19 aktive Mitglieder
               
 
Beitrag gepostet am 11.04.10, 18:04 Nr.: 1 Antworten
 
Kabil ile Habil...
Yeryüzünün ilk mezarı olarak kabul edilen Hz. Adem’in oğlu Habil’in
kabri ziyaretçi akınına uğruyor. Ziyaretçiler Suriye’nin başkenti Şam
yakınlarında bulunan mezarı ziyaret ederek Habil’in ruhuna Fatiha
okuyor. Genci yaşlısı kadını erkeği dünyanın birçok ülkesinden gelen
ziyaretçilerden bazıları ise 6 metrelik mezarı görünce şaşkınlığını
gizleyemiyor. İşte fotoğraflar…









Genci yaşlısı kadını erkeği dünyanın birçok ülkesinden gelen
ziyaretçiler 6 metrelik mezarı görünce şaşkınlığını gizleyemiyor.
Habil’in mezarı Suriye’nin başkenti Şam’ın yaklaşık 40 kilo metre
dışında Kasyun dağında bulunuyor. İnsanlığın yeryüzüne gelişinden
günümüze kadar ulaşabilen kabir mermerlerle çevrilerek güzel bir
görünüme kavuşturulmuş. Mezar ayrıca çevresine bir türbe inşa edilerek
koruma altına alınmış. Kabrin girişinde Habil’in kardeşi Kabil
tarafından nasıl öldürüldüğü ile ilgili kıssayı anlatan bir yazı
bulunuyor.


Gelen ziyaretçiler ilk olarak kabir başında Fatiha okuyor. Ardından
okudukları Kuran’ı Kerim’i Habil’in ruhuna hediye ediyor. Bazıları ise
kabrin yanında bulunan mescitte vakit namazını kılıyor. Türkiye İran
Ürdün gibi ülkelerden gelen ziyaretçiler karşılarında 6 metrelik mezarı
görünce şaşkınlıklarını gizleyemeyerek yaşadıkları anı ölümsüzleştirmek
için kabrin yanında fotoğraf çektirmeyi ihmal etmiyor.


Öte yandan ziyaretçilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaları için bir pazar
yeri de oluşturulmuş. Ziyaretçiler Habil’in mezarını ziyaret ederken
giyim hediyelik eşya gibi bir çok ihtiyacını karşılama imkanı buluyor.
Habil’in mütevazı bir türbede bulunan kabri bölge halkı olan Dürziler
tarafından korunuyor. Kabri büyük itina ile koruyan Dürziler Habil’i bir
peygamber olarak kabul ediyor.



Ölümün Ne Olduğunu Bilmeyen Katil



Suriye’de yaşayan Araştırmacı Yazar Erol Çalı Habil’in yeryüzünün “ilk
şehidi ve aynı zamanda mazlumların ilk atası” olduğuna işaret ediyor.



Habil’in ilk ölen insan olması itibariyle mezarının da dünyanın ilk
mezarı olduğuna dikkat çeken Çalı “Habil haksızlıkla öldürülmesi
sebebiyle ilk şehit olarak kabul edilebilir. Hz. Adem’in oğlu Habil’e
insanlığın ilk evladı ilk şehidi ilk mazlumu denilebilir. Hz. Adem ikiz
evladından ikincisi olan Habil ağabeyi Kabil tarafından öldürülmüştür.
Habil insanoğlunun ilk şehidi olurken Kabil ilk katil olma
talihsizliğine düştü.” diyor.


Habil’in kardeşi Kabil tarafından öldürülmesinin üzerinden binlerce yıl
geçmesine rağmen hala ziyaret edilip dua aldığına dikkat çeken Çalı
Kabil’in ise sadece bir kardeş katili olarak hafızalarda yer ettiğini
belirtiyor. Şam hakkında yayınlanmış bir eseri de olan Erol Çakı’nın
anlattığına göre Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi şu şekilde
gerçekleşir:


“Hz. Adem ve Hz. Havva’nın her defasında ikiz olmak üzere 4 çocukları
olur. İlk ikizler Kabil ile Lebuda ve ikinci doğumda ise Habil ile
İklimya dünyaya gelir. Çocukları evlilik çağına geldiğinde Hz. Adem ilk
erkek çocuk olan Kabil’i Habil’in ikizi olan Lebuda ile evlendirmek
ister. Kabil’le doğan kızı İklimya’yı da Habil’le evlendirmeyi düşünür.
Böylece eşler arasında az da olsa uzaklık olacak ikiz kardeşle evlenme
engellenmiş olacaktır. Ancak Hz. Adem’in bu hükmüne Kabil razı olmaz ve
‘Herkes kendi ikiziyle evlensin.’ der ve kendi ikizi olan İklimya ile
evlenmek istediğini söyler. Habil ise hem peygamber hem de babası olan
Hz. Adem’e itaat eder.


Bunun üzerine Hz. Adem iki kardeşe kurban kesmelerini; kimin kurbanı
kabul olursa İklimya’yı onun almasını teklif eder. Kabil de Habil de
kabul eder. Kabil çiftçilikle Habil ise hayvancılıkla uğraşmaktadır.
Rivayete göre o dönemde kurbanlar bir meydana bırakılmakta ve semadan
bir nur gelip o kurbanın üzerini aydınlatmaktadır. Kabil bir demet
buğday Habil de bir koyun getirir. Beklenen nur semadan iner Habil’in
kurbanını aydınlatır.
Ancak bu durum Kabil’i öfkelendirir ve Habil’e


 
— Ahdim olsun seni öldüreceğim, dedi.

Habil de dedi ki:


Şayet beni öldürmek istersen ben seni öldürmek için elimi bile
kaldırmam.
Çünkü Alemlerin Rabbi olan Allah tan korkarım. Habil sakin
bir şekilde oradan ayrıldı.
Kabil gözleri yerde çakılıp kalmıştı.
Kardeşine karşı büyük bir nefret duyuyordu. Kabil üzüntülü olarak eve
döndü. Uyumak istiyor, fakat uyuyamıyordu. Şeytan gelerek kulağına
fısıldadı


- Habili öldür, huzura kavuş…



- Habil i öldür!…


- Onu öldür rahat et!…

Şeytan sözünü sözünü defalarca tekrar etti. Sabaha kadar Kabil bu
sözü dinledi durdu. Güneş doğduğunda evden çıktı. Artık kararını
vermişti, Habil i öldürecekti. Habil koyunlarını otlatmaya gitmişti.
Huzurluydu. Daha mutluydu. Kabilde kendi işine, toprağı ekip biçmeye
gitmişti. İçinde Habil e karşı tükenmez bir kin ve intikam hırsı
duyuyordu. Kardeşinin koyunların arasında huzurlu bir şekilde
dolaştığını görünce öfkesi daha da arttı. Şeytan yine kulağına
fısıldıyordu



- Onu öldür rahat et!…



Aslında Kabil ölümün nasıl bir şey olduğunu bilmiyordur ve Habil’i
öfkesi dininceye kadar dövmeyi düşünmektedir. Habil’e arkasından yaklaşır ve eline
aldığı taşla başına vurur. Habil cansız bir şekilde olduğu yere yığılır.
Ölümün ne olduğunu bilmeyen Kabil bir süre kardeşinin başında
kalkmasını bekler. Bakar ki kalkmıyor ses vermiyor. Tutup kendisi
kaldırır sallar bakar. Hiçbir tepki olmayınca da korkusundan kaçar.


Daha sonra belki kalkmıştır umuduyla geriye gelir; ancak kardeşi hâlâ
yerde cansız yatmaktadır. Yanına oturur sabaha kadar bekler. Ne
yapacağını bilemez halde sağa sola koşuşturur. Alıp götürmek ister ama
babasından çekinir.


Bu sırada kavga etmekte olan iki karga görür ve bir süre sonra
kargalardan biri diğerini öldürür. Kavgada ayakta kalan karga toprağı
eşeler küçük bir çukur açar yere serilen kargayı bu çukurun içine
çekerek gömer ve üzerine toprak atar sonra uçar gider. Bu manzarayı
izleyen Kabil de kardeşini Şam’ın dışında bulunan Kasyun dağına gömer..


Hz. Adem çocuklarını aramaya başlamıştı. Kabil babasının geldiğini
görünce korktu. Babası yaptığını görünce kendisini kesinlikle
affetmeyecekti. Korku içinde bağırarak babasının yanından kaçmaya
başladı. Hz. Adem, oğlunu bu kaçışını görünce korkmuştu. Çevreye
baktığında Habilin kanını gördü Kalbi şiddetle çarpıyordu. Yüreği
burkuldu. Kabil in habili öldürdüğünü anlamıştı. Çok üzüldü! göz yaşları
yanaklarından süzülmeye başladı. Ağlayarak Kabil in peşinden koşuyor ve
bağırıyordu.



- Kabil!.. Ne yaptın kardeşine?.. Kabil, sanki bütün dünyanın
kendisine bağırdığını hissetti



- Kabil!.. Ne yaptın kardeşine?.. Dağın eteğine inmişti. Korku ve
acılar içinde dağdan uzaklaştı. Hz. Adem peşinden bağırıyordu:



- Kabil!.. Ebediyen rahat yüzü görmeyesin. Kendi kendine korku
kapılarını açtın. Git! hiç bir zaman huzur bulma!.. Gördüğün hiç bir
canlıdan emin olma!… Hayatın sana zindan olsun!...

-------------------------------------------------------------------------------------------

Bir baska anlatilis sekli ile Kabil ile Habil kissasi:



Vaktiyle, kardeş olan Kabil ve Habil isminde iki Adem oğlu, Allahü Teâlâ
için birer kurban, ona manevî yakınlık sağlayacak birer nesne arz
etmişlerdi. Kabil katı tabiatlı, Habil ise takva sahibi bir kimse idi.
Herhangi bîr delil ile Habil'in kurbanının kabul olunduğu Kabil'in
kurbanının ise kabul olunmadığı anlaşıldı. Kurbanı kabul edilmeyen
Kabil, Habil'in kurbanının kabul edilmesinden dolayı ona hased ederek:


— Ahdim olsun seni öldüreceğim, dedi. Habil de dedi ki:


— Allahü Teâlâ ancak takva sahiplerinden kabul buyurur. Binaenaleyh
Allah'dan kork, niyyetini düzelt. Eğer sen beni öldürmek için elini
uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi uzatmam. Çünkü ben, âlemlerin
Rabb'ı olan Allah'dan her halde korkarım. Ben bu suretle şunu isterim
ki, beni günaha sokmayasın da hem benim günahım, hem de kendi günahınla
dönüp gidesin, bu iki günahı yüklenerek can verip Hakk'ın huzuruna
Varasin da Cehennem ehlinden olasın. Zira zalimlerin cezası budur.


Bu takva, bu salim fikir, bu hayır ve nasihat, bu kardeşlik hissi
üzerine, kurbanı kabul edilmeyen zalim Kabil'in nefsi, kendisine kardeşi
Habil'i öldürmeyi arzu ettirdi. Yani vaz geçirmek şöyle dursun öyle bir
cinayet güya bur tâat şevkiyle endişesiz yapılabilecek, mâniden uzak,
arzusuna uyulur bir şey gibi gösterdi, kolaylık hatta gayret verdi. Bu
suretle nefsi, Kabil'e bu cinayeti bir yem gibi önüne gerilmiş pek hoş
bir şey gibi gösterip ve bu isyanı icrası lâzım bir tâat gibi kabul
ettirince de Kabil kardeşini öldürdü. Ancak, bu cinayeti ile kendisine
bir fayda sağlama ihtimali olmadığından başka, dininde de, dünyasında da
hüsrana uğradı, zarar ve ziyan içinde kaldı, öldürdüğü kardeşinin
cesedini ne yapacağını şaşırdı, çaresizlikler içerisinde kıvrandı. Sonra
Allahü Teâlâ, yerde deşinen bir karga gönderdi. Bu gönderiş ve deşiniş
ona kardeşinin cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek içindi.
Katil, karganın bu hareketinden ilham alarak:


— «Eyvahlar olsun, vay bana, ben şu karga kadar olup da kardeşimin
leşini gömüp gizlemekten aciz oldum ha!..»


Dedi ve bunun üzerine nadimler güruhundan oldu, pişmanlıklar içerisinde
kaldı.


Bu kıssadaki Kabil ve Habil ismindeki iki kardeşin Adem aleyhisselâmın
kendisinin iki oğlu olduğu, ekseri müfessirlerin görüşü olmakla beraber
israil oğullarından iki Adem oğlu olduklarını söyleyenler de vardır.
Ancak dikkat edilmesi lâzım gelen husus, şahısların tâyini değil,
vak'anın hakikatidir. Çünkü Kabil ve Habil kıssası namıyla acaip ve
garip bir çok şeyler söylenmiştir. Binaenaleyh hata olmak ihtimalinden
kurtulamayacak olan türlü türlü rivayetlerden ve tafsilâttan sakınarak
Kur'ân-ı Kerîm'deki beyanın esas alınmasına dikkat çekilmiştir. Nitekim
mealen şöyle buyurulmuştur:



«Allahü Teâlâ iki Adem oğlu ile bir mesel darb etti, bunun hayrını
tutun, şerrini bırakın.»

(Mâide Sûresi)



Bir cok anlatilis sekli olan, degisik sekillerde anlatilan Habil ile Kabil kissasi'nin iki seklini paylasmak istedim
anlatilis sekli farkli olsada, önemli olan özü'dür, özünü anlamaktir..

Sürcü lisan ettimse affola...
Hakkinizi helal edin...



Selam ve Dua ile













kissa dan hisse alana ne mutlu...

Selametle





-----
"La ILahe ILLaLLah, Muhammeden ResuLaLLah"
0
 
Beitrag gepostet am 11.04.10, 18:08 @ccc_zahidem_ccc Nr.: 2 Antworten
 
Kabil ile Habil...
Kabil ile Habil = Kain und Abel

-----
"La ILahe ILLaLLah, Muhammeden ResuLaLLah"
0
 
Beitrag gepostet am 12.04.10, 15:04 @high-light Nr.: 3 Antworten
 
Kabil ile Habil...
fatiha okumanin hic bir zarari olmaz,
filancinin kabri zannedip o sahsin ruhu adina fatiha okuyorsa,
mutlaka onun ruhuna ulasir,
cünkü kabir olayi dünya icin,
ruh kabirin basinda beklemez bunu sanirim hepimiz biliyoruz,
kabir sadece göz icin bir dayanak.

misal bir yakinimizin mezari Türkiye'de, yada yakinlarimizin, ve biz Almanya'da Fatiha okuyup ruhuna hitaf ediyoruz, ALLAH kabul etmezmi?

diyorum ki, NIYET önemlidir,
niyetin temiz, ve art niyetsizse,
RABBIM insaallah kabul eder, diye düsünüyorum...

ama su rastgele türbe meselesinde sana hak vermiyor degilim,
türbeleri yapip da insanlarin temiz niyetlerini suistismar edenler,
elbet bir gün müstehakkini bulacaktir!

Sagolasin
Selametle kardesim

-----
"La ILahe ILLaLLah, Muhammeden ResuLaLLah"
0
 
Beitrag gepostet am 12.04.10, 21:09 @high-light Nr.: 4 Antworten
 
Kabil ile Habil...
yine diyorum haklisin, cünkü bir rahmetliye fatiha okumak icin illa ki mezarina gitmek gerekmiyor, mezarliklara ölümün var oldugunu unutmamamiz icin gitmemiz gerektigini düsünüyorum,
fakat telli baba sütcü baba, adak agaclarina bez baglayip medet ummak icin etrafinda dönmeler, yüz sürmeler, el sürmeler yanlistir!
lakin yine diyorum, eger ALLAH'in dualarini, Yasin-i serif, Fatiha okuyup iyi niyetle hitaf edersen ulasacagindan eminim,
mezarliktan gecerken bir fatiha okumak zarar getirmez, mezarlikta yatan kim olursa olsun, takdir artik ALLAH'in deyip kulluk vazifeni yerine getirmis olursun!
ama senin ne demek istedigini gayet iyi anliyorum

ve eminim okumus oldugumuz fatihalar, yasinler layik olani bulur, bosa gitmez insaallah

hurafelere inanmak yanlis, türbelere yüz sürmekte yanlis diye düsünüyorum, takdir ALLAH'in


Selametle kardesim

-----
"La ILahe ILLaLLah, Muhammeden ResuLaLLah"
0
 
Beitrag gepostet am 13.04.10, 22:09 @ccc_zahidem_ccc Nr.: 5 Antworten
 
Kabil ile Habil...

paylaşımın için sağol insan şeytana uyunca neler olcacagını cenab-ı ALLAH bize kabille gösteriyor yanlış hatırlamıyorsam,kıyamete kadar olacak insan öldürmelerde kabilin defterine günah yazılıyormuş.çünkü insanlar öldürmeleri ondan öğrendikleri için.

  selam ve dua ile


-----
güzel,gören,güzel,düþünür.güzel,düþünen hayatýndanlezzetalýr
0
 
Beitrag gepostet am 16.04.10, 18:13 @enescan27 Nr.: 6 Antworten
 
Kabil ile Habil...
ALLAH razi olsun,

Selam ve dua ile

-----
"La ILahe ILLaLLah, Muhammeden ResuLaLLah"
0
 
 
Antworten
Der Inhalt darf max. 30000 Zeichen lang sein!
 
Kabil ile Habil...