|
|
|
Sabir yokusu |
Gerçeği görüp bildikten sonra her faniye sırt çevirmek, ebediyyen ebedi nağmeyi terennüm etme azmi içinde olmak ve yakın gelip çatıncaya kadar her işkenceye katlanmak... işte sabır yokuşu!
En sarp sabır yokuşu içimizdedir.
Nefsimizin terennüm ettiği nağmelere kulak tıkamak, ondan gelen isteklere kıymet vermemektir.
Nefis, günde bin defa önümüze zehirli ballardan sofralar sürerken, cemiyet içimize isyan tohumları saçarken ve şeytan her köşebasında yolumuzda pusu kurmus beklerken, yol ve yön değiştirmemek ve mutlu sona doğru emin ve kararlı adımlarla yürümektir.
Gözün görüşüne, dilin söyleyişine, kulağın duyusuna bir ölçü tayin etmek, daha doğrusu, tayin edilen ölçü çerçevesinde bir sınır çizmektir.
Binbir çirkef ve labirentin içinde sabredebilmek ve kurtuluşa doğru azimle didinmek en büyük yokuştur. Ve iman aştığı bu yokuşlara göre kıymet kazanır.
En büyük insan en sarp yokuşları aşmıstır. Aşılmazları asmış ve akılların anlamaktan aciz kaldığı makamlara ulasmışken, en sarp yokusu aşarak, yoluna diken serpenlerin, kendisini yurt ve yuvasından kovanların, kadir bilmezlerin arasına dönmüş ve böylece bize yokuşların nasıl aşılması gerektiğini öğretmiştir. Her sabır yokuşu çileli ve ızdıraplı olduğu kadar zevkli ve tatlıdır. Çünkü mutlu son sabır yokuşunun zirvesindedir.
Fedakârlık bekleyen her iş bir sabır yokuşudur. Ve ona el uzatan her fedakar da iç âlemindeki binbir yokuşu tırmanan insandır.
Her muhasebe bir yokuştur.
Her sabır yokusu ümitle asılır. Ümitsiz insan sabır yokuşunu aşmak için gereken enerjisini kaybetmiş bir iradesizdir.
Sabır yokuşunda en sarp geçit sürçmemektir. Fakat bir kere sürçüp düstükten sonra yeniden doğrulup sabır yokuşunu tırmanmak, hatta yeni bir güç ve enerji kazanmış olarak tırmanmak da mümkündür.
Sabır yokuşunu tırmanmak için Bilali tanımak gerek. Bilal sabır yokuşunun muzaffer bir kahramanı, kızgın çölün bağrına döktüğü her damla ter ve kan ise zafer narasıdır. Aslında, saadet asrının her ferdi bir Bilal olmuş ve yokuşlar hep böyle aşılmıştır.
Hicret sarplardan sarp bir yokuştur. Çoluk-çocuk cıvıldaşırken, at kişnemeleri kuzu melemelerine karışırken ve dünya her şeyiyle tebessüm ederken, Elveda diyerek sonsuzluk kervanına, ebed yolculuğuna katılmak ve Pisdarın işaret ettiği beldeye dogru yol almak... işte bir başka sabır yokuşu!
Bedir sarp bir yokuştur. Fakat sabır yokuşunu aşmıs erlerin cengidir. Uhud, sabır yokuşunu aşanlarla aşamayanları ayıran bir ibret tablosudur.
|
|
|
|
|
|
|
|