119 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 25.11.10, 14:17 Nr.: 1 Antworten
 
Yaratilis, kalbin tatmin olacagi seyi arattirir..!

 

Her gecen gün hizla gelisen teknolojinin insana olan sunumlari ile, dünya hayatinin daha kolaylastigi! tezi, bircok insanin kabul ettigi bir gercek halini almaya basladi. Ancak unutulan bir gercegi gözardi etmemize de sebeb olan bu durum belki üzerinde az düsünülen konularin basinda gelir.


Insan gönlü, her seyde tatmin olmayi arzular. Günümüz imkanlarinin insana sunumlari hayatimizi bir anlamda kolaylastirmis olmakla beraber, arzu edilen rahat ve huzuru saglayamiyor olmasi da sorgulanmasi gereken ayri bir husustur. Insan gerek madden ve gerekse manen huzuru, rahati, gönül sürurunu ariyor ve gelisen imkanlarin bize gerek bedeni ve gerekse ruhi anlamda imkanlarinin artmasina ragmen hala bunu elde edememis olmasi, bu anlamda cok manidar olup, gönül tatmin etmenin yanlis yerde arandiginin acik bir göstergesidir.


Gerek yalniz yasayan insanlarda olsun ve gerekse Aile yasamlarinda olsun, tatmin olma noktasinda, „dünya hayati sizi tatmin ediyor mu?“ sorusuna, „evet“ cevabi almanin zor oldugunu müsahede etmek mümkündür.


Yeme-icmeden, kilik-kiyafete, beyaz esyadan iletisim ve ulasim vasitalarina kadar her gün degisim yasayan dünyamizda, insanin bu degisim ve yeniliklere ayak uydurma gayreti, ihtiyaci olsun olmasin, tüketime meyilli olusu bunun en bariz örnek -lerindendir.

En son aldigi esyanin „en iyisi, en uygunu bu“ diye alindigi fakat kisa bir süre sonra yenilenen esyalara yönelmesi, insanin maddi anlamda sürekli arayislar icerisinde oldugunun gösteriyor.


Moda, tatil, eglence, ulasim ve bircok alanlarda her daim „daha iyisi, daha yenisi, daha güzeli olsun“ diye bocalayan ve bunlarin pesinde kosan, dünya hayatindan razi olup onda tatmin buldugunu zanneden insanin netice itibariyla hem bu dünyada hem ahiret hayatinda zarar edecegini Yüce Kitabimiz söyle ifade buyurmaktadir


„Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.“ Yunus Suresi 7-8


Dünya hayatinin her ne olursa olsun, insani nihai noktada tatmin edemeyecegini, etmedigini bir cok örnekleriyle biliyoruz. Gerek tarih icinde yasanmis olaylar ve gerekse günümüzde yasanmis ve yasanan olaylarda bunlari müsahede etmek mümkündür.

Yakin zamanda ölmüs olan ve bir zamanlarin en cok satan müzik plagina sahip M. Jackson örneginde oldugu gibi, o sürekli kendini yenilemenin, genc kalabilmenin pesinde olmus, yasinin ilerlemesine ragmen ismi sürekli skandallar ile beraber anilmis, maddi anlamda hicbir sikintisi olmamasina ragmen, ruhen hic bir zaman tatmin olamamis ve arkasinda kendine hayran ve bir o kadarda kendini taklit eden milyonlari birakarak bu hayata veda etmistir.


Tarih icinde bunun en bariz örnegini hic süphesiz Firavun zamaninda yasamis olan Karun sergilemektedir. Nakledilen bilgilere itimat edilirse sayet, develer yükü altinlarin sahibi olan bu zat, aynen zamanimizda oldugu gibi kendisine hayran olanlarin sahibi olmus, kendisine gipta ile bakilmis ancak o dahi zenginligine ragmen, bu fani dünyadan göc etmistir.

Bu gercek Kuran-i Kerimde


„Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, “Keşke Kârûn’a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler. Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. Allah’a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah, bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kâfirler iflah olmayacak” demeye başladılar. „ Kasas Suresi 79-82


Anlasiliyor ki bu dünya hayati insan ruhunun ebedi olarak tatmin edilmesinin mekani degildir. O halde insanin kalici ve ebedi huzurunun, ruhen tatmin olusunun baska bir yeri ve mekani olmalidir. Bunun elde edilebilmesi de, gecici olan bu dünyada yaptigi calisma ve gayretlerin neticesinde elde edebilecegidir. Bu konuyada insaAllahbir daha ki yazimizda temas etmek niyetiyle simdilik sadece sunu belirtmekle yetinecegiz.


Bu dünya hayati gecicidir. Ebedi degildir. O halde dünya eksenli hayat sürmek, akil ve idrak sahibi insanin kabul edebilecegi bir gercek olamaz. Ne kadar rahat yasiyor olsakda, malimiz mülkümüz, konaklarimiz, villalarimiz, yazliklarimiz, arabalarimiz, tatillerimiz olsa da, insan olarak ebedi bir aleme göc edilecek ve her seyin hesabi verilecektir.


„Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur.“ Sura Suresi, 20

selam ve hürmetlerimle...


-----
Namuslu olmak söz ile olsaydi, dünyada namussuz kalmazdi...
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Yaratilis, kalbin tatmin olacagi seyi a...