Icinizde kac kisi vardir acaba su anda,su zamanda hakiki bir arkadasim var diye övünen...Belkide bu satirlarimi okurken cogunuz gülümseyecek,belkide eline kagit kalem alarak baslayacak arkadaslarinin ismini yazmaya....pekiyi o zaman 5 dakikanizi rica ediyorum....
Bagzilari derki bu asagida okuyacak oldugunuz satirlar bir Hikaye...Bagzilari derkin böyle bir sey hayatta olamaz...Bagzilari ise derki "EVET" benim annem babam ve dedelerim bu yasanmis gercek olayi bana anlattilar...
Memleketimizin,,güzel Anadolumuzun veyahutta Trakyanin topraklarinda bir ufak adi sani belli olmayan Köyünde iki tane,,bir birlerini cok seven,,yidikleri ve ictikleri ayri gitmeyen,,yeri geldigi zaman beraber gülüp,,yeri geldigi zaman ise birisi öbürü icin göz yaslari döken genc yasarmis...Köyün Aydin insanlari,,yaslilari bunlarin ikisini ikis kardes zannederken,,bagzilarida kardesden de daha ileri bir arkadas olduklarini idda ederlermis....
Ali ile Riza erginlik cagina gelirler ve artik herkez ikiside ekmek parasi yoluna düserler...Ikiside mükemmel sekilde is yerlerini kurar,,para kazanip ailelerine bakarken Ali nin isleri Riza ya nezaran daha iyi gider...Tabiiki Ali nin isinin güzel gittigini duyan komsu köydeki genc kizlar Alinin etrafinda dört dönmeye baslarlar...Nasil olur bilinmez ikien Ali komsu köydeki cok güzel bir kiza gönlünü kaptirir...Annesini babasini ikna edip kizi istetir...Ama Riza bu alel acele olan olaya ne kadar olumlu bakmasada,,can arkadasi Ali yi bir türlü bu yoldan ikna etmeyi beceremez ve Nisan yüzükleri takinir....
Artik naletlenmis bir yüzük mü yoksa kimin fendi kimi yendi bilinmez iken Ali nin isleri ters gitmeye baslar...Artik ne kadar Ali nin isleri iyi yürümüyorsa o kadarda Riza nin isleri iyi yürümeye baslar...Bir ay atlatir...Iki ay atlatir...Ücüncü ayda artik yanlizca borc harc ile ayakta kalan Ali,,dördüncü ay kiz tarafinin,Ali nin durumunun ne kadar kötüye gittigini duyar,,Ali yi ikaz uyarilrinda bulunurlar...durumu düzeltemedigi mühtetce ne bir nikah nede bir dügün olabilecegini Ali ye belirtirler...
Ali terettütler ve kararsizliklar icinde bir bunalimin icinde arkasi Riza nin kapisini calar...Belli bir miktar borc para ister...Durumdan haberi olan Riza borc para ile yanlizca kiz tarafinin gözlerini boyacagini sezer ve Ali ye parasi olmadigini söyler...Böyle bir durum ile karsi karsiya gelmeyecegini tahmin ederek yola cikan Ali,,bu durum karsisinda dünyasi kararmis öfkeli ve sinirli bir halde CAN ARKADASin Riza nin kapisi carpip,,sirtini Riza ya dönerek göz yaslari icinden Riza dan uzaklasir...
Bir zaman sonra duyulmuski Ali nin Nisani bozulmus,,Ali nin Nisanlisi arkadasi Riza ya verilmis...Nikah ve Dügün telaslari icerisindelermis....
Bunlardan haberdar olan Ali,,artik bu dünya aleminde ne bir tutanacak dali kalmis nede bir fidani...
Riza...Nikah ini kiyip Dügünü nü yapar ve o köyden göcer...Bir sehre yerlesir ve isleri o kadar iyi ve mükemmel sekilde devam eder yürürki artik Riza bir fabrikatör büyük bir is adami,,büyük bir is verendir artik...
Ali ise,,köyde kalmis,,her kese boyun eyip,,fazla yasamaya bilen kudreti kalmaz iken,,sefillik ve yoksullugun icinde seneler boyu yasamini devam ettirmis...Aileside artik bu dünyadan göcünceye kadar Ali nin ayakta duracak kuvvetinin kalmadigini anlayan köy halki,,Ali nin o CAN ARKASi Riza nin yanina gidip ondan is istemesini ikna etmek icin toplanip ve Ali yi Riza nin yanina yollamislar...
Köy halkina sevgisi ve saygisi cok büyük olan Ali bohcasini toparlar,,köselesi bilen olmayan kundaralarini,,yamalarden rengi bilen belli olmayan pantolonunu giyer,,artik seneler boyu kullanilmamis sanki kalip gibi duran irkasini omuzlarinin üstüne atarak sehre Riza nin yanina yola düser...
Sehire vardiginda adiyla namiyla sani ile taninan Riza yi bulmasi cok kolay olur...Riza nin mekaninin kapisini calar...Kapiyi acan hizmetcilere köyünden arkadasi Ali nin geldigini söylemelerini ne kadar da ricada bulunsa bilen bir türlü CAN ARKADASI Rizaya ulasamaz...
Ama köylüsüne sözü vardir Riza yi görmeden geri dönmek yok diye...
Kendisine bir kuytu yerde calidan,,cirpidan,,tahtadan,,tenekeden bir kulübe bir barinak yaparak zamanini genellikte orada gecirir...Günlerden bir gün yine arkasi Riza nin kapisini caldiginda,,arkasi Riza kapiyi acar...Tabiiki aradan seneler gecmis,,her ikiside degismis,,ne kadarda bir birlerini tanimakta zorluk cekseler bilen,,kalplerinin ayni hizla,,kalpleri ayni sevinci yasadiklarini,,bir birlerine ne kadar göstermeseler bilen hissediyorlardi...Ali hemen sadete gelip Riza dan is istemis,, --- Ne is olursa yaparim...ne is verirsen hayir demem yerine getirim...istersen yerlere paspallar istersen cöpünü atarim deyip gözleri dolup Riza nin gözleri icine baka kalmis... Riza bir an donukdan sonra kendine gelerek; --- Ali su an isler kesat iyi gitmiyor zaten,, ...bak istersen haftaya bir daha ugra ne dersin ...
Ali basi bükük,,sirtinda bohcasi ile yine kaderinden bir darbe ile sirtini ikinci kez CAN ARKADASI Riza ya dönerek kulübesine dogru yola cikar....
Basi egilmis,,gözleri dolu,,sizilar icindeki kalbi,,soguktan titreyen kemikleri ve o sizidan aldigi aci ile yoluna giderken bir yasli amca Ali nin omzunu tiklar....
---Oglum allah rizasi icin bir kurusun bir liran varmi ?? ---Baba param yok...ama bak benim su ileride kücük bir barinagim var,,gel istersen oraya beraber gidelim...o kulübemde bir tas corbam iki dilim ekmegim var köyden getirdim,,beraber yer karnimizi doyuruz ne dersin??
Kulübesine dogru yola cikarlar ayni yolun insanlari,,kukübeye giderken bir birlerine hallerini durumlarini hic belirtmemege urasir,,güle eglene keyifden rahatdan dem tuttarak kulübeye varirlar,,allah ne verdiyse paylasarak karinlarini doyurup,,o rutubetli soguk barinak da,,birisi bir köseye öbürüde öbür köseye uzanarak uykuya dalarlar...
Sabah ezanin da uyanan Ali kalkar ellerinde avuclarinda ne varsa Amca ya ve kendisine kahvalti hazirlar...kahvaltiyi hazirladikdan sonra Amca yi uyandirmak icin yanina varir... ---Baba kalk kahvalti hazirladim ikimize,,ekmekler biraz sert agzinda ezmekde zorluk cekebilirsin ama istersen ben senin yerine önce ezerim...BABA....Baba... derken,,amca nin rahat da görülmese bilen ama huzurlu bir sekilde bu fani dünyayi terk ettigini sezen anlayan Ali göz yaslarini tutamaz...Vefat eden amcanin üstünü örtmeye ugrasdigi an bir zarfin kenarda durdugunu fark eder...Zarf acar okur...Bu normal bir zarf degildi,,normal bir mektub da degildi...Bu bir vekaletname bir vasiyetnamedir...Vasiyetinde de yazarki: ---ben kimin dami altinda huzurlu bir sekilde karnim tok bu dünya dan göcer gidersem,,varim yokum,,malim mülküm o damin sahibinin olsun... bunu okuyan Ali zannetmez amca nin mali mülkü olacagini...derken günlerden bir gün birisi kulübesinin kapisini calar ve vefat eden amcanin mirazsini Ali ye devreder...Gözlerini inanamayan sifirlari okumak da saymakta zorluk ceken Ali artik varlikli birisiydi....Ilk isi arkadasi Riza nin köskünün karsisina,,onun köskünden daha üstün dillere destan bir kösk yaptirir...Yaptirir ama o köskte yanliz yasar...ne kadar artik isi gücü rast gitsede yanlizlik onu maf eder,,icine kapanir...Günlerden bir gün kapisi calar...Hic calinmayan kapiyi birisi calar...Merak ile kapiyi acar ve ne görsünki...Yasli bir teyzen,,Ali den is ister...Alinin verilecek isi yokturki Köskünde..Zaten yanliz yasiyordu garibim...Ama yinede teyzeyi kirmayip evine alir o teyzeye ANNE diye hitap eder arkadas gibi anne ogul gibi gecinip giderlerken günlerden bir gün teyze söyle bir nasiyatte bulunur Ali ye.. ---oglum kimse beni kapisinin önünde görmek istemedi sen kösküne aldin beni...Kimse bana ekmek vermez iken,,oturdun benim ile masayi paylasdin...derdimi dinledin derman oldun,, yeri geldigi zaman sözümü dinledin beni üzmedin...bak oglum bu kösk de yanliz yasiyorsun nerede ise evlenme yuva kurma zamanin geciyor...benim bir kizim var gözümden cok korudugum canimdan cok sevdigim erkek eli deymemis..ben kizima sana laik görüyorum ne dersin?? Kulaklarina inanamayan Ali sevincinden fermenlar cikartir...Bu zamana kadar duyulmamis yapilmamis en mükemmel dügün ve nikah hazirliklarini baslar ve ayni zamanda da CAN ARKADASI Riza yi da aklindan ciartamaz...Davul zurna ile Riza nin köskü önünde Riza ya ferman cikartim dügününe dillere destan bir sekilde davet eder... Dügün zamani gelir...Davullar güm güm gümler iken...Zurnalar durmadan öter ken...Herkezin yedikleri önünde yimedikleri arkalarinday ken...güle eglene zevkli ve neseli dillere dastan olacak bir sekilde dügün olurken,,görürki CAN ARKADASI Riza da gelmis misafirlerin arasina karismis gügünden ayrilma hazirliklari icinde...bunu sezen Ali hemen devreye girer ve bütün degerli misafirlarini susturup arkadasi Riza tanitmak ister.... ----Davullar dursun zurnalar sussun,,cok kiymetli degerli misafirlerim dügün alayi beni dinleyin....bakin su gördügünüz adam benim--CAN KARDESIM--CAN ARKADASIM--o kadar can dan ki benim zamanimda nisanlimi elimden aldi... demeye kalmadi tabiki hemen Riza olaya müdale eder ver Ali nin lafini böler.... Ali.....arkadasim....Bak hayatinin en mutlu anini yasiyorsun...Birak beni...Gününü gün et...Bu gün senin icin cok degerli bir gün...Bu gelimli gidimli dünya da arkana bakipda gününü zehir etme dinle beni ne olursun... Ali tabiki yasadigi hayat,,basindan gecen olaylardan sonra haliyle Ali nin beyni sulanmis intikam pesinde...ici kin dolu...agzindan köpükler akarken halen Riza ya karsi hakaretlerde bulunarak bütün cemiyetin icinde Riza yi kücük düsürme amaci icnde........Riza nin canina tak eder.....ve yüksek sesle konusur.... Ali yeter artik...Ben seni Canim Arkadasim Kardesim biliyordum...Megersem sen bana kin baglamisin...Evet...Haklisin...Nisanlini ben elinden aldim...Yanima geldiginde,, senin sevgini senin o saf kalbini hak etmemis yanlizca senin paran icin senin ile nisanlanip senin namusunu seferini onurunu yerlerde süründerecek bir bir kiz icin kapimi caldin,,para istedin...Ben o senin serefini namusunu ayaklar altina alacak olan kadini sana laik görmedim,, ben önüne gectim ben aldim...O kadin gönlünü baska lari ile yaparken sen askindan kör olmus kir bahcelerinde bir kelebek gibi ucuyordun...göremezdin böyle seyleri...sagirdin duymuyorsdun beni...Senin namusun serefin benim namusum serefim onurum du sen benim CAN ARKADASIM din... Hic kimseye söylemeden bu sirla köyden topragimdan göctüm yanlizca sen huzur ile topragimiza bak diye...Kapimi caldin is istedin benden...Ben sana nasil is vereyim nasil Benim CAN ARKASIM yerleri paspallasin ben rahat rahat otururken...Hangi cöpü cöpe atmak istedin,,sen ac iken benim ne yidigimi zannediyorsun ki cöpüm olsun... Sirtini döndün bana dolu gözlerin ile...Yolunda giderken sana yasli bir amca yolunda arkadaslik etti...o adam hayatinin artik sonuna geldigini bilip kendi evinde,,kendi yataginda,, kendi cocuklarinin yaninda dünya ya gözlerini kapatmak arzusundayken,,beni kirmadi ve senin cati altinda düya ya gözlerini kapatti..Sen benim CAN ARKADASIMsin...o adam benim Babamdi...o cebindeki mektubu o mirazi ben koydum cebine...o mal mülk benimdi...Ben mali mülkü ne eyleyeyim CAN ARKADASIM ac ise... Bir an kendini cok yüksekte gördün...Evimin karsisina daha büyük bir göz kamastirici bir ev diktin...Diktin ama o köskün icinde yapayanliz kaldin.. ben burada ailemin dostumun icindeyken...Hangi vijdan buna el verir...CAN ARKADASIM yanliz tek basina...Calinmayan kapini bir gün bir teyse vurdu...Evini canlandirdi yemegini yapti...Gömlegini ütüledi gönlünü aldi,,yeri geldi sana arkadas yeri geldi bir anne oldu sana...Sen o teyze kimdir diye hic sordunmu kendi kendine...o benim Annem di...
Bugün en güzel en kiymetli bir günü yasiyorsun...Artik seninde bir Ailen var..seninde artk bir yastigi paylasacak birin var...Bu gün evlendigin Kadin namusu ile yasamis namusu ile bu güzel günü dört gözle bekleyip,,ne yüzünü nede tenini ne bir erkek gözü baglamis veya baglattirmis nede bir bir erkege ismini andirmis olan kadinin kim oldugunu biliyormusun...o benim canim kiz kardesim....
Bende biliyordumki Sen Benim CAN ARKADASIMsin
|