Esselamu Aleykum Ve Rahmetullah
Cogu kisi ayni seyi söylüyor özellikle Körü Körüne Tarikatlara baglanmis Insanlarin bu Iddiayi Dinin AMENTÜSÜ GIBI SAVUNUP DURURLAR.. Onlar icin Uydurma Hadis diye birsey yoktur.
Bütün Hadisleri Kurana ters düsse bile kabul edip alirlar bunada anca AHMAKLIK DENIR..
Mesela SIKISTIGINIZ ZAMAN KABIR EHLINDEN YARDIM ISTEYIN diye Uydurma bir sözü HADIS DIYE Insanlara anlatip KABIRLERE TAPARLAR...Ayni Nuh a.s ve Mekke Müsriklerinin yaptigi gibi. ALLAHTAN KORKUN VE YANLIZ ALLAHA DUA EDINIZ.. Araya ölüleri sokmayin.
Bazi Ehli Sünnet Imamlari bu Uydurma Hadis icin ne demis.
Hz Adem günah işlediğinde şöyle dua etti:
Ya Rabb! Muhammedin hakkı için benim günahımı bağışlamanı diliyorum.
Allahu Teala dedi ki: Ey Adem! Sen Muhammedi nereden biliyorsun, ben onu daha yaratmadım.
Adem: Ey Rabbim, Sen beni yarattığında ve ruhundan bana üflediğinde başımı kaldırdım ve arşın sütunları üzerinde Lailahe İllallah Muhammedun Rasulullah yazılı olduğunu gördüm. Ve bildim ki, Sen kendi adının yanına ancak en çok sevdiğin kişinin ismini ilave edersin.
Allahu Teala dediki: Doğru söylüyorsun ey Adem, o (Hz. Muhammed sav) benim en sevdiğim kulumdur. Sen Benden onun (Hz Muhammed sav) hakkı için istedin, Ben seni bağışladım. Muhammed olmasaydı Ben seni yaratmazdım''
( Hakim Müstedrek 2/615 Hz Ömer (ra)'dan merfu olarak ;İbn Asâkir (2/323), el-Beyhâki, Delâilun-Nübuvve (5/488) )

Uydurmadır.
Râvilerinden olan Abdurrahm an b. Zeyd b. Eslem hakkında İbn Hibbân şöyle der: Hadis uydurmakla itham olunmuş, Leys, Malik ve İbn Lehia üzerine hadisler uydurmuştur. Dolayısıyla imâm ez-Zehebî rivâyet hakkında uydurma ve batıl derken, İbn Hacer el-Askalânî de ona katılır.
Zehebi, bu hadis hakkında: 'Hadis uydurmadır. Abdurrahman yalancıdır. Ve Abdullah İbni Meslem el-Fahri'nin kim olduğunu bilmiyorum demektedir.

Mizanul-İtidalde bu hadis için batıl bir haberdir denilmektedir.

Beyhaki Delail Nübüvve'de Abdurrahman İbni Zeyd İbni Eslem zayıf ravilerdendir der.

El-Elbani bu hadisi aktardıktan sonra Sonuç olarak ben derim ki: Bu hadisin Peygamber (sav)'den aslı yoktur. Bu hadise iki muhterem hafız -Askalani ve Zehebi- batıl hükmü vermiştir.( Zayıf Hadisler Silsilesi 1/hadis no 25) diyerek hadisi eleştirmektedir.
Bu uydurma Hadisle ilgili cok daha genis bilgiler var fakat ben bukadarini yazmakta yeterli görüyorum.

Zitat:

Ayni Nuh a.s ve Mekke Müsriklerinin yaptigi gibi. ALLAHTAN KORKUN VE YANLIZ ALLAHA DUA EDINIZ.. Araya ölüleri sokmayin.

TEKRAR OKUDUGUMDA BIR HATA FARKETTIM ONU HEMEN DÜZELTMEK ISTIYORUM NUH A.SIN KAVMI OLACAKTI, ALLAH AFFEDER BU HATAMI INSALLAH

Zitat:

Bu hadisi basta Teberani ve Marifetnamenin ön sözünde,Yusuf i Nebhani hazretlerinin Envarı Muhammediyye kitabının 13.sayfasında ve imam ı Rabbani hazretlerinin Mektubatının 122.mektubunda vardır.

Kardesim sen yukarda yazdigimi okudunmu?
Rabbaninin sapik düsüncelerini hic okudunmu??
Mektubati VAHIYMIDIR??
BEN ALLAHI KADININ CINSEL ORGANINDA GÖRDÜM DIYEN RABBANIYE NEKADAR GÜVENEBILIRIZ?
Sen böyle insanlara Hazret diyorsun ALLAHTAN Kork..
Islamda böyle a$iri yüceltmeler YASAKTIR HARAMDIR..

Zitat:

Ashabı Suffe oku ögren Efendimiz zamanında varmıymıs yokmuymus Tarikat onLardan basLar....

Tasavvuf sözcüğü, ne Arapçadır; ne İslâm kaynaklıdır; ne Kuran-ı Kerimde, ne de hadisi şeriflerde geçmektedir. Bu gerçekler bile tasavvufun İslâma her bakımdan ne kadar yabancı olduğunu anlatmaya yeter.

Tasavvuf kelimesi, Yunanca Theosophie=Teozofi den alınmış, zaman içinde gevelenerek sözde (felsefe kelimesi gibi) Arapçalaştırılmıştır. Çünkü felsefe sözcüğü de orijin bakımından Yunancadır ve batı dillerinde (fr.) philosophie veya (İng.) philosophy (filozofi) şeklinde yazılır. İşte Theosophie kelimesi böyle bir evrime uğrayarak bu fonetikle işlenmiş ve İslâm literatürüne çöküş sürecinde yerleştirilmiştir. Buna rağmen tasavvuf kelimesinin, (Arapça yün anlamına gelen) sûftan; (arılık anlamına gelen) safwetten; ya da Ashab-ı Suffe den geldiği, ısrarla ileri sürülmüştür. Bu iddiaların üçü de temelsizdir.
Görüldüğü üzere gerek kaynak bakımından, gerekse lenguistik yönden İslâma bu derece uzak olan tasavvuf, felsefe olarak da İslâm'a ilişkin hiçbir özellik taşımamaktadır.

Zitat:

günümüzde peydâ olmuş bulunan,Bize Kurân yeter!..diyenlere,çağlar ötesinden en güzel cevaptır: Sizden biriniz; kendisine benim emirlerimden herhangi bir emir veya yasaklarımdan herhangi bir yasak ulaştığı zaman,koltuğunda oturup da «Bilmiyorum,biz ancak Allâhın kitabında bulduğumuza uyarız!» derken görmeyeyim.

ÖNCE KAYNAK GETIR VE BU HADISI BÜYÜK IMAMLAR HANGI SINIFA KOYMUS; HADIS SAHIHMI? HASENMI? MEVDUMU? BUNLARI GETIR BANA ONDAN SONRA SANA CEVABIM GELIR
BENIM YAZDIKLARIMDA HEP KAYNAK VARDIR SIZLER ISE KAYNAKSIZ VEYAHUT UYDURMA KAYNAKLARLA KONUSUP DURURSUNUZ

BIZ INSANLARI SAHIH KAYNAKLARA DAVET EDIYORUZ ÖNCE KURAN SONRA ALLAHIN BIZLERE EMRETTIGI GIBI SÜNNETE UYARIZ ANCAK SÜNNETTE DOGRU KAYNAKLAR VARDIR VE UYDURMA KAYNAKLAR VARDIR..O YÜZDEN SADECE MUVAHHID HADISLERI ALIRIZ SIZIN GIBI UYDURMALARA INANMAYIZ

Benim amacim Insanlari heryerde aydinlatmak..
Tarikata bagli insanlarin burda kendi Sapik düsüncelerini yazarken ve savunurken ben bunlara göz yumamam.
Onlarin Cehenneme gitmelerine göz yumamam.
O yüzden onlari TEVHIDE ve ISLAMIN AsIL KAYNAKLARINA CAGIRIYORUM..
Ben Emin olmadigim bir konuyu neden acayim?
Orda yazilan Imamlar hep büyük ve Islam aleminin kabul ettigi imamlardir..
Daha bunlari bile bilmiyoruz...Böyle Imamlar bu Hadisi Uydurma olduguna Karar veriyor Tarikat Seyhleri ve sapiklari bunu Kullaniyor.
Biraz daha Ilim arastirmaya ve ISLAMI SAHIH KAYNAKLARINDAN ÖGRENMEYE DAVET EDIYORUM..

Iyi güzel hosta bu senin yaptiginin ve senin dogru yolda gittiginimi ispat ediyor?
Bence tam tersini ispat ediyor.
Bunun kaynaginida getirsen cok sevinirim.
Kaynaksiz konusmamak lazimdir.

Evet dediklerini dogru Mevlana ve onun gibi SAPIKLARIN Islama ZIT düsüncelerini redediyorum..