Büyük ahlâk ve fıkıh âlimi Ebü´l - Leys es- Semerkandî (rahimehuffahu)
şöyle der:Allah´ın yedinci kat semada birtakım melekleri var ki,
yaratıldıkları andan beri secdededirler. Böğürleri Allah korkusu ile
devamlı titrer haldedir.Kıyamet günü başlarını secdeden kaldırarak «Ey
noksanlıkların her türlüsünden berî olan Allah´ımız! Sana lâyık olduğun
derecede ibadet edebilmiş değiliz» diyeceklerdir. Kur´ân-ı Kerim´in şu âyeti, onların bu hâllerine işaret eder; «
Üstlerindeki Rabb´lerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar (göz
açıp kapayana kadar bile Allah´ın emrini kırmazlar)» (Nehr,50). Peygamberimiz (S.A.S) şöyle buyurur: « Kulun vücuda,Allah korkusu ile ürperdiği zaman, yaprakları dökülen ağaç gibi günahlarından sıyrılır.»
Rivayete göre Peygamber´imiz (S.A.S.) demiştir ki: Ulu Allah (C.C.) buyuruyor:
"İnsanlardan değil, benden korkunuz" (Maide 40). Diğer bir Âyette de şöyle buyurur: Eğer müminseniz, onlardan değil, benden korkunuz (Ali İmran 175)
Hz.Ömer (R.A.) Kur´ândan bir âyet dinlediği zaman yere baygın düşerdi.Bir
gün eline bir saman kırıntısı alarak şöyle dedi,«keski ben de bir
saman kırıntısı olsaydım,adım anılmaya değer bir şey olmasaydım.Keski
anam beni doğurmamış olsaydı.»
O çok ağlardı, hüngür hüngür yaş
dökerdi.Bu yüzden yanaklarından süzülen yaşların bıraktığı iki siyah iz
her zaman yüzünde görülürdü.
Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
Sağılan süt memeye dönmedikçe Allah korkusu ile ağlayan kimsede cehenneme girmez.
Rivayet
edilir ki,Kıyamet günü bir kul Allah katına çıkılacak ve günahlarının
ağır bastığı görülerek cehenneme atılması emredilecektir.Bu sırada
kirpiklerinden bir tel dile gelerek şöyle diyecektir: Ey Rabb´im! Senin
Resul´ün Muhammed s.a.v.«kim Allah korkusu ile ağlarsa Allah onun yaş döken
gözlerini cehenneme haram kılar» diye bildirdi.Ben senin korkundan
ağlamıştım.
Bunun üzerine dünyada Allah korkusu ile ağlayan bir
kirpik teli sayesinde adam affedilecektir. Cebrail (A.S.) «falan oğlu
filân bir tel kirpik sayesinde kurtuldu» diyerek bu durumu ilân
edecektir. (Rekaik-ul Ahbar)
Rivayet edilir ki,Kıyamet günü cehennem ortaya
çıkınca öylesine kükreyecek ki,bütün ümmetler dehşetinden dizüstü"
kapaklanacaklardır. Nitekim ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:
« ... Ve sen her ümmeti dizüstü çökmüş (ne olacağını endişe ile bekler) görürsün. Hem ümmet amel defterini almaya çağılır (Casiye 28)
İnsanlar cehenneme yaklaştırıldıklarında onun öfke ve kükreyişini duyacaklar,bu kükreyiş beşyüz yıllık mesafeden duyulacaktır.
O
zaman peygamberler dahil herkes kendi derdine düşerek «ben ne olacağım,
ben ne olacağım» diyecektir.Yalnız peygamberlerin ulusu olan Hz.Muhammed (S.A.V.) müstesna, O «ümmetim ne olacak, ümmetim ne olacak»
diyecektir.
O sırada cehennemden dağlar gibi bir ateş kütlesi
çıkacaktır.Peygamberimizin (S.A.V.) ümmeti «ey ateş kütlesi! Namaz
kılanlar,doğruluktan ayrılmayanlar,Allah´dan korkanlar ve oruç
tutanlar hakkı için geri döner misin» diye yalvararak ateşi geldiği yere
göndermeye çalışacaklar,fakat ateş geri dönmeyecektir.
Bu
sırada Cebrail´in (A.S.) «ateş kütlesi Muhammed´in ümmeti üzerine
yöneldi» diye seslendiği duyulacaktır.Bunun üzerine Cebrail(A.S.),bir bardak
su getirerek Peygamberimize uzatacak ve «ey Allah´ın Resulü! Bunu al,
ateşin üzerine at» diyecektir. Peygamberimiz (S.A.V.) Cebrail´den
aldığı bardağı ateşin üzerine boşaltır boşaltmaz ateş sönecektir.
Peygamber´imiz
(S.A.S.) «bu su nedir diye soracak ve Cebrail´den (A.S.) şu cevabı
alacaktır: Bu senin ümmetinin,Allah korkusu ile ağlayan günahkârlarının
gözyaşıdır.Şimdi ateşin üzerine serpip onu Allah´ın izni ile
söndüresin diye sana getirme emri aldım» (Bidayet-ül Hidâye).
Peygamber´imiz (S.A.S.) şöyle dua ederdi: ,
-Allah´ım! Bana senin korkun ile ağlayan iki göz bağışla».
Gözyaşı dökmek konusunda şu beyit ne kadar düşündürücüdür:
Ey gözlerim,günahıma ağlar mısınız
Ömrüm ellerimden uçtu, gitti de farkında olmadım.
Peygamberimizin (S.A.S.) şöyle buyurduğu bildiriliyor:
Hiç bîr mümin düşünülemez ki, Allah korkusu ile gözünden sinek başı
kadar yaş çıksın ve elmacık kemiğine kadar insin de o kula cehennem
ateşi değsin.»
Anlatıldığına göre Muhammed İbni Munzir rahimehullahialeyh ağladığı
zaman gözyaşları ile yüzünü,sakalını ovar «duyduğuma göre gözyaşı değen
yere cehennem ateşi değmez» derdi.
Mümin Allah´ın gazabından
korkmalı ve kendini nefsin azgın arzu-larına uymaktan sakındırmalîdır.Nitekim (Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:
Nefsinin azgın
arzularına uyan ve dünya hayatını (Ahirete) tercih edenlerin varacağı
yer cehennemdir.Rabb´ının makamından ve nefsini azgın arzulardan
alıkoyanların varacağı yer ise cennettir» (Naziat,37-41).
Allah´ın
gazabından kurtularak sevab ve rahmetine nail olmak isteyenler,dünyanın sıkıntılarına sabırla katlanmalı,Allah´ın buyruklarına uymakta
ısrar etmeli ve günahlardan sakınmalıdırlar.
Rivayete göre Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
Cennetlikler cennete girdikleri zaman melekler onları türlü türlü hayır
ve nimetlerle karşılarlar,onlar için sedirler kurularak döşenir.Kendilerine çeşit çeşit yemek ve meyvalar ikram edilir.
Bu
nimetlere rağmen üzerlerinde bir durgunluk farkedilir,belirli bir
bekleyiş havası içinde bulundukları görülür.O zaman ulu Allah «ey
Kullarım! Burası durgun ve bekleyiş içinde olunacak bir yer olmadığı
halde sizdeki bu durgunluk ve bekleme hali nedir» diye buyurur.
Cennetlikler «bize yapılmış bir vaad vardı,şimdi zamanı geldi» diye
cevap verirler.
Bu cevap üzerine Allah (C.C.) meleklere
«perdeleri yüzlerinden kaldırın» diye emir buyurur.Melekler «ey
Rabb´imiz! Bunlar seni nasıl görebilirler, dünyada günah işlemişlerdi»
derler.Meleklerin bu sözlerine karşılık ulu Allah emrini tekrar ederek
şöyle buyurur: «Perdeleri kaldırın,onlar dünyada iken bana kavuşmak
arzusu ile zikretmişler,secde etmişler ve gözyaşı dökmüşlerdir,»
Perdeler
kaldırılır ve bakarlar,ansızın Allah katında secdeye kapanırlar.O
zaman Allah onlara «kaldırın başınızı,zira burası amel yeri değil,bağış ve mükâfat yeridir» diye buyurur.Başlarını kaldırınca keyfiyet
ölçüleri dışında onlara cemalini gösterir.
Arkasından
sevinçlerini zirveye çıkarmak üzere onlara şöyle seslenir,«ey kullarım,selâm üzerinize olsun! Ben sizden hoşnudum,siz de benden hoşnud
oldunuz mu » Cennetlikler şöyle karşılık verirler, «ey Rabb´imiz! Nasıl
hoşnud olmayalım ki,sen bize hiç bir gözün görmediği,hiç bir ku-lağın
işitmediği ve hiç bir insanın hayalinde canlandırmadığı nimetler verdin»
(Zehr-ur riyaz).
Bu konuda ulu Allah (C.C.) şöyle buyurur: Allah onlardan hoşnud oldu, onlar da Allah´dan hoşnud oldu» (Beyyine 8) Diğer bir âyette de şöyle buyurur: Rahim olan Rabb´den selâm vardır (onlara)» (Yasin 58)
----- sên ' qönLümün yüKüsün ' omZumun DêqiL...AyPaRCaM |