Zikir, Allah’ı anmaktır. Kur’ân’ın sarih emirlerindendir. “Beni anın, ben de sizi anayım” (Bakara Sûresi, 152), “Allah’ı çokça zikredin ki, felaha eresiniz” (Enfal Sûresi, 45) ayetleri, bu konudaki pek çok ayetten sadece ikisidir.
Zikir iki türlü olur:
1- Lisan ile.2- Kalb ile.Asıl olan kalbin zikretmesidir. Dil buna sadece bir tercümandır. Yalnız dilde kalan evrad, kalbe intikal etmedikçe, zikir sayılmaz.( İz, Tasavvuf, 243) Tarlada çalışan çiftçinin, dairede çalışan memurun, fabrikada çalışan işçinin Allah’ı hatırlaması, bir zikirdir. Kur’ân-ı Kerîm bu kimseleri şu şekilde metheder: “Öyle insanlar vardır ki, ne bir ticaret, ne bir alışveriş onları Allah’ı zikirden, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoyamaz.” (Nur Sûresi, 37) Bunlar, “dışı sahra-yı kesrette, içi umman-ı vahdette” olan kimselerdir. Dış dünya ve bununla meşguliyet, onların gönül âlemlerini bulandırmaz. İç âlemlerinde vahdet ile teneffüs ederler.Bütün tarîkatların üssü’l-esası olan zikir, kalbi şeffaflaştırır. Ona letafet kazandırır. O kalbi, ilham esintilerine duyarlı bir alıcı haline getirir. Şadi Eren (Doç.Dr.) Dua Ve ZikirlerBu bölümdeki 6 ayet ve 36 hadis-i şeriften, Allah'ı zikretmenin en büyük bir iş olduğuna, Allah'ı anarsak onun da bizi anacağını, gafillerden olmayıp sabah akşam yalvararak Rabbimizi anmanın gerekliliğini, Allah'ı çok zikredersek kurtuluşa erişeceğimizi, Allah'ı çok hatırlayan kimselerden olursak Allah'ın bize büyük mükafatlar hazırladığını, dile hafif sevabı fazla olan duaları üzerine güneş doğan herşeyden hayırlı olan duayı, günde yüz ve on sefer söylenmesi gereken duaları, Allah'ın en çok hoşlandığı duayı, göklerle yerin arasını sevapla dolduran duayı, kişinin kendisi için ve Allah için yapması gereken duaları, namazdan sonra yapılacak duaları, namazda tahiyyattan sonra okunacak duaları, rüku ve secdede okunacak duaları, Rasulullah'ın secdede okuduğu duaları, yüz defa Sübhanallah demenin bize bin sevap kazandıracağını, herbir eklem için sadaka verilmesi gerektiğini ve her türlü zikrin de sadaka olabileceğini, kat kat sevap kazandıran zikrin ne olduğunu, zikredenle zikretmeyenin farkının ölüyle diri gibi olduğunu, Rabbimizi nasıl anarsak o da bizi o şekilde anacağını, Allah'ı çok hatırlayanların öne geçeceklerini, zikrin ve duanın en faziletlisinin ne olduğunu, cennette bir hurma ağacı diktiren zikrin ne olduğunu, cennetin ağaçlarının neden ibaret olduğunu, zikrin herşeyden hayırlı olduğunu saymaya gerek kalmaksızın söylenecek duayı ve cennet hazinelerinden bir hazineyi öğreneceğiz. [1>"...Allah'ı anmak ve devamlı gündemde tutmak şüphesiz en büyük ibadettir..." (Ankebut: 29/45)"Öyleyse siz, bütün zamanlarınızda beni anın, beni gündeminizden çıkarmayın ki ben de sizi her an bağışlamak ve sevap vermekle anayım..." (Bakara: 2/152)"Rabbini alçak gönüllülükle, korku ve duyarlılık içinde sesini yükseltmeden, sabah akşam an ve sakın umursamaz kimselerden olma..." (Araf. 7/205)"...Allah'ı namaz dışında da daima hatırlayın ki mutluluğa erişebilesiniz." (Cuma: 62/10)"Gerçek şu ki Allah'a teslim olmuş bütün erkekler ve kadınlar, inanan bütün erkekler ve kadınlar, kendini ibadet ve taata vermiş erkek ve kadınlar, niyet ve davranışlarında doğru ve samimi olan erkek ve kadınlar, sıkıntılara göğüs geren erkekler ve kadınlar, gönülden saygıyla Allah'tan korkan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, nefislerini kontrol edip herşeyden kaçınarak oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffet ve namuslarını koruyan erkek ve kadınlar, Allah'ı durmaksızın çokça anan erkek ve kadınlar var ya, işte onlara Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır." (Ahzab: 33/35)"Ey iman edenler, Allah'ı çokça anın ve gündeminizden hiç çıkarmayın ve sabah akşam onun şanını yüceltin. O Allah ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize rahmet etmekte, melekleri de size bağışlanma dilemekte. İşlerinizin düzgün gitmesi için dua etmektedirler. Allah mü'minlere karşı çok merhametlidir." (Ahzab: 33/41-43)
selam ve hürmetlerimle...
1440. Câbir radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi:“Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah’tır.”[39>1441. Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi: Bir adam Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e hitâben:– Yâ Resûlallah! İslâmiyet’in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle, dedi. O da:– “Dilin hep Allah’ı zikretsin!” buyurdu.[40> 1442. Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir kimse sübhânallahi ve bi–hamdihî: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim, derse, cennette onun için bir hurma ağacı dikilir.”[41>1443. İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İsrâ gecesinde İbrâhim aleyhisselâm’a rastladım. Bana şunu söyledi: Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara cennetin toprağının çok güzel, suyunun tatlı, arazisinin son derece geniş ve dümdüz, ağaçlarının da sübhânallahi ve’l–hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber’den ibaret olduğunu haber ver.”[42>1444. Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbına: – “Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi?” diye sordu. Onlar da:– Evet, söyle dediler. Resûl–i Ekrem de: – “Allah Teâlâ’yı zikretmektir” buyurdu.[43>1445. Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’in rivayet ettiğine göre, kendisi bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber, önündeki hurma çekirdekleriyle veya çakıl taşlarıyla tesbih çeken bir kadının yanına girdi. Peygamber aleyhisselâm kadına:“Bundan daha kolayını –veya daha faziletlisini– sana haber vereyim mi?” diye sorduktan sonra şöyle buyurdu: “Sübhânallahi adede mâ halaka fi’s–semâi ve sübhânallahi adede mâ halaka fi’l–ard ve sübhânallahi adede mâ beyne zâlike ve sübhânallahi adede mâ hüve hâlik: Ben Allah’ı gökyüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı yeryüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı yerle gök arasında yarattıkları sayısınca ulûhiyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim. Ben Allah’ı bundan sonra yaratacakları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzîh ederim, de. Allahü ekber’i de böyle, elhamdülillâh’ı da böyle, lâ ilâhe illallah’ı da böyle, lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ı da böyle söylersin.”[44>1446. Ebû Mûsâ radıyallahu anh şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana hitâben:– “Cennet hazinelerinden bir hazineyi sana bildireyim mi?” buyurdu. Ben de:– Evet, Yâ Resûlallah, bildir, dedim. Şöyle buyurdu:– “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh: Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.”[45> [1> Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 404.[2> Buhârî, Daavât 65, Eymân 19, Tevhîd 58; Müslim, Zikir 31. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 60; İbni Mâce, Edeb 56.Benzeri bir fazilet 1442'de gelecektir.[3> Müslim, Zikir 32. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 128.[4> Buhârî, Bed’ü’l–halk 11; Daavât 64, 65; Müslim, Zikir 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 59, 62; İbni Mâce, Duâ 14.[5> Buhârî, Daavât 64; Müslim, Zikir 30. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 103.[6> Müslim, Zikir 85.[7> Müslim, Tahâret 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 86.Bu hadis 25 ve 1031 numaralarda geçmişti.[8> Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 406.[9> Müslim, Zikir 33–36.114'de benzeri geçmişti, 1879'da benzeri gelecek.[10> Müslim, Mesâcid 135, 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 25; Tirmizî, Salât 108; Nesâî, Sehv 81, 82; İbni Mâce, İkame 32.[11> Buhârî, Ezân 155, İ‘tisâm 3, Kader 12, Daavât 18; Müslim, Mesâcid 137, 138. Ayrıca bk. Müslim, Salât 194, 205, 206; Ebû Dâvûd, Salât 140, Vitir 25; Tirmizî, Salât 108; Nesâî, Tatbîk 25, Sehv 85, 89.1784'de tekrar gelecek.[12> Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 407.[13> Müslim, Mesâcid 139, 140. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 25; Nesâî, Sehv 34. [14> Buhârî, Ezân 155; Daavât 18; Müslim, Mesâcid 142. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24.[15> Müslim, Mesâcid 142.[16> Müslim, Mesâcid 146. Ayrıca bk. Nesâî, Sehv 96.[17> Müslim, Mesâcid 144, 145. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 25; Nesâî, Sehv 92.[18> Buhârî, Cihâd 25, Daavât 37, 41, 44. Ayrıca bk. Müslim, Zikir 50, 52; Nesâî, İstiâze 5, 6, 27, 39; İbni Mâce, Duâ 3.[19> Ebû Dâvûd, Vitir 26. Ayrıca bk. Nesâî, Sehv 60.385'de geçmişti.[20> Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 408.[21> Müslim, Mesâcid 128. Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 130–134; Ebû Dâvûd, Salât 149, 179; Nesâî, Sehv 64.Deccalle alakalı 1812 numaralı hadis okunmalıdır.[22> Müslim, Müsâfirîn 201, Zikir 70. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 1, Daavât 10, Tevhîd 8, 24; Ebû Dâvûd, Salât 119, Vitir 25; Tirmizî, Daavât 32.Bir benzeri için bkz 1477 nolu hadis.[23> Buhârî, Ezân 123, 139; Megâzî 5, Tefsîru sûre (110), 1; Müslim, Salât 217. Ayrıca bk. Müslim, Salât 218–220; Ebû Dâvûd, Salât 148, 151; Nesâî, Tatbîk, 64, 65.[24> Müslim, Salât 223. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 147; Nesâî, Tatbîk 11, 75.[25> Müslim, Salât 207. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 8, 62. [26> Müslim, Salât 215. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78.1499'da tekrar gelecek.[27> Müslim, Salât 219. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148.[28> Müslim, Salât 221.[29> Müslim, Salât 222. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 71, İsti‘âze 62.[30> Müslim, Zikir 37. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 58. [31> Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56. Ayrıca bk. Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Ebû Dâvûd, Tatavvu' 12, Edeb 160.Bu hadis 118 ve 1141 numaralarda geçmişti.[32> Müslim, Zikir 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24.[33> Müslim, Zikir 79. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 56.[34> Tirmizî, Daavât 104. Ayrıca bk. Nesâî, Sehv 9.[35> Buhârî, Daavât 66.[36> Müslim, Müsâfirîn 211. [37> Buhârî, Tevhîd 15; Müslim, Zikir 2, 19, 50; Tevbe 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 131; İbni Mâce, Edeb 58. 15, 414, 441'de geçmişti.[38> Müslim, Zikir 4. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 128.[39> Tirmizî, Daavât 9. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 55.[40> Tirmizî, Daavât 4. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 53.[41> Tirmizî, Daavât 60. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 56.[42> Tirmizî, Daavât 59. [43> Tirmizî, Daavât 6. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 53. Benzer bir fazilet 1409'da geçmişti.[44> Tirmizî, Daavât 113. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24.[45> Buhârî, Megâzî 38, Daavât 50, Kader 7, Tevhîd 9; Müslim, Zikir 44–46. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizî, Daavât 3, 58; İbni Mâce, Edeb 59.
ALLAH razi olsun
birikmisleri okumaya gayret gösterecegim
Elleriniz yüreginiz dert görmesin
Selametle
Rabbim razi olsun Zahidem hanim kardesim...sizi tekrar görmek güzel...Rabbim saglik ve afiyet versin...umarim okur ve istifade edersiniz...