a.s yasamini,sünnetini ögütlerini yasamimiza gecirebilirsek
gelmezsse bile en azinda sefaatini istemeye yüzümüz olur.
yine diger bir hadis-i $erifte
ya hayir konu$ ya da sus
efendimiz s.a.s evimize gelmesi icin bize uygulayacagimiz receteyi vermis.

bu baglamda kissa bir hikaye
ÜÇLÜ TEST


Bir gün meshur filozof aristo’ya bir tanıdıgı geldi ve bir yakın arkadası hakkında ona bir seyler
söyleyecegini fısıldadı.
aristo kulagına fısıldayan adama döndü dikkatle baktı ve söyle dedi:
“Biraz sabret önce seni üc
basamaklı bir testten gecirmek istiyorum.
Adam saskındı:
Üc
basamaklı test mi?
Evet dedi aristo birinci test gerceklik testidir.
Söyle bakalım söyleyeceklerin gercek
midir arsadtırdın mı? Gercek
oldugundan emin misin?”
Adam durakladı ve itiraf etti:
 Aslında sadece duyduklarımı
söyleyecektim…
Anlasıldı  dedi aristo söyleyeceklerinin gercek
olmadıgından emin degilsin.
Evet
değilim.
Sonra eklediimdi testin ikinci basamagına gecelim: Bu da
iyilik testidir. De bakalım bana arkadasım
hakkında söyleyeceklerin iyi seyler mi?
Hayır.
su halde bana onun hakkında kötü bir sey söyleyecektin. Dedi aristo. Üstelik bunların dogru oldugundan da emin
degilsin. simdi sıra ücüncü basamagında ve belki bunun gecebilirsin. o da;
yararlılık testidir. Simdi söyle bakalım anlatacagın seyler yararlı seyler
midir?
Adam ictenlikle itiraf etti:
Hayır degil.”
Bunun
üzerine aristo söyle sordu::
Söyleyecegin seyler gercek degil iyi degil ve yararlı
da degilse bana niye
söyleyesin?

Hikaye neler söyler:
Baskaları hakkında
konusacaksak biz de kendimizi üclü
testten gecirelim.
Kötü yararsız ve
gercekliğinden emin olmadığımız sözleri tasımayalım ve baskalarına
söylemeyelim.
Arkadan konustuklarımız; bir kisinin hoslanmayacagı seylerse
bunun adı “gıybet”tir. Konustuklarımız gerçek bile olsa bu böyledir.
Dinimiz
gıybeti haram kılmıstır.
Hz. Peygamber söyle buyurur: “Ya hayır söyle ya
sus.”
Baskalarını gıybet ve dedikodu; dostlugu sevgi ve samimiyeti
öldürür ve yok eder.
Bir ayet dedikoduyu söyle değerlendirir: “Sizden
biriniz ölü kardesinin etini
yemeyi sever mi ?”
·“Kisiye her duyduğunu söylemek günah olarak yeter.”

iste buyur en bariz bir örnek.
efendimiz .s.a.s  sünnetini,hadislerini
ALLAH c.c hüküm ve emirlerini ne kadar ciddiye aldigini
hadislerin tam tersini yaparak
yorum yazmis.
birde kalkar onu bunu begenmez.

insanlarin kusuru hatasi yanlisi olur
iste onun icinde efendimiz s,a,s hadisinde diyorki
kisi kendi kusur ve eksiklikleriyle
ugrassa baskalarin eksikliklerini,kusurlarini
görmeye vakti kalmaz
ama insan bile bile
kendi varligini unutarak,sürekli baskalarini görmek
ne bilgisizlikten nede eksikliklerden kaynaklanir
öyle yapanlarin basireti kapamis,
 elestirim sana degil.

ne mutlu sana ve kendi nefislerinin muhasebesini yapanlara.


Benim bu dünyada sudur edindigim meslek
Sözüm dogru olsunda odun olsun tek
Mehmet Akif Ersoy

iki hizmetcisi olan kral, bu hizmetcilerinin sadakatini denemek icin
oldukca yakisikli,beyaz tenli olan genc hizmetciyi yanina cagirir
ve derki,hani senin $u siyah tenli olan yakisiksiz(diger hizmetci) arkada$in vaya senin icin olmadik
$eyler anlatip duruyor.
beyaz tenli yaki$ikli hizmetci kralin bu davrani$ini firsat bilerek,kendisini övmeye ba$lar
siyah tenli arkada$inida yerden yere vurur,krala yaranmak icin zenci hizmetci hakkinda
olmadik iftiralar,yalanlar anlatir durur
kral tamam der sen git
ve siyah tenli olan hizmetcisini cagirir
kral hizmetciye derki yahu senin $u beyaz tenli arkada$in hakinda olmadik $eyler anlatti
duyduklarima inanamadim bir de senden dinleyeyim diye cagirttim seni deyince
siyah tenli hizmetcinin gözlerinde yaslar damlayarak krala derki ahh efendim arkada$im hakkimda az bile söylemi$ ben mendeburun,i$e yaramayan yaramazin tekiyim,arkadasimin size anlattigindan
dahada kötüyüm,kral dayamamamis yahu be adam sen hep kendi kendini kötüleyip durdun
senin arkada$inin hic eksigi ,hatasi yokmu der siyah tenli hayir der arkada$im cok ama cok iyi biri
onun hic eksigini hatasini görmedim der
siyah tenli o beyaz tenli arkada$ini hic kötülememi$ krala,hirsizliklarini,yalanlarini dalaverelerini hic anlatmamis.
ve kral hemen o beyaz tenli hizmetciyi cagiriyor tekrar
ve ona dönerek diyorki bak önce seni cagirdim sana sordum arkada$in nasil biri diye
sen ise arkada$in hakkinda olmadik cirkin $eyler anlattin durdun
ayni $eyleri siyah tenli arkadasinada sordum ama o senin hakkinda hic kötü bir sey söylemedi aksine seni övdü durdu ve buda gösteriyorki,senin tenin beyaz yüzün güzel
ama icin ise teni siyah olan arkadasinin teni gibi siyah
siyah tenli arkadasinin yüregide senin beyaz tenin gibi beyaz ,güzel yüzün gibi güzel
diyerek beyaz tenli hizmetciyi kovarak cezalandirilmasini emr ediyor ve siyah tenli hizmetciyi ödüllendiriyor.
ba$kalarinin,hatasini kusurunu görebilmek bir marifet dedil
asil marifet
kendi hata ve kusurlarini görebilmek.
s-t

dagci
insanlar kendilerini sorgulayacaklarina
keske gelsede söyle yapani görse
keske gelsede bunu yapani görse
hic demiyorlarki ya
hakikaten peygamber efendimiz .s.a.s
karsima ciksa ben ne yaparim
insanlar kendilerinden ziyade baskalariyla ugrasiyor.

hani nasreddin hocaya mal edilmis bir kissa var
hanimina diyorki hanim bu gece güzel bir süslen
cici elbiselerini giy takilarini tak
hanimida diyorki hayirdir hoca bayram degil,dügün degil
neden en güzel elbiselerimi giyineyim der
bunun üzerine hoca derki hanimina
hatun azrail gelince seni öyle görürse belki benim canimi almazda seninkini alir misali.
hic kendi kendisini sorgulayan yok.
peygamber efendimiz.s.a.s fiziki olarak dünyada degilsede
kuran-i kerimi.sünnetini birakmis

Amin ecmain
cemi cümlemizden insallah.

insallah gelir.

peygamber efendimiz Muhammed s.a.s rüyasinda görmek isteyen adamin biri
ALLAH c.c. dostu olan bir zatin yanina giderek,hocam benim bir arzum var yardimci olursaniz sevinirim der,ALLAH dostu adama tebesüm ederek anlat bakalim derdini eger yardim edebilecegim bir husus ise ALLAH'IN izniyle insallah yardimci olmaya calisirim der adama
adam derki hocam ben peygamber efendimiz Muhammed s.a.s rüyamda görmek istiyorum
ama bir türlü göremiyorum ,ne yapmam lazim.
ALLAH dostu adama derki evladim sen eve git aksam yatmadan önce bir bardak dolusu suya bir o kadarda tuz koyarak ic ve yat.
adam sevine,sevine eve gelir ve hemen bir bardak suya bir o kadarda tuz katarak tuzlu suyu icer yatar.sabah uyanir uyanmaz dogru muhterem zatin yanina gider
hoca sorar evladim ne gördün rüyanda,adam hic sorma hocam der,susuzluktan yüregim yandigi icin
sabaha kadar akan irmaklar ,sular gördüm der
ve muhterem zat adama derki evladim peygamber efendimiz Muhammed s.a.s rüyada görebilmek icin iste ona öyle susamalisin,yüregin öyle yanmali...